Çanakkale’den Dünyaya Soykırım Mesajı

18 Mart 2010

Çanakkale ruhunu kendisine rehber edinmiş bir milletin çocukları olduklarını belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bu Mehmetçik tarihe sığmayacak kadar büyükse bu ülkenin tarihi de parlamentolarca çarpıtılamayacak kadar temiz, aziz, şanlı, güneş gibi parlak bir hakikattir. Çanakkale’de emperyalist duygularla ölüm kusan, Türk milletinin vatanına tasallut eden kimi ülkelerde bugün görülen sorumsuz açıklamalar, haksız kararlar, özür dilenmesi gereken bir millete karşı iftira atmaktan başka bir anlam taşımaz. Bizim medeniyetimizde katletmek, soykırıma uğratmak yoktur. Bizim medeniyetimiz sevgi, hoşgörü ve kardeşliktir. Eğer 1915’te Türkiye’nin doğusunda yaşanan olaylar aydınlatılmak isteniyorsa bunun adresi binlerce kilometre uzaklardaki parlamentolar değil, arşivler, belgeler, anılar, raporlardır” dedi.

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 95. yıl dönümü Çanakkale’de coşkuyla kutlandı. 18 Mart Stadyumu’ndaki törenlerde konuşan Başbakan Erdoğan, bu topraklar için canlarını feda eden şehitleri rahmet ve minnetle yad ettiğini belirterek, “Çanakkale, bizim millet olarak tarih sahnesinde yeniden şahlanışımızın abidesi olmuştur. Tarihin akışını köklü şekilde değiştirmiştir. Çanakkale Zaferi, bizim millet mefkuremizi artık sarsılmayacak şekilde çelik bir muhafazaya kavuşturmuştur. Anafartalar’da, Conkbayırı’nda, Seddülbahir ve bunun gibi birçok tepede, Türkiye’nin her köyünden, her beldesinden, hatta Hicaz ve Kafkasya’dan, Balkanlar’dan gelen tüm kardeşlerin toplandığını, omuz omuza çarpıştığını görürsünüz. Bugün, kalan sararmış fotoğraflar, mektuplar, buradaki savaşın nasıl ortak ruh inşa ettiğini ortaya koyan delillerdir. Senegal’den, Nepal’den buraya getirilen Müslüman askerlere batığımızda çok ilginç ifadeler görüyoruz. Çanakkale’de her etnik grup, her inanç grubu, Hristiyan ve Musevi vatandaşlar, topraklarını müdafaa için kader birliği yapmıştır. Bizi tek bir millet yapan, ortak bir kader ve ideal çerçevesinde bütünleştiren Çanakkale ruhunu iyi anlamak ve diri tutmak, şehitlerimize ve gazilerimize karşı en büyük mesuliyetimizdir” şeklinde konuştu.

“GÖKLERDEN ÖLÜM YAĞARKEN, MEHMETÇİK DÜŞMANA KAHVE İKRAM EEDECEK KADAR KAHRAMANDIR”

Atatürk’ün, “Uzak memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur içinde uyuyun. Onlar, bu topraklarda can verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır” sözlerini hatırlatan Erdoğan, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözleri, aslında bizim yıllardır hoşgörü kültürümüzü yaşatan son derece anlamlı sözlerdir. Bizim o günlerde Yemen’den, Filistin’den toplanan askerlerimiz esir tutuldukları toplama kamplarında insanlık dışı kötü muameleye maruz kalırken, Çanakkale’de esir düşen düşman askerlerine misafir muamelesi yapılmış, ölülerine bile saygı gösterilmiştir. Bu aziz millet, kendisini öldürmek için uzak diyarlardan gelmiş askerlere bile cömertliğini, misafirperverliğini, dostluğunu her fırsatta gösterecek kadar büyük bir millet ve ordudur. Bu milleti yok etmek, tarih sahnesinden silmek için her türlü saldırı sahneye konulurken, bu millet yokluk ve yoksulluğa, ölüme mahkum edilmek istenirken, bütün bu vahşeti görmeyerek başka yerlere takılmak, başka meseleleri gündeme sürmek haksızlıktır, vicdansızlıktır. Göklerden ölüm yağarken, bu Mehmetçik düşmana kahve ikram edecek kadar, peksimetini esir düşman askeriyle paylaşacak kadar azizdir, kahramandır. Ben o şehitlerin, o kahramanların büyüklüğünü anlatacak ifade bulamıyorum. Mehmetçik, tarihe, makbere sığmayacak kadar büyüktür. Tıpkı anne babaları gibi, tıpkı ataları gibi, canın, insan hayatının ne kadar kutsal ve mübarek olduğunu bilir, haksız yere cana kıymayı günahların en büyüğü sayar” diyerek medeniyetimizde hoşgörü ve insan haklarının ön planda olduğunun altını çizdi.

“TÜRKİYE BUGÜN TÜM DÜNYADA BARIŞ VE ADALET İÇİN SAMİMİ MÜCADELE VERİYOR”

1915 yılında bir taraftan Çanakkale tepesinde savaşan, diğer taraftan değişik bölgelerde vatan toprağını savunmaya çalışan Türk milleti olduğuna işaret eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şunları söyledi:
“Böyle bir dönemde Türkiye’yi soykırımla değerlendirmek, yargılamak isteyenler önce bunu bilmelidirler. Bugünü anlamalıdır. Türkiye bugün tüm dünyada barış ve adalet için son derece samimi, son derece asli bir mücadele veriyor. Türkiye bugün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bir üyesidir. Türkiye bugün medeniyetler ittifakı gibi uluslararası ölçekte hayatiyet arz eden bir girişimin eş başkanı, Avrupa Parlamentosu, İslam Konferansı, NATO gibi kuruluşlarda küresel barış için en fazla katkı sağlayan ülkelerden biridir. Tüm dünyanın dilinin tutulduğu bir dönemde, mazlum ve mağdur halklar için sesimizi cesaretle yükselttik. Bulunduğumuz her platformda, her zeminde, her fırsatta hakkı söylüyoruz. “Hukuk, adalet ve barış” diyoruz. Onu da gür bir sesle yürekten haykırıyoruz. Bizim farkımız bu. Gürcistan, Darfur, Afganistan, Lübnan, Aden Körfezi için nasıl barış, adalet ve huzur istiyorsak aynı şekilde Gazze, Kudüs, Karabağ için de adalet, barış ve huzur istiyoruz. Çünkü biz yüreğimizde şehitlerimizin gazilerimizin emanetini taşıyoruz.”

“ÖZÜR DİLENMESİ GEREKEN MİLLETE KARŞI İFTİRA ATILIYOR”

Çanakkale gibi tarihin ve milletin en büyük zaferlerinden biriyle ilgili 95 yıl sonra yeni yeni belgeler, evrak, mektup ve resimler çıktığını anlatan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün bile bizim Çanakkale destanımız tam anlamıyla tüm boyutlarıyla yazılmış değil. Çanakkale’nin tarihini yazanlar, yazmak isteyenler hayatlarını bu işe vakfediyor. Arşivlerde belge bulmak için ömürlerini ortaya koyuyorlar. Çanakkale’de emperyalist duygularla ölüm kusan, Türk milletinin vatanına tasallut eden kimi ülkelerde bugün görülen sorumsuz açıklamalar, haksız kararlar, özür dilenmesi gereken bir millete karşı iftira atmaktan başka hiçbir anlam taşımaz. Dünya savaşlarında milyonlarca insanın ölümüne sebep olanlar, önce kendi anlayış, kendi eylemlerini gözden geçirmeli, sadece vatan savunması yapan mazlum ve masum bir millete bühtanda bulunma yanlışına düşmemelidir. Savaş dönemlerinde bile Türk milletinin gösterdiği insani, sağduyulu, şefkat dolu tavrı başka hiçbir milletin tarihinde göremezsiniz. Bizim medeniyetimizde, öldürmek, katletmek, soykırıma uğratmak yoktur. Bizim medeniyetimiz sevgi, kardeşlik ve hoşgörü medeniyetidir. Biz savaşı değil, barışı yüceltiriz. Kin ve nefreti değil, sevgi hoşgörüyü esas alırız. Dışlamayı değil, kucaklamayı esas alırız. Gelecek, kin ve nefret üzerine kurulamaz. Geleceği barış, kardeşlik üzerine kurmalıyız. Geçmişe takılanlar, aydınlık geleceğe ulaşamazlar” diye konuştu.

“ÇANAKKALE, DUMLUPINAR, SAKARYA VE SARIKAMIŞ’TAKİ ŞEHİTLERİ YETİM VE ÖKSÜZ BIRAKMAYIN”

Sözlerine, “Sevgili çocuklar, gurur duymanız gereken şanlı bir tarihe sahipsiniz” ifadeleriyle devam eden Başbakan Erdoğan, “Şehitlerimiz vazifelerini yaptılar. O tarihleri kanlarıyla yazdılar. Şimdi sizler o tarihi, en doğru şekilde anlamak ve aktarmak gibi önemli bir mesuliyet taşıyorsunuz. Lütfen tarihe bigane kalmayın, geçmişe sırtınızı asla dönmeyin, bu toprakların tarihini en iyi yazacak, en iyi aksettirecek gerçekleri açığa çıkaracak olanlar en önce sizlersiniz. Özgüveniniz tam olsun. Türkiye’ye yönelik art niyetli girişimler, sizin sağduyulu, sabırlı, makul ve bilimsel mücadeleniz karşısında etkisiz kalsın. Çanakkale Deniz Zaferi’ni iyi okuyun. Buradaki ruhu iyi özümseyin. Çanakkale ile birlikte bu zaferi, Hicaz ve Kurtuluş Savaşı’nı iyi öğrenin. Baştan başa inşa ettiğimiz Çanakkale şehitliklerini onun yanında Sakarya, Dumlupınar, Sarıkamış’ı, tüm şehitliklerimizi yetim ve öksüz bırakmayın. Sizler 26. sıradayken son 7 yıldaki hızlı büyüme sayesinde dünyanın en büyük 17. ekonomisi durumuna gelmiş bir ülkenin bireylerisiniz. Sizler bugün, “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesini yükselten, bu ülkeyi her platformda güçlü bir şekilde sergileyen bir ülkenin evlatlarısınız. Son dönemde 23 ülke ile vizelerin kaldırılmış olması ve ihracatımızın 100 milyar doları aşmış olması bu sıçramanın en güzel örnekleridir. Eğitime, sağlığa, adalete, emniyete, ulaşım, enerji ve tarıma yaptığımız yatırımlarla Türkiye’nin çehresi hızla değişiyor” ifadelerini kaydetti.

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferinin 95. yıl dönümü törenleri, sabah Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenklerin konulması ile başladı. Törenler, 18 Mart Stadyumu’nda mehter bölüğünün gösterisi ile devam etti. Çanakkale’ye kahramanlıklarından dolayı TBBM tarafından verilen altın madalya, Vali Abdülkadir Atalık, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Alaeddin Sevim tarafından Türk bayrağına toka edilip göndere çekildi. Törene Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra Devlet Bakanı Egemen Bağış, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, çok sayıda milletvekili, askeri ve mülki erkan ile vatandaşlar katıldı.

İHA

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir