Eğitim İş: “Cinsel Saldırı Suçlarından MEB Sorumludur”

16 Mart 2016

Eğitim İş Çanakkale Şube Yönetim Kurulu Adına Şube Başkanı Ahmet Mantaş yaptığı açıklamada, Öğrencilere Yönelik Cinsel Saldırı Suçlarından Milli Eğitim Bakanlığı Sorumludur dedi. Mantaş, bugüne kadar yaşanan cinsel istismar haberlerini hatırlatarak TÜRGEV, ENSAR, İHH gibi vakıf ve kuruluşlara verilen izinlerin iptal edilmesi gerektiğini belirtti.

Eğitim İş Çanakkale Şube Yönetim Kurulu Adına Şube Başkanı Ahmet Mantaş yaptığı açıklamada, Öğrencilere Yönelik Cinsel Saldırı Suçlarından Milli Eğitim Bakanlığı Sorumludur dedi. Mantaş, bugüne kadar yaşanan cinsel istismar haberlerini hatırlatarak TÜRGEV, ENSAR, İHH gibi vakıf ve kuruluşlara verilen izinlerin iptal edilmesi gerektiğini belirtti.

Mantaş Açıklamasında şunları kaydetti:

Olay:1– KARAMAN’DA ENSAR VAKFI’NA AİT ÖĞRENCİ EVLERİNDE KALAN 9-10 YAŞLARINDA 45 ERKEK ÖĞRENCİYE BİR ÖĞRETMENCE TECAVÜZ EDİLDİĞİ İDDİASIYLA DAVA AÇILDI

Birgün Gazetesi’nde yer alan Serbay Mansuroğlu’nun haberine göre; Karaman’da bir öğretmenin, tarikat evlerinde en az 45 erkek öğrenciye tecavüz ettiği iddia edildi. Ensar Vakfı ve Karaman Anadolu İmam Hatip ve İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği’ne (KAİMDER) yakın kişilerin kiraladığı evlerde kaldıkları öne sürülen 9 ve 10 yaşlarında bulunan öğrencilere tecavüz eden öğretmen ise tutuklandı. İddialara göre Karaman merkezde bir okulda görev yapan Eğitim Bir Sen üyesi sınıf öğretmeni M.B. söz konusu tarikat evlerinde kalan öğrencilere özel ders vermek için gidiyordu.

Karaman İl Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu, olayı doğrulayarak “Öğretmenin tutuklandığı bilgisi doğru.”dedi.

Olay:2-ÇANKAYA’DA BİR LİSEDE DİN DERSİ ÖĞRETMENİNİN 3 KIZ ÖĞRENCİYE CİNSEL TACİZDE BULUNDUGU İDDİASIYLA DAVA AÇILDI

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Çankaya’daki bir lisede Müdür yardımcısı olarak görev yapan   din dersi öğretmeni M.Y.A hakkında 3 kız öğrencisini taciz ettiği iddiasıyla 66 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. İddianamede, öğretmenin, öğrencileri üniversite sınavını kazanmaları için ”Hipnotize edeceğini” söyleyerek, öğretmenler odasında taciz ettiği” anlatıldı.

Olay:3- KAYSERİ’DE ÖĞRETMENİ TARAFINDAN TECAVÜZ EDİLEN KIZ ÖĞRENCİ İNTİHAR ETTİ

22 Şubat 2016 tarihli haberde Kayseri’de geçen Çarşamba günü tabancayla intihar eden lise 12’nci sınıf öğrencisi 17 yaşındaki Cansel Buse K.’yı cinsel istismarla suçlanan evli matematik öğretmeni 33 yaşındaki Bayram Ö. tutuklandı. Milli Eğitim Müdürlüğü de okul yönetimini açığa aldı.

Olay:4-DİN DERSİ ÖĞRETMENİ TAYT GİYEN KIZ ÖĞRENCİNİN ŞEHVET UYANDIRDIĞINI SÖYLEDİ

Cumhuriyet com.tr’de yer alan habere göre İstanbul Beykoz’daki bir lisede ders sırasında tayt giyen kız öğrencilere şehvet duyduğunu söylediği iddia edilen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni E. Ş.’nin 4.5 yıl hapsi istendi.

Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı, re’sen başlatılan soruşturma kapsamında öğrencilerin ve tanıkların ifadesine başvurdu. “Nitelikli cinsel taciz” suçundan cezalandırılması için öğretmen E. Ş. hakkında iddianame düzenlendi.

Ders sırasında “Kadın seks objesidir. Tayt-pantolon giyen kadın şehvet uyandırır” gibi sözler söylediği iddia edilen öğretmenin 4.5 yıla kadar hapsi istendi. Suçun birden fazla öğrenciye yönelik olması nedeniyle cezanın dörtte bir ile dörtte üç artırılması talebi de iddianamede yer aldı.

Yukarıda yer verilenler, son 3 ayda basında ve görsel medyada yer alan haberlerden bazıları. Eğitim kurumlarında / okullarımızda yaşanan bu olayların mağduru öğrenciler, aileleri tarafından eğitilmesi amacıyla milli eğitim kurumlarına emanet edilmiş çocuklar.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi öğretmenliği ile hükümete yakın bir eğitim sendikası üyeliğini referans kabul ederek okul/kurum yöneticiliklerini ağırlıklı olarak bu kadrolara teslim etmesi üzerine okullarda bu türden cinsel saldırı suçlarının arttığı gözlenmektedir. Bu olaylara, karma eğitime karşı olan bir zihniyetin okullarda kız öğrencilere cinsel obje olarak bakmak gibi hastalıklı bir düşüncenin ürünü demek de son çıkan haberle artık “pes” dedirtecek kadar anlamsız kalmıştır.

Karaman’da yaşanan ve İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği ile Ensar Vakfı’na yakınlığıyla bilinen kişilerin kiraladıkları ev ve yurtlarda kalan 9-10 yaşındaki 45 erkek öğrenciye, hükümete yakınlığıyla bilinen YANDAŞ bir sendikaya üye olduğu belirtilen bir öğretmen tarafından tecavüz edildiği ve bu öğretmenin tutuklandığı haberi, tüm Türkiye’de infial uyandırmıştır.

Bu yaşananlar, sözüm ona yoksul aile çocuklarına yardım amaçlı kurulduğu iddia edilen; ancak daha çok siyasi ve dini istismar etmek üzere faaliyet gösteren bazı dernek ve vakıfların, öğrencilere yardım adı altında yurtlar açarak, buralarda öğrencileri, kendi amaçları doğrultusunda yetiştirmek istemelerinin sonucudur. Bugün terör örgütü olarak haklarında davalar açılan bir cemaatin “ışık evleri” adı altında yurtlar, evler açarak körpecik beyinleri yıkaması sonucu yaşananlarda olduğu gibi, gelinen noktada, konunun ne kadar tehlikeli, ne kadar vahim olduğunu göstermektedir.

Bu gibi kurumlara Milli Eğitim Bakanlığı’nca açıktan destek verilmesi, hatta bizzat buna benzer vakıf, dernek ve cemaat, tarikat yurtlarına bu çocukların yerleştirilmesi ve oralarda belirli amaçlara hizmet için yetiştirilmelerine göz yumulması; yapılan çalışmalara katkı sunulması artık gizli olmaktan çıkmış, tüm kamuoyunun gözleri önünde cereyan eder duruma gelmiştir.

Bir kez daha başta Mili Eğitim Bakanlığı yetkilileri olmak üzere tüm devlet yetkililerine hatırlatmak istiyoruz:

Devlet, 18 milyondan fazla çocuğun eğitiminden, etik değerlere bağlı, onurlu, düzgün bir yaşam sürmesinden, sağlıklı, huzurlu, dengeli bir yaşam içerisinde çağdaş, insani ve evrensel değerlere bağlı yurttaşlar olarak yetiştirilmesinden sorumludur. Devlet, bu konuda gereken tedbirleri almak ve çocuklarımızı her türlü saldırıya karşı korumakla yükümlüdür.

Devlet, kendi sorumluluğu altındaki bu çocukların eğitimini, barınmasını,  ihtiyaçlarını belirli amaçlara hizmet eden; çoğu dini esaslara göre eğitimi şekillendirmek isteyen, eğitimin laik yapısını ve karma eğitim anlayışını yok etmeye çalışan  bir kısım tarikatların, Cumhuriyet düşmanı vakıf, dernek veya cemaatlerin eline terk edemez.

Milli Eğitim Bakanlığı’nı ve tüm il valilerini buradan uyarıyoruz!

Okullarımızda eğitim-öğrenim gören milyonlarca öğrencimizi korumak için “eğitime katkı, yardım, destek”  adı altında faaliyet gösteren bu tür vakıf, dernek ve cemaatlere karşı duyarlı olmalarını,  bunların yerli yersiz konferans, toplantı, seminer, bağış adı altında okullarımızda faaliyet göstermelerine izin vermemelerini; kimsesiz yardıma muhtaç çocuklarımızı bu tür tarikat dernek vakıf gibi kuruluşlarının ellerine bırakmamalarını ve bu çocuklarımızın ihtiyaçlarını bizzat devlet imkanlarıyla sağlamalarını; aksi halde bu tür sonuçlardan kendilerinin de sorumlu olacaklarını unutmamaları gerektiğinin bir kez daha hatırlatırız.

Mili Eğitim Bakanlığı’nı, daha önce işbirliğine gittiği ve değişik türden anlaşmalar yaptığıTÜRGEV, ENSAR, İHH gibi vakıf ve kuruluşlarla yaptığı anlaşmalara derhal son vermeye ve bu kuruluşların okullarda her ne ad altında olursa olsun faaliyette bulunmalarına yönelik verilen izinleri kaldırmaya çağırıyoruz.

Devletin hiçbir kuruluşunun cemaat, tarikat vakıflarının bağış ve yardımına ihtiyacı yoktur. Ülkenin çocuklarının onurlu ve güvenli bir eğitim alması başta Milli Eğitim Bakanlığı’nın olmak üzere devletin Anayasal görevidir.
Çünkü Türkiye Cumhuriyeti, kimsesizlerin kimsesidir.

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir