Çocuklar Teknoloji İle Nasıl Bir İlişki Kurmalı?

02 Eylül 2014

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)’nden Serhat Çoban, Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şule Yıldırım ile çocukların teknolojiyle nasıl bir ilişki içerisinde olması gerektiği üzerine bir röportaj gerçekleştirdi:

Çocuklarda Bilgisayar Kullanımının ruhsal ve bedensel açıdan ne gibi olumsuz ve olumlu etkileri vardır?
Çoğu çocuk bilgisayarı birçok şey için kullanıyor; oyun oynamaktan tutun, okul ödevi yapmaya, arkadaşları ile sohbet etmeye, e-posta göndermeye ve nette sörf yapmaya kadar. Günümüzde çocuklar bilgisayar ile küçük yaşlarda tanışmakta. Bir çalışmada 8-18 yaş arası çocuklara “ıssız bir adaya gitseniz yanınızda hangi medyayı götürürsünüz?” diye sorulmuş ve çoğu internet erişimi olan bilgisayar olarak belirtmiş. Birçok çocuk için vazgeçilmez hale gelmiş durumda.

Peki, çocuklar üzerinde bilgisayarın etkisi ne? Bu nedenle bu soru günümüzde büyük önem taşımakta. Bilgisayar başında geçirilen zamanlarda gelişimi destekleyici diğer aktivitelerden uzak kalınıyor. Bilgisayarların çocuklar üzerindeki pozitif ve negatif etkileri zaman içierisinde ortaya çıkmakta. 4 ana alan üzerinde etkiler gözlenmekte; 1) fiziksel sağlık, 2) bilişsel ve akademik beceri gelişimi, 3) sosyal gelişim ve ilişkiler, 4) gerçeğin algılanması. Fiziksel sağlıkla ilgili düşündüğümüzde uzun süreli bilgisayar kullanımı obezite, nöbet ve el bağlarında incinme riskinde artışla ilişkili bulunmuş. Epileptik çocuklarda bazı bilgisayar oyunları nöbetleri tetikleyebiliyor.

Bilgisayar kullanımı, çocukların sosyal bağ ve iletişim kurmalarına etki eder mi?
Gerçek arkadaşlıklar yerine elektronik arkadaşlar geliştiren çocuk kişilerarası iletişim becerilerinde engellenmiş olabiliyor. Aşırı oyun oynama, özellikle de şiddet içerikli oyunlar sosyal ilişkileri bozabilir ve çocukta agresif davranışlara yol açabilir. Ancak oyun oynamada makul bir süre seçilirse bu hem arkadaş ilişkilerini hem aile ilişkilerin negatif veya pozitif yönde etkilemez.

Çocukların yaratıcılıklarını ve hayal güçlerini kullanma da ve geliştirme de bilgisayarın etkisi var mıdır?
Bilgisayar ve internet okul ödevi yapma ve bilgi edinme amaçlı da yaygın bir şekilde kullanılıyor ancak bilgisayar kullanımı bir çocuğu “daha zeki” yapıyor mu tartışmalı. Bazı spesifik oyunlar bilişsel becerilerde pozitif etkili olabilir. Bilişsel beceri dediğimizde düşünme ve bilme ile ilgili becerileri kastediyoruz; dili anlama becerisi, sayıları bilebilme, problem çözebilme, neden-sonuç ilişkisi kurabilme, öğrenme ve hatırlama gibi.

Bilgisayar kullanımı daha çok görsel bilgi becerileri üzerinde etkili. Sözel bilgiden ziyade görsellik ön planda. Çoğu popüler oyunlar aksiyon içerikli, aynı anda oluşan çeşitli aktiviteleri içermekte. Bunlar görsel zekayı uyarabilir. Bu beceri görüntü manipülasyonunun önemli olduğu fen ve teknoloji alanında işe yarayabilir. Tabii bu durum sadece bu beceriyi destekleyen oyunlar için geçerli.

Şiddet içerikli oyunlar çocuklarımızı nasıl etkiler?
Maalesef her yeni jenerasyon oyunlarda agresyon ve şiddet içeriği artmakta, çocuklar kızışan bir yarış ortamıyla karşılaşmakta. Bilgisayar oyunlarının yaklaşık %80’inde saldırganlık ve şiddet nesne olarak saptanmış. Yapılmış çalışmalarda bu oyunların kısa süreli bile olsa oynanması çocuğun serbest oyununda artmış agresifliğe, soruları cevaplamada sinirlilik haline ve agresif düşüncelere yol açtığı saptanmış. Yine bu çocuklarda birisine yardım etme, para bağışı gibi durumlarda daha az sosyal davranış sergilediği görülmüş. Ayrıca bu içerikler çocuklarda artmış uyku problemleri ile de ilişkili.

Anne-babalara bu konuda mesajınız nedir? Çocuklarını teknoloji ile oyalayarak onlara ne gibi zararlar veriyor ebeveynler?
Ailelerin bilgisayar edinme ve çocuklarına kullandırma amacı sorgulandığında genellikle “bilgi çağına” çocuklarını hazırlama ve eğitimsel fırsatlardan faydalanma olarak tanımlanmakta. Çoğu aile internet erişimi ile ilgili kaygı duysa da bilgisayar sahibi olmamayı bir dezavantaj olarak görüyor. Ebeveynler çocukların kullanacağı sitelerin çocuğun yaş grubuna uygunluğunu denetlemesi önemli. Çocuklarının teknoloji ile oynaması hem onların gelişimi için gerekli diğer aktiviteleri kısıtlamakta hem de çocukluk döneminin yaşamsal öneme sahip olduğu okuma alışkanlığı olumsuz etkilenmektedir. Bunun dışında akranları ile oynama, oyun kurma, bir müzik enstrümanı çalmadan uzaklaşma gibi sosyal etkileri da göz önünde bulundurmak gerekiyor.

Bilgisayar/tablet/cep telefonu gibi teknolojik aletler çocuklardaki hiperaktivite davranışlarına neden oluyor mu? Başka ne gibi psikolojik rahatsızlıklara neden olabilir?
Hiperaktivite konusunda çalışmalar tartışmalı sonuçlara sahip. Bazı araştırmacılar televizyona uzun süreli ve erken maruziyet ve hiperaktivite arasında ilişki saptamışken bazıları ise hiperaktif çocukların bu teknolojilere de adaptasyon sağlayamadığı yönünde fikir bildirmekte.
Bilgisayar sistemleri çocuklarda gerçekten hayale doğru bir deneyim kaymasına neden olmakta. Elektronik oyunlarla birlikte çocuklar simüle karakterlerle iletişim kurmakta. Özellikle küçük yaş grupları gerçek yaşam ve simülasyon arasında ayrım yapamayabilirler ve kavram kargaşası yaşayabilirler.

Çocuklar hangi yaşta ne kadar sürelerle bilgisayar/tablet/cep telefonu kullanmalıdırlar?
2 yaş altı çocuklar hiç ekran karşısına geçmemeli. Bunun dışında diğer çocuklar için ise süre toplam 2 saati aşmamalı. Bu süre TV, bilgisayar, tablet gibi tüm teknolojik medyayı kapsamakta.

Anne-babaların çocuklarını bu konuda denetlerken tutumları nasıl olmalı?
Öncelikler bu teknolojilerle ilgili kendileri de bilgi sahibi olmalılar. Bilgisayar evde mutlaka ortak kullanım alanında bulunsun, çocuğun yatak odasında internet erişimini de olduğu bir ortama terk edilmesi uygun değil. Böylelikle hem online yapılanları hem de kullanım süresi takip edilebilir. İnternette ve telefon ile paylaşılan herşeyin tüm dünyada görülebileceği vurgulanmalı ve mahremiyet paylaşımı ile ilgili dikkat vurgusu verilmeli. Ailelerin de sosyal medya hesabı olsun ve orada çocuğunuzla arkadaş olun ki sizin de bu ortamları kullanmayı bildiğinizi görsün. Ebeveyn kontrol programlarında faydalanılabilir. “Sosyal medya bağımlılığı” denilen durumun farkında olmalı; çocuğun aktiviteleri kaçırması, yemek saatlerini kaçırması, kilo alma veya kilo kaybı, ders başarısında düşüklük uyarıcı olmalı. Bu bulgular varsa mutlaka bir çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanına başvurmalı.

Ancak denetim yapılırken sert ve yasaklayıcı bir tutum içinde değil arkadaşça ve konuşarak sorunlar aşılmaya çalışılmalı.

[comu.edu.tr]

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir