Çanakkale’nin Kapya Biberleri Meclis Gündeminde

19 Ekim 2016

CHP Çanakkale Milletvekili Bülent ÖZ, Kapya Biber Yetiştiricilerinin sorunlarını gündeme taşıdı.

Kapya biber üretimi ve pazarlaması alanında yaşanan sorunların ve üretici birliklerinin yaygınlaştırılamamasının nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla TBMM Başkanlığına önerge verdi. Öz, Çiftçilerin ekimden hasada ve pazarlamaya kadar olan süreçlerdeki sorunlarına değindiği önergesinde, üretici birliklerinin yaygınlaştırılamaması durumunda çiftçilerin karşı karşıya olduğu problemlerin çözülemeyeceğine vurgu yaptı. Çözümün üreticilerin birliğinden geçtiğine değinerek, ihracat kısıtlamalarının da üretici aleyhine sonuçlar doğurduğunu belirten Öz, yaşanan sorunların çözümü ve konunun bütün yönleri ile TBMM’de araştırılarak incelenmesini ve çözüm önerilerinin ortaya konmasını talep etti.

File Çuval ile İhracatı Neden Yasakladınız?

Öz’ün araştırma önergesinde,  ilk olarak Çanakkale’deki kapya biber üreticilerine dikkat çekilerek; “Çanakkale’de yaklaşık 205,293 da alanda sebze yetiştiriciliği yapılmaktadır. Çanakkale’de Yenice ilçesi başta olmak üzere Çan, Biga ve Bayramiç ilçelerinde Kapya Biber yetiştiriciliği yapılmaktadır. 25 – 30 yıldır yetiştirilen Kapya, bölgede tütünden sonra ana ürün olarak yetiştirilmeye başlanmıştır. Ekimi yapılan ilçelerin arasında Yenice, 35.000 – 40.000 dekarlık alan ile başı çekmektedir. Tohumdan meyveye kadar ürün tamamen bölgede üretilmektedir. Çanakkale 159 bin ton salçalık biber ile ülke üretiminin % 19’unu gerçekleştirmekte, Türkiye salçalık biber üretiminde 1. sırada yer almaktadır. Çanakkale’de Kapya Biberi üretiminde dekara yaklaşık olarak 2.500 adet fide dikilmektedir. 2016 sezonunda ortalama dekar başına 5 ton ürün alınabilmiştir. Dekara maliyet iklim koşullarına göre 1.000-1.500 TL arasında değişebilmektedir. Ortalama verimlilik ise geçmiş yıllarda 2,3 ton olarak gerçekleşmiştir. Kapya biberin 1 kg fiyatı ise 70 krş ila 1 tl değişmiştir. Bu yıl bölgemizde Trips Zararlısı problemi yoğun olarak görülmüş ve bu da maliyetlerin yükselmesine neden olmuştur. Çanakkale’de yetişen kapya biberin en önemli özelliği; kuru maddece daha zengin olması, yola dayanıklılığı, et kalınlığı ve nefasetinin de fazla olmasıdır” ifadelerine yer verildi.

Öz, araştırma önergesinde ayrıca şunları vurguladı; “Hasadı tamamlanmak üzere olan kaypa biberin 2016 yılı Ekim ayının ilk haftası ortalama fiyatı 50 krş/kg. olarak gerçekleşmektedir. Bu fiyat; girdi maliyetlerindeki artışlar ortada iken 2000 yılı ortalama fiyatı olan 50 krş/kg ile aynıdır. İlk hasatta fiyat yüksek olmakta, ürünün tam hasat edilmesiyle fiyat dip yapmaktadır. Sözleşmeli üretim yapılmaması, yapılan sözleşmelere de firmaların uymaması fiyatların istikrarsızlaşmasına yol açmaktadır.

Üreticilerin içine düştükleri açmazın nedenlerinden biri hal sisteminin bölgede olmamasıdır. Öte yandan 2009 yılından itibaren kapya biberin file çuval ile ihracatının yasaklanması ve 5 kg’lık plastik kasalarla ihracata izin verilmesi çiftçiye, nakliyeciye, ihracatçıya, özetle sektöre zarar vermiştir. İhracatın kısıtlanması iç piyasada alım ve üretim yapan fabrika sahipleri karşısında çiftçiyi alternatifsiz bırakmış ve fiyat dengesinin üretici aleyhine oluşmasını sağlamıştır.

Çiftçinin ürünü soframıza gelene kadar birçok el değiştirmekte, tarladan 40 – 60 kuruşa alınan biber tezgâhlarda 2-3 liradan satılmaktadır. Çiftçi bütün bir sezon çalışıp ürettiği ürünle geçimini zor sağlarken, aracılar ve önerileriyle ihracat yasaklarının uygulanmasına ön ayak olan işlenmiş tarım ürünleri sektör temsilcileri kazanmaktadır. Ürününün işlenmesi, paketlenmesi, tarladan tezgaha direk gelmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması üreticinin zarar etmesini engelleyecektir.

Tarım ürünlerimizde pazarlama ağında ki sorunlar nedeniyle en çok üreticilerimiz mağdur olmakta, zorluklarla baş başa kalmaktadırlar. Bunun neticesinde tüketiciler, tarla fiyatının 5- 6 katına bu ürünleri sofralarına götürmektedirler.

Tüm bu sorunların etkili çözümü üretici birliklerinde yatmaktadır. Bu birlikler; tüm girdileri ve beraberinde depolama, sınıflama, paketleme, pazara sunma gibi süreçlerde tek merkezden hareket edeceği için en ucuz maliyetle girdileri temin edecek, üretim maliyetleri düşecek, üretim kayıpları en aza inebilecektir. Bu sistemin kurulabilmesi durumunda üretici birlik dışında tarladan satış yapmayacak ve ürün fiyatının oluşumunda etkin olacaktır.”

 

 

 

 

Filtreler:
Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir