Çanakkale’deki Örgüt İçinde Bulunan Askeri Yapılanmayı bir bir Anlattı…

12 Ağustos 2016

Çanakkale’de gözaltına alınan kod adı “Rıza” olan emekli astsubay R.Ü, örgüt içindeki askeri yapılanmayı, nasıl bağlantı kurulup toplanıldığını anlattı.

Polisteki ifadesinde “Rıza” kod adlı emekli astsubay R.Ü , 2004 yılında İstanbul 1. Ordu Hava Alayı Komutanlığı’ndan emekli olduktan sonra Çanakkale’ye yerleşiyor.  R.Ü, 2010 yılında Fetullahçı cemaatin Çanakkale jandarma astsubaylarının “ağabeyi” olan Niyazi kod isimli teşkilat mensubu tarafından kendisine “Rıza” kod isminin verildiğini ve örgütsel bina içinde tanıştığı herkesin kendisini bu adla bildiğini belirterek, 2006 yılında Eceabat ilçesinin Kilitbahir köyünde kahvaltı salonu açtığını belirtmekte.

İş yerinin eski sahibinin cemaate yakın birisi olduğundan dükkanına genellikle bu yapıya yakın insanların tur şeklinde gelip gittiğini dile getiren R.Ü ifadesinde,  böylelikle cemaate yakın insanlarla tanışmaya başladığını anlatıyor.

R.Ü, yılını tam olarak hatırlayamadığı bir dönemde iş yerinde olduğunu bir gün yanına “Rüstem” kod isimli kişinin geldiğini, kendisiyle işlerle ilgili görüşmeler yaptığını belirterek, ifadesinde şu sözlere de yer veriyor; “Yaklaşık 1 sene kadar bu şekilde işlerle ilgili yanıma gelip gidiyordu. Evime de gidip gelmeye başladı. Bu şahıs en nihai yanıma geldiğinde Fetullahçı yapının cemaati hakkında beni bilgilendirmeye başladı.”

“Bize inanan insanlardan himmet toplayın”

TRT Haber’de yer alan habere göre söz konusu kişinin teşkilat ilgili bilgilendirmeler yaptığını anlatan R.Ü, ayrıca şu ifadeleri kullanıyor:

“Kendisi bana ‘Orhan’ kod isimli jandarma astsubay başçavuş olan arkadaşıyla tanıştıracağını ve bu şahısla görüşmeye devam etmemi söyledi. Ertesi gün Orhan o devre Esenler Mahallesi’ndeki evime geldi. Eşim ve çocuklarım diğer odaya geçerek bizi yalnız bıraktı. Rüstem, Orhan’a ve bana, ‘birbiriniz ile irtibatlı olun, manevi destek verin, kitap okuyun, bize inanan insanlardan himmet toplayın, hizmete herkesin katkısı olsun, verdiğiniz kadar sahiplenir ve sevap kazanırsınız’ dedi. Haftada veya 15 günde bir benim evimde görüşmemizi söyledi. Yaklaşık 2 saat süren sohbetin ardından ikisi de evimden ayrıldı.”

“Gizlilik üst seviyede tutuluyordu”

“Orhan’ın vazife yoğunluğuna göre kimi haftada bir, kimi üç haftada bir evine gidip gelmeye başladı. Kendisiyle risaleler üzerine görüşmeler yaptık  ve örgütün hareketiyle ilgili konular konuştuk. Yeni insan kazanılması ve bu konularla ilgili diğer kimseyle konuşulması kesinlikle yasaktı. Biz askeri bina olduğumuz için gizlilik üst seviyede tutuluyordu. Her ay maaşın normalde yüzde 10’u himmet olarak örgüte verilirdi. Fakat bu rakam hep tutmazdı. Genelde yüzde 5’i verilirdi. Bu söylediğim benim tabi olduğum astsubaylar için geçerliydi.”

“Esnaflar yıllık bir beyanda bulunur ve ona göre ödeme yaparlar”

 “Onlar yıllık bir beyanda bulunur ve ona göre ödeme yaparlar. Fakat ben bu yapının dışında olduğum için bunların topladığı himmet miktarından tam olarak bilgi sahibi değilim. Orhan, ilk ay dolunca bana maaşının yüzde 5’ini himmet olarak teslim etti. Bu nakit bende Rüstem gelene kadar bekliyordu. Rüstem geldiğinde benim himmet paramı da üzerine ekleyerek kaç ay olmuşsa toplamdaki parayı kendisine teslim ediyordum. 3-4 ayda bir gelir benden himmet paralarını alır ve giderdi. Her geldiğinde bana önceden verdiği Fetullah Gülen’in kitaplarından ne kadar okuduğumu, risalelerden ne kadar okuduğumu ve daha ne kadar okumam gerektiğini konuşuyorduk. 2009 yılında Orhan, Konya’ya tayin oldu. Sonrasında kendisiyle her hangi bir görüşmem olmadı. Yine aynı dönemde Rüstem beni cep telefonumdan aradı ‘Mikail’ kod isimli bir astsubayın beni arayacağını, yeni tayin olduğunu ve yardımcı olmamı, ona hane tutmamı istedi. Rüstem beni kontörlü telefondan aradığı için benim kendisini arama imkanım yoktu. Sonra, Mikail beni cep telefonu ile aradı, yer verdi. Kısa bir süre sonra Mikail ile buluştuk. Ve jandarmanın çevresinde hane aradık. Daha sonra kendisini evime götürdüm, ikramda bulundum. O da himmet parasını bana veriyordu. Bende kendi paramla beraber, 3-4 ayda bir Rüstem gelince paraları kendisine veriyordum. Yaklaşık 1 sene kadar Rüstem’den koptuk. Ve kendisiyle hiçbir şekilde irtibatımız olmadı.”

“Her hafta toplantı yapıyorduk”

R.Ü, 2012 yılında evinde oturduğu sırada, “Niyazi” kod adlı teşkilat mensubunun evine geldiğini, kendisini Rüstem’in yönlendirdiğini, artık kendisiyle beraber hareket edeceklerini, kendisini jandarmadaki “astsubaylardan mesul ağabeyi” dedikleri şahıs olduğunu söylediğini ifade etti. Karacı, havacı ve denizci astsubayların ayrı ağabey sorumluları bulunduğunu, ancak kendilerinin bunların kim olduğunu bilmediklerini anlatan R.Ü, “Niyazi ile tanıştıktan sonra beni evine götürdü. Her hafta, menfi bir vaziyet olmadığında daimi bire bir toplantı yapıyorduk. O hafta kimin evinde buluştuysak, bir sonraki hafta buluşacağımız evi de kararlaştırıyorduk. Bazen benim evimde, kimi de Niyazi’nin evinde buluşuyorduk.” bilgisini verdi.

R.Ü, kendisinin Niyazi’nin evine gittiğinde, ayrı zamanlarda, “Mutluhan”, “Ayhan” ve “Mesut” kod isimli şahıslarla tanıştığını belirterek, şöyle devam etti:

“Bu süreçte benim daha evvel irtibat kurduğum ve uzman çavuş olan ‘Ahmet’ kod adlı teşkilat üyesi ve Mikail ile yaptığım görüşmeleri kendisine anlattım. Niyazi ile tanıştıktan sonra gene kendisi beni ‘Fatih’ kod adlı başçavuş ve ‘Serkan’ isimli şahıslarla irtibatlandırdı. Bunlarla sık sık görüşmeler yapıyorduk. Bu şahıslar içinde Serkan himmet parası vermiyor ve bizimle toplantılara katılmıyordu. Ahmet’in maddi durumu iyi olmadığı için 100 lira, başka arkadaşlar 200 lira himmet parasını her ay veriyorlardı. Ben de bunları düzenli şekilde Niyazi’ye veriyordum.”

“CHP’li ve Alevi olanlara karşı çok dikkatli olunması yönünde telkinlerde bulunuluyordu”

“Ben sadece üst yapıda Niyazi’yi tanıyorum. Onun haricinde üst yapıdan veya ağabey statüsündeki diğer birinden bilgim yok. Fetullahçı bina içerisinde, 17-25 Aralık dönemine kadar askerin içinde Cumhuriyet Halk Partisi CHP’li ve Alevi olanlara karşı çok dikkatli olunması yönünde telkinlerde bulunuluyordu. 17-25 Aralık sonrasında ise kimliklerin gizliliğine daha çok dikkat edilmesi ve AK Parti taraftarıymış gibi davranılması yönünde Niyazi’den aldığım talimatı bana bağlı olan Mikail, Fatih ve Ahmet kod isimli jandarmadaki Fetullahçılara iletiyordum.”

Özellikle kurban bayramlarında, örgütten olan veya olmayan gözetmeksizin, esnafları dolaşıp nakit toplandığını belirten R.U, “Ayrıca ramazan aylarında gene aynı şekilde esnaflar dolaşılarak ‘burs’ ismi altında nakit toplanıyordu. Ancak, 17-25 Aralık olaylarından sonra bu nakit toplamalar aşırı derecede sekteye uğradı ve kendilerinden olmayanlardan hiçbir şekilde nakit istemediler. Bizim örgütlenme şeklimiz askeri alan olduğu için bizde eleman kazanma yöntemi yasaklanmıştı. Bizden evvel bu görevi yapanlar kazandıkları elemanları bize gönderiyorlardı.”

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir