Gece Altını Islatma Rahatsızlığında Bir Korunma Yöntemi Olarak Anne Sütü

01 Şubat 2017

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)’nden Duygu Karademir Aras, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Eyüp Burak Sancak ile çocukların gece altını ıslatma probleminde bir korunma yöntemi olarak anne sütünün önemine yönelik bir röportaj gerçekleştirdi:

Röportaj: Duygu Karademir Aras / comu.edu.tr
Dünya Sağlık Örgütü, UNICEF, Amerikan Pediatri Akademisi ve Sağlık Bakanlığı gibi birçok uluslararası ve ulusal kuruluş tarafından yapılan araştırmalar ilk 6 ay anne sütüyle beslenmenin bebekler için çok önemli olduğunu vurguluyor. Bebeklere ilk 6 ay, gereksinimi olan tüm besin öğelerini tek başına sağlayan anne sütünün verilmesinin bir yararı daha ortaya çıktı. Çocukları pek çok hastalıktan koruyan anne sütü, çocukların gece altını ıslatma probleminde de önemli bir koruyucu.
Konuyla ilgili olarak Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Eyüp Burak Sancak ile konuştuk. Yrd. Doç. Dr. Sancak; MNE Hastalığını, hastalığı anne sütü ile ilişkilendiren ve dünyada ilk kez yapılmış olan araştırmayı ve özellikle biofeedback tedavisinde Türkiye’de sayılı merkezden biri olan ÇOMÜ’de, hastalıkla ilgili uygulanan tedavi yöntemlerini anlattı.

Öncelikle MNE hastalığı nedir?
Bu hastalığın adı Monosemptomatik Enurezis Nokturna, yani gündüz problemi olmayan sadece gece kaçırma yakınması olan çocuklar demektir.

MNE Rahatsızlığı ile anne sütü arasında nasıl bir bağlantı var ve bunu araştırma fikri nasıl ortaya çıktı?
Normal gelişimleri sırasında çocuklar genellikle 2 – 3 yaşları arasında mesane kontrolünü kazanmaya başlarlar. Fakat bazı durumlarda çocuklar 5 yaşını doldurmasına rağmen gece kontrolünü kazanamazlar. Gece kaçırması diyebilmek için çocuğun 5 yaşını doldurmuş olması gerekiyor. Yani 60 aydan önce bu rahatsızlık mevcutsa tedavi etmiyoruz.
Bu hastalık yılda %15 oranında kendiliğinden düzelir. Bugüne kadar hastalığın bu yüksek oranda kendiliğinden düzelmesine nelerin etki ettiğinin araştırılmadığını gördük. Bu sebeple aklımıza araştırılması gereken çeşitli durumlar geldi. Örneğin, annenin ve babanın eğitim durumu, sosyoekonomik durumu, gelirleri, ailede başka bir çocukta kaçırma olup olmadığı, anne ve babada varsa kaçırma yaşı ve anne sütü alma süresi gibi değişkenleri ayrıntılı şekilde düşündük ve hastalığın kendiliğinden düzelmesi üzerinde hangilerinin etkinliği olup olmadığını araştırmaya karar verdik. Bu çalışmayı 1500 kişi üzerinde yaptık. Bu 1500 kişi içerisinden MNE için hiçbir tedavi almayan ve gece kaçırması kendiliğinden düzelen 181 kişiyi seçtik. Bunların kendiliğinden idrar kaçırmasının düzelmesinin üzerine nelerin etkin olduğunu araştırdık. Çalışmamız bunun üzerine kurulu.

5 Aydan Çok Emzirilen Çocuklarda Gece Kaçırma Oranı Daha Düşük
Monosemptomatik Enurezis hastalığının nedenleri ile ilgili olarak çeşitli hipotezler öne sürülmüş. Bunlardan ilki çocukların sinirsel gelişiminin yavaşlaması. İkinci faktör çocukların mesane fonksiyonlarını kazanma sürecinin gecikmesi, üçüncü faktör psikolojik ve davranışsal problemler ve dördüncü faktörde ise genetik olarak çeşitli nedenler öne sürülmüş. Bu nedenlerin hemen hemen hepsinin üzerinde anne sütünün olumlu etkileri olduğunu biliyoruz. Anne sütü alan çocukların nöromotor gelişimleri ile psikolojik ve davranışsal durumlarının özellikle özgüven noktasında daha iyi olduğunu biliyoruz. Bu sebeplerle anne sütünün gece kaçırma üzerine etkisi var mıdır diye araştırmak istedik. Genel bir değerlendirme yapınca çocukları 5 aydan az ve 5 aydan çok emzirilenler diye iki gruba ayırdığımızda aralarında ciddi bir fark olduğunu saptadık. Sonuçta da araştırdığımız pek çok faktörden sadece iki faktörün çok etkili olduğunu gördük. Bunlardan ilki aile hikâyesi; eğer ailesinde bir kaçıran varsa, anne ya da babadan biri belli bir yaşa kadar gece idrar kaçırıyorsa bu çocukların düzelme yaşının da genelde onlara yakın yaşa kadar devam ettiğini bulduk. İkincisi ve daha çok etkileyen faktör ise anne sütü. 5 aydan daha uzun süre emzirilen çocukların daha erken yaşta idrar kaçırmalarının düzeldiğini gördük. Bu da çok önemli bir bulgu. Bu çalışma ile çocukların anne sütünü almaları gereken süre ile ilgili bir sınır değer bulduk.
Yaptığımız çalışmanın sonucu olarak şunu söylüyoruz; çocukların idrar kaçırmasının kendiliğinden düzelmesinde anne sütünün faydası vardır ve çocuklar en az 5 ay emzirilmelidir. Anne sütünün, çocuğun zihinsel, fizyolojik, psikolojik gelişiminden savunma sistemine kadar pek çok açıdan faydası var. Birçok faydasının yanında yaptığımız araştırma ile bir de bu faydasını ortaya koymuş olduk. Yaptığımız çalışma, gece kaçırmalarında kendiliğinden düzelme üzerinde anne sütünün etkisini araştıran dünyada yapılan ilk çalışma.
Özellikle belirtmek gerekirse anne sütü bir tedavi değil bir korunma yöntemidir.

Hastalığın tedavi yöntemleri nelerdir?
Normal şartlarda dünya standartlarında Monosemptomatik Enurezis tedavisinde iki altın standart tedavi vardır. Birincisi Desmopressin ilaç tedavisi, ikincisi de alarm tedavisi.
Alarm tedavisini kısaca şu şekilde açıklayabiliriz; çocuğun iç çamaşırına bir elektrot bağlanır. Bu elektrot ıslandığında alarm çalmaya başlar. Çocuklar bu şekilde şartlandırılır. 6 haftalık tedavi sonucunda oldukça etkin bir tedavi yöntemidir. Çocuk belli bir haftadan sonra alarm sesini duymamak için tuvaleti geldiğinde altına kaçırmadan uyanmaya başlar ve belli bir aşamadan sonra cihaz çıkarıldığı halde altına kaçırmadan uyanır. Bu şekilde çocuklara davranışsal bir tedavi yapıyoruz.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde Uygulanan Biofeedback tedavi yönteminin Türkiye’de sayılı merkezde uygulandığını biliyoruz. Biofeedback tedavisi hakkında bilgi verir misiniz?
İlaç ve alarm tedavisinin yanı sıra kliniğimizde hastalıkla ilgili başka bir ilaçsız tedavi daha uyguluyoruz. Bu tedavi biofeedback tedavisi.
Bu tedavide gece kaçırma sorunu olan çocuğumuzu haftada bir gün hastaneye çağırıyoruz ve hastaneye yatırıp vücuduna iki adet elektrot bağlıyoruz. Bu elektrotlar çocuğun karşısında bulunan içinde kuş animasyonu olan bir monitöre bağlı oluyor. Çocuk kaslarını kastığı zaman monitördeki kuş havalanıyor, gevşettiği zaman alçalıyor. Bu şekilde çocukta kaslarının kontrolünü sağlıyoruz. Yani çocuk idrar tutan kaslarını güçlendirmeyi öğreniyor. Kol kasları zayıf birinin ağırlık kaldırarak kol kaslarını güçlendirmesi gibi biz de bu çocuklara kaslarını geliştirmeyi öğretiyoruz. Burada öğrettiğimiz egzersizleri evde de yapmasını istiyoruz. Yani çocuk, kuş hareketleri dediğimiz bu hareketlerle; kuşun yükselmesini, alçalmasını, engellerden geçmesini sağlarken bu kaslarını koordine etmeyi ve bu kaslarını nasıl çalıştıracağını öğreniyor. Bu kaslar idrar tutturan kaslar. Biofeedback tedavisi ile gece idrar kaçıran çocukların kaçırmalarının engellenmesine fayda ettiğini, özellikle ilaç tedavisine dirençli olanların büyük oranda düzeldiğini gördük. Yani ilaç tedavisi hastalığa etki etmemişse biofeedback tedavisi çocuklarımızın gece kaçırmalarını düzeltmede elimizdeki en etkili yöntem. Bu tedavi Türkiye’de sayılı merkezlerde uygulanan bir tedavidir. O merkezlerden biri de Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ndedir.

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir