Bülend Engin: “Kendi Uçağımızı Alalım, Her Yere Uçalım”

27 Haziran 2014

Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’nın Haziran ayı olağan Meclis Toplantısı ÇTSO Kongre Fuar Merkezi İçdaş Salonu’nda yapıldı. ÇTSO Meclis Başkanı Osman Okyay’ın yönettiği ve Yönetim Kurulu Başkanı Bülend Engin ile Yönetim Kurulu üyelerinin katıldığı Meclis toplantısına, Çanakkale Defterdarı Mustafa Işık konuk olarak katıldı.

Meclis Toplantısının açılış konuşmasını yapan Meclis Başkanı Osman Okyay, Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nın kurulmasının 100. Yıl öncesinde önemli bir adım olduğunu belirterek, “Kanuna göre, Gelibolu’da Çanakkale savaşlarıyla ilgili tarihi, kültürel ve manevi değerlerle doğal dokuyu koruyacak tarih alanı oluşturulacak. Tarihi alanın tüm değerleri, harp tarihi esaslarına ve çevreye uyumlu olarak korunacak ve geliştirilecek” dedi.

ÇTSO Başkanı Bülend Engin ise, Çanakkale’nin ulaşım sorununun çözümü konusunda önemli bir çağrıda bulunarak, “Çanakkale olarak gelin bir şirket kuralım. Özel İdare, Belediye, bütün STK’lar bütçelerinin yalnızca yüzde biri ile ortak olsunlar. Özel şirketlerde destek verip ortak olsunlar. Kendi uçağımızı alalım her yere uçalım. Yarın ikinci uçağını, istiyorsa hızlı feribotunu alsın. Kendimizi, kendi kazdığımız kuyulara atmayalım. Birlik olup, Çanakkale için çözüm üretenler, Çanakkale’ye eser kazandıranlar olalım” diye konuştu.

Meclis Toplantısının konuk konuşmacısı Defterdar Mustafa Işık da, vergi ve belge düzeni konusunda ceza kesmek istemediklerini ancak 3-4 uyarıdan sonra ısrar ediyorlarsa yasaları uyguladıklarını belirterek, “Benim temel felsefem, ‘yaşasın ki vergi alalım’ şeklindedir. Mükellefleri mevzuat ölçüsünde kollamak lazım. Sanayicinin ve yatırımcının başımın üzerinde yeri var. İhtiyacı olan herkesin ve Çanakkalelilerin 7/24 hizmetindeyim” dedi.

Okyay: “Kalkınmışlık Seviyesi Hiçbirimizi Tatmin Etmiyor”
ÇTSO’nun Haziran ayı Meclis Toplantısının ilk konuşmacısı Osman Okyay, 18 Mart 2015 tarihinde Çanakkale Zaferi’nin 100’üncü yılını kutlanacağını hatırlatarak, “Çanakkale’nin 100 yıl önce işgal kuvvetleri tarafından geçilememiş olmasıyla hepimiz büyük bir gurur duyuyoruz. Ülke olarak bugünkü varlığımızı da o şanlı zafere borçluyuz. Ama Çanakkale’nin 100 yıl sonra gelmiş olduğu kalkınmışlık seviyesi hiç birimizi tatmin etmiyor diye düşünüyorum” diye konuştu.

Osman Okyay sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hepimizin gayet iyi bildiği gibi dünyanın her kenti gelişmek için bir kaldıraca ihtiyaç duyar. Mesela Paris’i Paris yapan, 1889 Paris EXPO’su için inşa edilen Eyfel Kulesi’dir. Kent için tarihteki en önemli dönüm noktalarından biridir. EXPO 2010 Şangay, tüm dünya ülkelerinden 73 milyon ziyaretçi çekerek, bu kenti dünya gündeminin ilk sırasına taşımıştır. Çanakkale Zaferi’nin 100’üncü yıldönümünü kutlayacağımız 2015 yılında yapacağımız etkinlikler, kentimizi dünyaya tanıtmamız, milyonlarca insanın Çanakkale’den söz etmesini sağlamamız için bize eşsiz bir fırsat sunuyor. Bizler üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazırız.
Devletimiz de bu konudaki kararlılığını Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkındaki Kanun Tasarısı ile gösterdi. TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen yasa sayesinde planlarda öngörülenler dışında yeni yapı ve tesis inşa edilemeyecek, köylerin dışındaki ruhsatsız yapılar yıkılacak. Kanuna göre, Gelibolu’da Çanakkale savaşlarıyla ilgili tarihi, kültürel ve manevi değerlerle doğal dokuyu koruyacak tarih alanı oluşturulacak. Tarihi alanın tüm değerleri, harp tarihi esaslarına ve çevreye uyumlu olarak korunacak ve geliştirilecek. Zaferin 100’üncü yılı öncesi atılan bu adımı önemli buluyor; Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı olarak başta Sayın Valimiz olmak üzere emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.”

“Özel Sektörün Krizlere Adapte Olan Dinamik Yapısı”
Konuşmasının devam eden bölümünde ekonomideki gelişmelere yer veren Osman Okyay, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Önümüzdeki dönemde bizi bekleyen en büyük iki tehdit olarak, Ortadoğu-Kuzey Afrika, İngilizce kısaltması MENA olarak adlandırılan ülkelerde yaşanan kaos ortamı ile ekonomimizdeki düşük büyümeyi görüyorum. Mısır, Libya, Suriye, Irak gibi ülkeler, özellikle Batı ülkelerini etkileyen 2007 krizinin ardından Türkiye için çok daha önemli hale gelmişlerdi. Mesela Irak’la ticaret hacmimiz 2007 krizinin hemen ardına denk gelen yılda, yani 2008’de 4 milyar dolardı. Bu rakam 2009’da 5 milyar dolara, 2010’da 6 milyar dolara, 2011’de 8,3 milyar dolara, 2012’de ise 9,9 milyar dolara yükseldi.
2013 yılında ise Irak’la Türkiye arasındaki ticaret hacmi 11 milyar dolar sınırına dayandı. Üstelik bu rakamın sadece 128 milyon dolarını Türkiye’nin ithalatı oluşturuyordu. Türkiye’nin en büyük ticaret partnerlerinden İtalya’da faaliyet gösteren Türk şirket sayısı 44 iken, Irak’taki Türk firmaların sayısı 1.500’ü aşmıştı. Global krizin Türkiye’yi teğet geçmesinde, hükümetimizin 2007 sonrası alternatif pazarlara açılma ve ticaret hacmini büyütme çabasının çok ama çok önemli bir etkisi olmuştu. Dolayısıyla, başta Irak olmak üzere bölge ülkelerinde yaşanan her türlü belirsizlik Türkiye açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Hele hele nüfus dinamiği itibariyle büyüme oranını yüzde 6’nın üzerine çıkarması gereken Türkiye için bölge ülkeleriyle ticaret fevkalade önemli. Bölge ülkelerindeki sorunların en kısa zamanda çözülmesini, savaşların biran önce bitmesini ve bölge milletlerinin en kısa zamanda refah ve huzura kavuşmalarını gönülden temenni ediyorum. Bunların sağlanmasıyla birlikte bölge ülkeleriyle ticaretimizin eski seviyelerine geri gelmesi en büyük dileğimiz.
Son olarak, özellikle de bir sanayici olarak bir konuya vurgu yapmak istiyorum. Dün, İstanbul Sanayi Odası’nın Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması’nın sonuçları açıklandı.2013 yılında 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun üretimden satışları, 2012 yılına göre yüzde 8,3’lik bir artış gösterdi… Ekonominin yüzde 4 oranında büyüdüğü bir yılda yaşanan bu önemli büyüme rakamını, Türk özel sektörünün krizlere adapte olan dinamik yapısını göstermesi açısından çok önemli buluyorum.”

Bülend Engin: “Ezine’de Gıda İhtisas OSB Kurmak İçin Çalışma Başlattık”
Daha sonra Yönetim Kurulu’nun çalışmalarıyla ilgili bilgi vermek üzere kürsüye gelen ÇTSO Başkanı Bülend Engin, Oda’nın 10 Haziran’da Çanakkale Valiliği ve GESTAŞ tarafından düzenlenen Yat Limanı ve Kruvaziyer İskelesi konulu bilgilendirme toplantısına ev sahipliği yaptığını belirterek, “İlgili kurumlar, uzmanları ve konu ile ilgili profesyonellerin katıldığı toplantıda katılımcılar fikirlerini paylaştılar. Dileriz ki bu çalışmalar meyvesini verir de, turizm kenti Çanakkale’de hala bir Yat Limanımız ve Kruvaziyer İskelemizin olmamasının bizlere verdiği ıstırap da son bulur” diye konuştu.

ÇTSO Başkanı Bülend Engin sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir bankamızın 11 Haziran tarihinde düzenlediği Kentsel Dönüşüm Projesi konulu önemli bir toplantı, Odamız Merkezinde gerçekleştirildi. İlimizde ne yazık ki riskli yapı durumunda pek çok bina tespit edildiği, sayısının çok daha artacağı uzmanlarca ifade edildi. Üst üste yaşanan afet ve depremlerden sonra gereken derslerin çıkarılmış olmasını, yetkililer ve vatandaşlar tarafından daha duyarlı olunmasını diliyoruz.
Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası olarak kentimiz ve üyelerimiz için yaptığımız çalışmaların farklı platformlarda olumlu karşılık bulmasından büyük gurur ve mutluluk duyuyoruz. Üniversitemiz kanalıyla inşaatı devletimiz tarafından yapılmakta olan ve hızla yükselen Tıp Fakültesi hastanemizin donanım ve teşrifi için Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası üyelerinin bağış ve katkıları çığ gibi büyümektedir. Geçtiğimiz hafta birlikte olduğumuz Sayın Rektörümüz ve Tıp Fakültesi Dekanımızdan, odamız üyelerinin Tıp Fakültesi hastane donanımı için yaptığı bağışların 5 milyon lirayı aşarak ve 6 milyon liraya yaklaştığını öğrendik. Odamız üyeleri her alanda olduğu gibi Tıp Fakültemizin Çanakkale’mize hizmet vermesi için yine en önde ve en büyük katkıyı verenler olmuşlardır. Başta Sayın Meclis Başkanımız olmak üzere bütün üyelerimizi bağış ve katkılarından dolayı tebrik ederken, bu vesileyle bütün üyelerimizi Tıp Fakültesi Hastanemize sahip çıkmaya davet ediyoruz. Çanakkale’ye kalıcı eserler kazandırmakta öncülük eden Odamız ve üyelerimiz bütün güçlerini Çanakkale’nin hizmetine sunmaya devam etmektedir.
Bir diğer güzel gelişme de Çanakkale’mizin yüzüncü onur yılı için hazırladığımız Su Perdesi Projesi’nin Güney Marmara Kalkınma Ajansında 472.000 liralık destekle kabul görmesidir. Kordon’da Golf Çay Bahçesi önünde deniz içinden yükselecek olan su perdesiyle; Çanakkale’mizin değerlerini tanıtacak film gösterimleri yanı sıra, rengarenk ışık ve su gösterileri ile; Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası olarak kentimiz yaşamına yeni bir renk armağan etmiş olacağız. Su Perdesi; yılın her günü ve gecesi; Çanakkale’ye gelen herkesin zihninde birbirinden güzel görüntülerin kalmasını sağlayacak odamızın Çanakkale’ye bir hediyesi olacaktır.
Bildiğiniz gibi Çanakkale’de iki organize sanayi bölgemiz var. Üçüncüsünün yapılabilmesi için mevcut bölgelerin üretim ve inşaat oranının yüzde 75’i aşması gerekiyor. İhtisas OSB’ler ise bu kapsam dışında olduğundan Ezine’de Gıda ihtisas OSB kurmak için çalışma başlatmış durumdayız. Biz yalnız Çanakkale kent merkezinin değil, aynı zamanda Lapseki, Çan, Ezine, Ayvacık, Eceabat, Gökçeada, Bozcaada’nın da Ticaret ve Sanayi Odasıyız.”

“Kendi Uçağımızı Alalım Her Yere Uçalım, İzmir’se İzmir, İstanbul’sa İstanbul”
Konuşmasının devamında hırdavat ve inşaat malzemeleri, gıda ve mobilya ürünleri esnafının birlikte olacakları, toplu ve perakende satış yapacakları birer site oluşturma talepleri üzerine çalışma başlattıklarını vurgulayan Bülend Engin, şunları söyledi:

“İlçelerimizi ziyaretlerimizde Çan Belediyesinin beldesi için canla başla çalışmalarına tanık olduk. Beldesine 5 yıldızlı termal oteli bizzat yapan bir Belediye Başkanı gördük. Beldesine Organize Sanayi Bölgesi kazandırmak isteyen bir Başkan gördük. Gurur duyduk. İsteriz ki başarılı olsun. Kendisine her konuda tam destek vereceğiz. Dileriz ki bütün beldelerimizde böyle gelişmeler olsun.
Yaptığımız çalışmaların Ülkemizin en saygın varlığı olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde takdir görmesi ve yeni kurulan Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığında; İl Özel İdaremiz ve Belediyemizle birlikte Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’na kurumsal olarak yer verilmesinden mutluluk duyduk. Katılım payımız yılda 20.000 TL gibi sembolik bir rakam olacaktır. Odamız Türkiye Büyük Millet Meclis kararıyla onurlandırılmıştır. Böyle bir onuru yaşamaktan Çanakkale ruhuna sahip herkes gibi büyük gurur duymaktayız. Bu gurur hepimizindir.
Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu olarak komitelerimizden gelen talepler üzerinde çözüm yaratacak çalışmalar yapmayı görev biliyoruz. Birlikte olmak daima güç yaratır ve başarı getirir. Hırdavat ve inşaat malzemeleri, gıda ve mobilya ürünleri esnafımızın birlikte olacakları toplu ve perakende satış yapacakları birer site oluşturma talepleri üzerine yönetim kurulu olarak çalışma başlattık. Kentimize yakın ve bu amaca uygun hazine ve özel arazileri belirlemek, uygun olarak değerlendirdiklerimizi satın alarak üyelerimiz hizmetine sunmak için bizzat çalışmaktayız.
Üyelerimize hizmet için biz boynumuzu taşın altına koymaktan çekinmiyoruz. Ancak ilgili sektörlerdeki üyelerimizin de bu taleplerinin gerçeğe dönüşmesi konusunda parmaklarını taşın altına uzatmalarını da istiyoruz. Her şeyi başkalarından bekleyerek, sadece isteyerek ve konuşarak yol alamayız. Birlikte olarak, çalışarak ve üzerimize düşeni yaparak başarılı olabiliriz.
Bakın havaalanımız var. Pisti uzatılmış durumda ve bütün uçuşlara müsait. Devlet havaalanı yapıyor, ama biz uçuşları sağlayamıyoruz. Dahası kanalizasyon bağlantısını bile yapamadık. Bu imkanı kullanmak yerine yakınarak zaman harcıyoruz.
Yakın çevremizde çok güzel örnekler var. Bursa Belediyesi hava, kara, deniz ulaşımının hepsini çözmüş durumda. Kendi feribotu, uçağı, helikopteri bile var.
Ben buradan çağrı yapıyorum. Çanakkale olarak gelin bir şirket kuralım. Özel İdare, Belediye, bütün STK’lar bütçelerinin yalnızca yüzde biri ile ortak olsunlar. Özel şirketlerde destek verip ortak olsunlar. Kendi uçağımızı alalım her yere uçalım. İzmir’se İzmir, İstanbul’sa İstanbul, Antalya ise Antalya. Nereye hangi saatte uçacağına biz karar verebilelim. Yarın ikinci uçağını, istiyorsa hızlı feribotunu alsın. Çanakkale her yere, herkes Çanakkale’ye ulaşsın.
Kendimizi, kendi kazdığımız kuyulara atmayalım. Birlik olup, Çanakkale için çözüm üretenler, Çanakkale’ye eser kazandıranlar olalım.”

Defterdar Işık: “Her İşin En Kısa Sürede Çözülmesinden Yanayım”
Daha sonra kürsüye gelen Çanakkale Defterdarı Mustafa Işık ise, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda, vergi affı konusunun görüşüldüğünü söyleyerek, Defterdar olarak bu konuda kendisine düşen her türlü yardımı esirgemeyeceğini belirterek, “Hazine arazilerinin yatırıma kanalize edilmesinde Maliye olarak bize düşen ne ise her şeye varım. Bu konudaki talepleri hızla karşılayacağını buradan belirtmek istiyorum” dedi.

Defterdar Işık şunları söyledi:

“Benim temel felsefem, ‘yaşasın ki vergi alalım’ şeklindedir. Mükellefleri mevzuat ölçüsünde kollamak lazım. Sanayicinin ve yatırımcının başımın üzerinde yeri var. İhtiyacı olan herkesin ve Çanakkalelilerin 7/24 hizmetindeyim. Gelsinler ne gerekiyorsa yapalım. Benim felsefem ‘anında görüntü’ felsefesidir. Yani ben her işin en kısa sürede çözülmesinden yanayım. Bizim gibi kuruluşlarda sürekli bürokrasi eziyetinden, gereksiz zaman kaybından şikayet edilir. Ben kısa gerekirse yazıları elden takip ettiririm. İşler tıkanmamalı ve en kısa sürede yerine getirilmelidir.”

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir