Yaz Aylarında Böcek Isırmalarına Dikkat!

17 Temmuz 2013

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)’nden Eylem Tuna ve Ebru Yurtseven, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Tıp Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Okan Aktur ile yaz aylarında sıkça karşılaşılan ve gündemi meşgul eden böcek ısırmaları hakkında bir röportaj gerçekleştirerek böcek ısırmalarından sonra ilk yapılacak müdahaleler hakkında bilgiler aldı:

Böcek ısırmaları özellikle yaz aylarında tatil ve piknik yapan insanlar için keyif kaçırıcı bazen de yaşamı tehdit edici bir sorun olabiliyor. Ülkemizde ve Çanakkale özelinde önemli böcek ısırmaları arasında arı, kene, akrep ve yılan ısırmaları yer alıyor.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Tıp Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Okan Aktur ile yaz aylarında sıkça karşılaşılan ve gündemi meşgul eden böcek ısırmaları hakkında görüştük ve böcek ısırmalarından sonra ilk yapılacak müdahaleler hakkında bilgiler aldık.

Hocam, sohbetimize sizi tanıyarak başlayabilir miyiz?
Tabiki. 7 yıldır Acil Tıp Uzmanı olarak görev yapmaktayım. Üç yıldır da Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Acil Tıp Uzmanı olarak çalışıyorum.

Özellikle yaz aylarında karşılaştığımız sorunlardan bir tanesidir böcek ısırmaları. Belirtileri nelerdir?
Böcek ısırmalarının en önemli ve ilk belirtisi böceğin ısırdığı yerde ortaya çıkan kızarıklık ve kaşıntılardır. Tabii kişinin bünyesine göre bu bulgular değişebilir. Böceğin türü de bu noktada önemlidir. Yaşadığınız yöre, çevre, böceğin tipine göre de bulgular da değişiklik görülebilir. Alerjik bünyeye sahip kişilerde, daha önce saman nezlesi olan ya da bu tür olaylara ciddi reaksiyon veren hastalarda çok daha şiddetli bulgulara yol açabilir. Tüm vücudu saran kaşıntı, hatta boğaz ağrısı, nefes darlığı, gırtlakta şişlik gibi çok daha ölümcül sonuçlara yol açabilir.

Alerji ile böcek ısırmaları arasında bir bağlantı kurdunuz. Peki, böcek ısırması ile alerji arasındaki farkı anlayabilir miyiz?
Bunu anlamak çok zor aslında. Kişilerin daha önce karşılaştıkları maddelere verdikleri tepki ve bu tür bir böcek ısırmasında vücudun verdiği tepkiye bakarak söyleyebilmek mümkün ama daha önce böyle bir olayla karşılaşmamış olmak bir daha olmayacağı anlamına gelmez. Dışardan bunu anlamak çok zor. İlk dakikalarda tüm vücutta oluşan kaşıntı, kızarıklık ya da bir yutkunma ile ortaya çıkan boğaz ağrısı ve nefes darlığı olayın ciddi boyutlara ulaşabileceği konusunda insanları alarma geçirebilir ama başlangıçta bu ayrımı yapabilmek çok zor.

Çanakkale özelinde ne tür böcek ısırmaları ile karşılaşıyoruz?
Basit diyebileceğimiz kaşıntı ve kızarıklık olan böcek ısırmaları zaten acil servislere gelmiyor. Acil servis de gördüğümüz ya da 112 aracılığı ile bize getirilen hastalar genellikle daha ağır yani tansiyonu düşük olan, şok bulguları gelişen, nefes almakta güçlüğü olan hastalar. Bu yöre için çoğunlukla arı ısırmaları, yabani arı sokması çok ciddi sonuçlara neden olabiliyor. Burada gördüğümüz ve uluslararası literatürde yer almış vakalar var. Özellikle yaz aylarında sıcakla birlikte ortaya çıkan akrep ısırmaları da çok ciddi ağrı ile karşımıza çıkıyor. Bu ağrıları dindirmede zaman zaman güçlük çekiyoruz. Morfin türevi ilaçlarla ancak ağrıları kesebiliyoruz. Yine Çanakkale bölgesinde sıklıkla karşılaştığımız engerek tipi yılan ısırmaları var. Bunlar kol, bacak ısırıklarında ciddi şişlikler ve dolaşım bozukluklarına yol açabiliyor. Yine kene ısırmaları sık karşılaştığımız vakalardan. Hatta Çanakkale merkezinden dahi kene ısırmaları gelebiliyor.

Yaz aylarında pikniğe gidiyoruz ve çimlerde de oturuyoruz. Bu tür böcek ısırmaları ile karşılaşmamak için ne tür önemleler almalıyız?
Kene için konuşacak olursak özellikle kıyafetlerimizi dikkatli seçmeliyiz. Bir de kene ısırması ile karşılaştığımızda keneye kesinlikle dokunmamalıyız. Kene olduğunu fark ettiğimiz bir böceğe de çıplak elle dokunmamalıyız. Gördüğümüz andan itibaren en yakın sağlık ocağına başvurmalıyız. Bu konuda uzman olan kişiler onu değişik bir yöntem ile kenenin kusmasını sağlamadan çıkarıyor. Şunu da belirtmek lazım her kenede Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı yaratan virüs olmadığını biliyoruz ama bu bir koşul değil. Kene olarak düşündüğümüz böceği mutlaka sağlık kuruluşunda çıkarmalıyız.

Çanakkale özelinde düşünürsek Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virüsü taşıyan kene vakası ile karşılaşıyor muyuz? Çanakkale risk bölgesi arasında mı?
Bizim bölgemiz de risk bölgesi kabul edilebilir. Çok yüksek olmasa da sene de bir iki vaka biz de görüyoruz. Ancak bu vakaların çoğu keneyi kendileri çıkaran ya da çıplak ele temas eden kişilerden kaynaklanıyor. Buna özellikle dikkat etmek lazım. Tekrar tekrar vurguluyorum bu tür vakalarda mutlaka bir sağlık kuruluşuna gidilmesi gerekiyor. Bu işi bilen kişiler tarafından kenenin çıkarılması gerekiyor. Kenenin çıkarılması da yetmiyor. Kene çıkarıldıktan sonra biz bu hastalarımızı takibe de alıyoruz. Bir hafta, on gün süre ile takip ediyoruz ki daha sonra herhangi bir sorunla karşılaşılmasın.

Hocam böcek ısırma belirtilerine bakıldığında çocuklarda ve yetişkinlerde bir fark oluşuyor mu?
Çocuklar ve yaşlılar çok daha duyarlı olabiliyor. Böcek ısırmaları, yılan ve akrep ısırmaları ciddi riskler oluşturabiliyor ve daha uzun takip süresi gerektirebiliyor. Bulguları daha belirgin şekilde ortaya çıkabiliyor. Tedavimizi ona göre planlıyoruz.

Böcek ısırmalarında acile gelmeden önce neler yapmalıyız?
Öncelikle şunu söylemek gerekiyor. Bir yılan ya da akrep ısırması sonrası onun türünü öğreneyim diye kesinlikle yılanın ya da akrebin arkasından gidip onu yakalamaya çalışmamalıyız. Çünkü ikinci, üçüncü yılan sokmaları ile de karşılıyoruz. Yapılması gereken ilk ve en önemli şey, hızlı bir şekilde eğer bulabiliyorsanız bol su ile ısırılan bölgenin yıkanması. Eğer yılan, akrep ya da arı sokması ise yani zehiri eğer cilt yolu ile ileten bir canlı tarafından ısırıldıysak buz uygulaması yapmak gerekiyor. Buz uygulamasını da şu şekilde öneriyoruz: Mutlak bir poşetin içerisine, doğrudan cilde temas etmeden uygulama yapmalıyız. Bu şekilde zehrin geçişini bir miktar yavaşlatabiliyoruz. Artık ilk yardım uygulamalarında turnike önerilmiyor. Turnikeden kastım elimiz eğer bir canlı tarafından ısırıldıysa zehrin kana karışımını engellemek amacıyla yaptığımız tek kemikli yerlerden sıkma hareketi. Yani atar damarı sıkıyoruz. Bunun çok daha zararlı olduğu ortaya çıkarıldı. Çünkü sıkma hareketini bıraktığımızda bulunduğu bölgede biriken zehirin daha hızlı vücuda yayıldığı ve hastada şok tablosunu daha da hızlı gösterdiği ortaya konuldu. Bunun yerine buz tatbiki yapıyoruz. Kesinlikle oradaki zehiri emip tükürmek, karşılaştığımız için söylüyorum ısırılan bölgenin jiletle kesilmesi gibi uygulamalar yapmıyoruz. Yapabileceğimiz bol suyla yıkamak varsa buz uygulaması yaparak en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak. Burada şunu da vurgulamak gerekiyor. Bize başvuran hastaların hepsine biz rutin olarak panzehir uygulamıyoruz. Çünkü elimizdeki panzehirler belli türdeki yılanlar ve akreplere karşı.

Çanakkale de deniz canlılarının ısırmaları ile de karşılaşıyor musunuz? Bu tür vakalar da neler yapmalıyız?
Denizanalarına bağlı yaralanmaları sık görmeye başladık. Balıkçılıkla uğraşan özellikle amatör balıkçılar da sık görüyoruz. Halk arasında trakunya diye bildiğimiz (Avrupa tipi çarpan balığı) diye geçiyor literatürde onların yüzgeçlerinin batması sonucu ciddi ağrı ile seyreden durumlarla karşılaşıyoruz. Denizde yüzerken ciddi bir ağırı, acı hissettiğimizde o bölgede merdiven tarzında bir de kızarıklık görüyorsak bunun olası bir denizanası çarpması olduğunu biliyoruz. Bunu hissettiğimiz anda yapmamız gereken şey o anda bol deniz suyu ile yıkamak. Kesinlikle çeşme suyu bu konuda önerilmiyor. Çeşme suyu o semptomları o ağrıyı daha da artırıyor. Deniz suyu ile yıkadıktan sonra sirke ile o bölgeyi dezenfekte edilebilirsiniz.

[comu.edu.tr]

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir