Nineye Dedeye Geelll!

Şuayip Odabaşı
17/02/2009

Bir ülkenin kralı ölmüş.
Yerine oğlu geçmiş.
“Yaşasın yeni kral.”
Tahtına oturur oturmaz, emir vermiş.
Ülkede, ne kadar ihtiyar varsa hemen öldürün.
“Boşuna oturup, yiyip içmesinler.”
“Ben çalışmayana, su ekmek vermem.”
Ne kadar ihtiyar varsa öldürülmüş.
Komşu ülkenin kralı, bunu fırsat bilip bir elçi göndermiş, ?ihtiyar düşmanı? krala.
Elçi gelip çıkmış, kralın huzuruna.
Demiş ki:
“Ülkemin kralı kum tanesinden bir tespih yapmanızı istiyor. Kum tanelerini ortasından delip, ipe dizip bir tespih yapacaksınız. Kralıma göndereceksiniz.”
Eeeeee!
“Eğer tespihi yapamazsanız size savaş ilan edeceğiz.”
Askeri gücü zayıf olan, ihtiyar düşmanı kral, kara kara düşünmeye başlamış.
“Tespihi yapamazsa ülke elden gidecek.”
Haber salmışlar, ülkenin dört bir yanına.
Bir çocuk çıkmış meydana:
“Ben biliyorum demiş, tespihin nasıl yapılacağını.”
Hemen kralın karşısına çıkarmışlar çocuğu.
Çocuk;
“O ülke kralı kumdan yapılmış bir tespihi, örnek olarak yapıp bize göndersin. Bizde aynısını yapıp kendisine gönderelim.”
Hemen haber uçurulmuş karşı ülke kralına.
Kral apışıp kalmış.
Demiş ki:
“Hani o ülkede bütün yaşlılar, ihtiyarlar öldürülmüştü. O ülkenin içinde halâ saklanan yaşlı insanlar var”
Herkes şaşırmış.
Haber tez duyulmuş. Çocuğu yakalamışlar, sormuşlar.
“Sana bu aklı, bilgiyi kim verdi?”
Çocuk;
“Dedem” demiş.
“Ben dedemi çok seviyorum. O?nu bir buğday ambarında sakladım. Bu sorunun cevabını gittim dedeme sordum. Dedem söyledi.”
Ülkenin şımarık kralı, hatasını, “dank” diye anlamış.
O günden sonra o ülkede, bütün yaşlılar “başköşeye” oturtulmuş.
“Hayat tecrübelerinden, birikmiş bilgilerinden” yararlanmak için.

Kıssadan hisse.
Anlayana?

**
Eskiden doğan çocukları cami avlularına bırakırlardı. Birde mektup yazarlardı.
Bebekleri atmak, artık kanıksanır oldu.
Hiç kimse; “Hayret!” diye şaşkınlık göstermiyor.
Şimdi moda değişti.
Cami avlularına “ihtiyarları” bırakıyorlar.
Hele bir yaşlının; tarlası, tapası ve de maaşı yoksa, huzur evlerine de almıyorlar artık.
Bir de; malını, mülkünü sağlığında teslim etmişse çocuklarına. Hepten yandı. Cami avlusu da temizlemez adamı.
Artık insanlar nine/dede den oluşan, “geçmişle geleceğin birbirine bağlandığı aileler” olmaktan kopmuş. “Bireysellik ve bencillik” başköşede.
İhtiyarlara açık olan yerler; “bir camilerin avluları bir de mezarlıklar” kalmış.
**
Demek ki,
“Büyüğe saygı ve hürmette” yok olan değerler listesinde.
Evlerimizin başköşelerine; çocuklarımıza masal anlatacak, “dedeler nineler yerine” hangi “maddeyi” koyacağız.
Bir dedeye ihtiyaç duyarsanız.
“Ak saçlı, ak sakallı”
Çocuklarınıza masal anlatacak bir dedeye.
Bir nineye ihtiyaç duyarsanız.
“Mısır patlatacak, ninni söyleyecek”
Antalya’da bir cami avlusunda çokmuş(!)

Şimdi ki moda;
Cami avlularına, “nine ve dedeleri atmak.”
Bakalım, göreceğiz.
En çok ve en uzağa, “dede” atma rekorunu kim kıracak?
Hangi ilimiz alacak kupayı?

Bu iş; ne Müslümanlık, ne Türklük, ne de insan olmakla bağdaşır.

Göreceğiz! Göreceğiz! Gö-re-ce-ğiz!

Şuayip Odabaşı Son Yazıları...

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir