Ağı Dağı ve Kazdağlarındaki Zararın Araştırılmasını İstediler

20 Haziran 2012

CHP’li vekiller, Ağı Dağı ve Kazdağlarında altın madeni arama ve sondaj çalışmaları yapan şirketlerinin çevreye verdiği, telafisi mümkün olmayan zararların tespit edilerek alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla araştırma önergesi sundu.

CHP’li Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş ile Balıkesir Milletvekilleri Namık Havutça ve Ahmet Haluk Gümüş, Ağı Dağı ve Kazdağlarında altın madeni arama ve sondaj çalışmaları yapan şirketlerinin çevreye verdiği, telafisi mümkün olmayan zararların tespit edilerek alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla TBMM Başkanlığına, altında CHP’li 20 milletvekilinin imzası bulunan araştırma önergesi sundu.

Araştırma önergesinde şu ifadelere yer verildi; “Çanakkale ile Balıkesir ili sınırları içerisinde, Kaz Dağları’nın kuzey yamaçlarında, Bayramiç’in doğusu, Evciler’ in kuzeyi, Etili’nin güneyi ile Çan ilçesinin güneybatısında yer alan Ağı Dağı 1.007 metre yükseklikte bir dağımızdır. Ağı Dağı, kendine has biyolojik çeşitliliği, fiziki coğrafya koşulları ve buzul çağlarından bize miras kalan bir bitki örtüsü ile özel bir öneme sahiptir. Sadece Kaz Dağlarına özgü köknar, Anadolu kestanesi, doğu kayını, fındık ve kızılağaçlar gibi pek çok türde ağaçlarla birlikte, endemik türler açısından da çok zengin çeşitliliğe sahiptir. Bu tanrının bize emaneti dağımız, son yıllarda onlarca firma tarafından altın arama ve sondaj çalışmaları ile delik deşik hale getirilerek adeta katledilmiştir. Bu firmaların hepsinin de yaptığı iş ve işlemler aynı olup, bunlardan sadece bir tanesinin çalışmalarını örnek vererek diğer tüm firmaların çalışmalarını gözler önüne sermiş olacağız. 2013 yılında üretime geçeceği söylenen Kanada’da kurulup, Toronto Borsası’nda kayıtlı olup Meksika’da da işletmesi olan Alamos Gold İnc. Şirketi. Ülkemizde Ağı Dağı ile Kirazlı’ da da faaliyetlerini sürdürmektedir. Babadağ, Delidağ, Çamyurt, Tavşan, Ayıtepe, Ihlamur ve Yangın Kula sahalarında araştırmalar sürüp işletmeye açılacaktır. İşletmeye açılacak sahaların çevreye vereceği zararları saymakla bitiremeyeceğimiz gibi bu zararın ileride telafisi de mümkün görünmemektedir. Ocaklardan sadece Babadağ’ı ve Delidağ’ı yataklarını örnek olarak ele alıp incelersek, şöyle ki; Ocaklardan çıkarılacak cevher kırılıp, yakınlarındaki işletme tesislerine taşınacak, burada ufalanıp yığın liçi alanına serilip siyanürlü sularla yıkanacak, bu sular başka kimyasallar ve aktif kömürle işlenip ham altın çıkarılacak. Çıkan saf altın Avrupa’daki rafinerilere götürülüp, temizlendikten sonra borsada satılacaktır. Ülkemizden bu şekilde giden altın, gümüş veya başka metallerin tamamı 40 tonu geçmeyecek. Geride, sadece örnekteki ocakta olduğu gibi, kazılıp çıkarılarak, ufalanıp işletme tesisine taşınıp öğütülerek siyanürlü sularla yıkanan ve yaklaşık 900 dönüme yayılıp 100 metre yüksekliğe varacak kadar biriktirilen bir linç yığını kalacak. Tabi çevreye verilen zarar bununla sınırlı kalmayacak. İçinde altın var diye kazılıp çıkarılan 67 milyon ton kayaya ulaşmak için bir 59 milyon ton kaya daha kazılacak, bunlar ekonomik değil diye ocakların yakınına bırakılarak sonsuza kadar çevreye kirlilik yayacak. İşletme sırasında kullanılacak siyanürün yarısı daha o dönemde gazlaşarak çevreye yayılacak, yayılan hidrojen siyanür yavaş ?yavaş azot gazlarına, nitrikasite dönüşecek ve çevredeki kayalarda durgun bekleyen arseniği çözüp sulara, tozlara salacak. Ekonomik olmayan kayaların depolama sahalarından sızan sular asitli, ağır metallerle yüklü olacak, yakın köylerden başlayıp bütün Kocaçay ve Menderes akarsu havzalarına, Çanakkale çiftçilerini can damarı olan sulama barajlarına kirlilik taşıyacak. Çevre köylerin içme su kaynakları artık ölüm saçacak. İşletme sırasında Ağı Dağı’nın bütün ağaçları, 1744 hektar alandaki bütün ağaçlar kesilecek ve bir daha ağaç yetişemeyecektir. Ağı Dağı merkez olmak üzere geniş bir alanda yaban yaşamı göçe zorlanacak, İlk kaçanlar arılar olacak. Yaban ve meyve ağaçlarının döllenmesi aksayacak, yöreden her eksilen canlı türünün öteki hayvansal ve bitkisel yaşama olan katkıları azaldıkça, kalanlar da ya yozlaşacak, ya da göçecektir. Bunların hepsi neden yapılacak biliyor musunuz? Toronto Borsası’nda Alamos Gold Şirketinin hisselerini alan yatırımcıların, 350 dolara mal edip bugünlerde 1800 doların üzerinde satılan altından para kazansın diye. Sadece bir firmanın altın arama ve işletmesi ile Ağı Dağı ve çevresine verdiği zararların ne boyutlarda olacağını göz önüne alırsak, Kaz Dağları’nda onlarca firmanın çevreye vereceği tahribat ve telafisi mümkün olmayan çevre felaketinin boyutlarını tahmin bile edemeyiz. İşte bu çevre katliamı karşısında seyirci kalmadan bu aymazlığa dur demek ve felaket olmadan alınması gereken tedbirlerin belirlenerek uygulanmaya konulması amacıyla Anayasamızın 98. maddesi, İçtüzüğümüzün 104. ve 105. maddeleri gereğince bir Araştırma Komisyonu kurularak konunun tüm boyutlarıyla araştırılmasını saygılarımızla arz ederiz.”

[Kaynak: canakkaleninrehberi.com]

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir