ÇOMÜ Rektörü Laçiner’den Caferi Lideri Özgündüz’e Cevap

02 Ocak 2012

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, bir televizyon programındaki sözlerinden ötürü kendisi hakkında ağır ithamlarda bulunan Türkiye Caferileri lideri Selahaddin Özgündüz’e tepki gösterdi.

Konuyla ilgili yazılı bir basın açıklama yapan Prof. Dr. Sedat Laçiner, TRT’de yayımlanan ‘Açı’ programında kendisinin Şiilere hakarete yönelik bir açıklama yapmadığını belirterek, “Türkiye Caferileri lideri Sayın Selahattin Özgündüz TRT’de yayınlanan Açı programında şahsımın Şiileri ‘sapkın ve dini bozucu’ olarak nitelendirdiğim iddiasında bulunmuştur. Programda Ortadoğu’daki mezhep kavgalarını ve marjinal grupların diğer mezhepleri nasıl algıladığını tasvir ederken kullanmış olduğum ifadeleri benim şahsi görüşlerim olarak topluma lanse eden Özgündüz, programda geçen cümlelerin ilk kısımlarını tamamen keserek, cümleleri içeriğinden tamamen kopartarak, hiçbir şekilde bana ait olmayan görüşleri benim görüşüm gibi yansıtmakla kalmamış, basın yoluyla Türkiye Caferilerini ve Şii Müslüman kardeşlerimizi aleyhime provoke edebilecek son derece tehlikeli açıklamalarda bulunmuştur. Şahsımın Şii kardeşlerimize hakaret ettiği iddiasına konu olan cümlelerin geçtiği programda, o cümlelerden hemen önce bu cümlelerin bana değil, Ortadoğu’daki marjinal mezhepçi gruplara ait düşünceler olduğu açıkça ifade edilmektedir. Yapılan kendi görüşlerimin ifadesinden ziyade marjinal mezhepçilerin algıları ve görüşlerinin tahlili ve tasviridir. Benim ise mezhepler konusundaki duruşum yıllardır aynıdır. Mezhepçiliği Ortadoğu’daki en önemli fitne kaynağı olarak görürüm ve mezhepler arasında gerilim oluşturabilecek her türlü söz ve davranıştan kaçınırım. O programdaki sözlerim, mezheplere hakaret etmek bir yana, tam tersine mezhepçi yaklaşımların ne kadar yanlış, ölümcül ve hatalı olduğuna dairdir” dedi.

Laçiner, açıklamasında Selahattin Özgündüz’ün şahsına yönelik “bağnaz ve yobaz”, “yobazlığı ve bağnazlığı beyninin merkezine oturtmuş bir insan” gibi pek çok hakareti de içeren bir konuşma yaptığını belirterek, “Kendisine yakıştıramadığım konuşmasını bilgi eksikliğine ve özensizliğe bağlamak istiyorum. Sayın Özgündüz’ün söylediği gibi bir mezhep taassubu içinde asla olmadım. Bu nedenle ‘mezhep bağnazlığı taassubu kör etmiş; bir insan ancak bu kadar cahilce, nadanca konuşabilir’ sözlerini yakışıksız ve haksız buluyorum. Sayın Özgündüz’ün ömrü hayatında en çok hakkını yediği kişi, bu sözlerinden sonra ben oluyorum herhalde. Sayın Özgündüz’ün bana ait olmayan fikirlerden, yarısı kesilmiş cümlelerden hareketle kurduğu cümlelere ek olarak hayatım boyunca hiçbir zaman söylemediğim ve söylemeyeceğim ‘Ermeni Azeri’den iyidir; Azerbaycan Şii’dir; Ermeniler ehli kitaptır; Allah Ermenileri ıslah eder; ama Şii’ye bu dünyada da ahirette de ıslah yoktur. Ermenistan Azerbaycan’dan daha iyidir’ türü ifadeleri de bana mal etmesini anlayabilmiş değilim. Böylesine ağır itham, hatta iftiralardan dolayı bu dünyada da, öbür dünyada da davacıyım. Karşısındaki kişinin Ermeni sorunu üzerine Türkçe ve İngilizce birçok makale ve kitap yazdığını, bu çalışmaları nedeniyle radikal Ermeni gruplarından düzenli olarak tehditler aldığını, Azerbaycan’ın Kafkasya’daki haklarının yılmaz savunucusu olduğunu adeta unutan bu iddia sahipleri değil ağzıma, aklıma dahi bir kez olsun almadığım, alamayacağım bu cümleleri şahsıma yükleyerek ayıp etmişlerdir, iftirada bulunmuşlardır. Bu iftiralar nedeniyle kamuoyu önünde özür dilenmemesi halinde en kısa zamanda yasal haklarımı kullanmam çok tabiidir. Bizler Peygamberimizi de, ailesini de, arkadaşlarını da, onların soyundan gelenleri de severiz. Ayrıca Müslüman olsun ya da olmasın tabiatımız gereği insanları din, dil, ırk ayırt etmeksizin severiz. Yaratılmışı Yaradan’dan dolayı severiz. Şiiler de, Sünniler de bizlerin kardeşidir. Bunu kimsenin hatırlatmasına da ihtiyacımız yoktur. Ayrıca şahsım üzerinden Açı programının ve TRT kurumunun karalanmaya çalışılmasını da anlamakta güçlük çekiyorum” ifadelerini kullandı.

Programda yaptığı konuşmadaki sözlerin kendisine ait olmadığını ifade eden Laçiner, “Görüşlerim olarak basına da yansıtılan sözler, programda Ortadoğu’daki marjinal mezhepçilerin görüşleri olarak takdim ettiğim ve bana ait görüşler olmadığını açıkça ifade ettiğim, program sunucusu Sayın Faruk Bilgin Beyefendi’nin de katkılarıyla tamamen Ortadoğu’daki sapkın mezhepçilik algılamasını betimleyen ifadelerdir. Eğer Sayın Özgündüz bu sözlerden önce ve sonra kullanılmış cümleleri de izlemiş olsaydı böylesine vahim bir hataya düşmezdi. Hayatım boyunca mezhepçi olmadım, mezhepçiliği doğru bulmadım. Bu bağlamda Şii ve Caferi kardeşlerimize karşı herhangi bir sözüm olamaz. Yaşananları tamamen yanlış anlama ve özensizliğe bağlamak istiyorum. Bu nedenle benimle Caferi kardeşlerimiz arasında vahim yanlış anlamalara yol açan Sayın Selahattin Özgündüz’den şüpheye yer bırakmayacak bir özür bekliyorum. 1 Ocak 2012 Pazar günü Sayın Özgündüz’ün basın danışmanı Sayın Kasım Alcan telefonla beni arayarak, Sayın Özgündüz namına özür dilemiş ve sözlerimi yanlış anladıklarını ifade etmişlerdir. Sözlerimin ilk kısmını fark etmediklerini, hatanın buradan kaynaklandığını belirten Alcan, verdikleri zarar nedeniyle üzüldüklerini söylemişlerdir. Ancak bu açıklamanın tüm kamuoyuna kendilerince yapılması gerektiği aşikardır. Aksi takdirde bu dünyada da, öbür dünyada da bu ithamlarda bulunanlara haklarımı helal etmeyeceğim ve davacı olacağım. Ayrıca meselenin sadece Sayın Özgündüz ile ilgili olduğu kanısında da değilim. Türkiye üzerinde Şii-Sünni çatışması planlandığı, benim bu büyük ve kirli oyunda seçilmiş kurbanlardan sadece biri olduğum açıktır. Tüm Türkiye’yi mezhep kışkırtmalarına karşı uyanık olmaya davet ediyorum” dedi.

İHA

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir