ÇOMÜ Yapı Malzemeleri Laboratuvarı Binaların Röntgenini Çekiyor

02 Kasım 2011

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Yapı Malzemeleri Laboratuvarı, binaların adeta röntgenini çekerek yapıların depreme dayanıklı olup olmadığını belirliyor.

Laboratuvar ile ilgili açıklamalarda bulunan birimin sorumluları öğretim görevlileri Ferruh Atınsoy ve Şebnem Karahan, laboratuvardan okulda eğitim gören öğrencilerin dışında inşaat malzeme sektörü, yapı denetim kuruluşları, kamu kuruluşları, bağımsız kuruluşların da faydalanabildiğini belirterek, “Laboratuvarımızda üniversitemizin ilgili birimlerinin, öğrencilerinin eğitim öğretim hizmetlerine yönelik uygulamalı dersleri yapılırken, yapı malzemeleri üzerinde bilimsel araştırma deneyleri ve inşaat sektöründen gelen taleplere göre standart deney normlarına uygun deneyler de gerçekleştiriliyor. Bu bağlamda birimimiz kalite artırma ve araştırmaya yönelik çalışmaların ihtiyaç duyulduğu alanlarda inşaat malzeme sektörü, yapı denetim kuruluşları, kamu kuruluşları, bağımsız kuruluşlara hizmet veriyor. Laboratuvarımız 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun gereğince, TS EN ISO/IEC 17025 standardına göre kurulmuş, Bayındırlık ve İskan Bakanlığının 21.11.2006 tarih-140 no’lu izin belgesine sahip” dedi.

“YÜKÜ TAŞIYAMAYAN BİNALAR GÜÇLENDİRİLMELİ”
Öğretim görevlileri Ferruh Atınsoy ve Şebnem Karahan, yapıların çeşitli nedenlerle üzerlerine gelen yükleri taşıyamaz duruma geldiklerinde onları kullanmaya devam edebilmek için güçlendirilmeleri gerektiğini belirterek, “Güçlendirme nedenleri olarak eskime, yıpranma, yönetmeliklerin değişmesi ve herhangi bir nedenle hasar görme olarak sıralayabiliriz. Güçlendirme, bir yapının ya da taşıyıcı sisteminin yük taşıma kapasitesini, rijitliğini, sünekliğini yani genel anlamda depreme karşı dayanımını, mevcut durumun üzerine çıkarmak amacıyla yapılan değişikliklerdir. Ülkemizde mevcut yapıların büyük bir bölümü, bugünkü yönetmeliklere göre yapılmamıştır. Maalesef büyük bir kısmı da inşa edildikleri tarihteki yönetmelik şartlarını dahi sağlamamaktadır. Yapılmış olanlar da zaman içerisinde uğradıkları yıpranmalar ya da yaşanan depremlere bağlı etkiler nedeniyle üzerlerine gelen yükü taşıma noktasında önemli azalmalar gösterebilir” dedi.

“BİNALARIN DEPREME DAYANIKLI OLUP OLMADIĞININ İNCELENMESİ ŞART”
Öğretim görevlileri Ferruh Atınsoy ve Şebnem Karahan, yapıların depreme dayanıklı olup olmadığının tespiti için uzmanlarca ayrıntılı inceleme yapılması gerektiğini de belirterek, “Bunun için ilk etapta mevcut yapı üzerinde incelemeler yapılmalı, malzeme ve işçilik kalitesinin değerlendirilmesi, zemin ve temel durumunun belirlenmesi, performans analizinin yapılması, mevcut yapı analiz sonuçlarının değerlendirilmesi, mevcut yapı güvenliği değerlendirilmesi ve güçlendirme yönteminin belirlenmesi gerekir” dedi.

YAPISAL RİSKLER NE ZAMAN YÜKSELİR?
Yapıların projesiz yapılması durumunda risklerin artacağını da belirten Ferruh Atınsoy ve Şebnem Karahan, “Yapıya projede ön görülmeyen ilave eklentiler, eksiltmeler yapılmışsa (taşıyıcı sisteminde), proje safhasında zemin özellikleri iyi analiz edilerek göz önüne alınmamışsa, malzeme özellikleri projeye uygun değilse yapısal riskler her zaman vardır” dedi. Bu konudaki eksiklikleri laboratuvar olarak belirleyebildiklerini de belirten Atınsoy ve Karahan, “Öncelikle mevcut yapı üzerinde incelemeler yaparak malzeme ve işçilik kalitesini değerlendiriyoruz. Bunun yanı sıra zemin, yani geoteknik incelemelerin yapılması, performans analizi yapılarak çıkan sonuçlara göre mevcut yapı güvenliğinin değerlendirilmesi, duruma göre yapının yıkılması veya güçlendirilmesi şeklinde belirliyoruz. Yapının zemin etütleri ve performans analizlerine ihtiyaç duyulduğu takdirde yapı güçlendirme projeleri mühendislik fakültesindeki öğretim üyeleri tarafından yapılabiliyor. Bunun için Çanakkale Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğüne, ilgili site yöneticileri, apartman yöneticileri iş yeri sahipleri müracaat ettikleri takdirde yapının özel durumuna göre bir fiyatlandırma yapılarak en kısa sürede sonuçları kendilerine ulaştırabiliriz. Bu anlamda hazırlıklı olduğumuzu yeterli donanıma araç, gereç, personele sahip olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz” dedi.

“VAN DEPREMİ BU KADAR YIKICI OLMAMALIYDI”
Türkiye’de depremlerde inşaatlar noktasında yaşanan sıkıntılar hakkında da bilgi veren öğretim görevlileri, “Şimdi son depremde üzüldüğümüz bir nokta var. Depremin büyüklüğü 7,2 olarak tespit edildi. Bu tabii hafif şiddetli bir deprem değil. Ama bu depremin hasar anlamında yıkıcılığının bu ölçüde olmaması gerekirdi. Özellikle yeni yönetmeliğe göre yapılan yapıların da yıkıldığını yazılı ve görsel basından takip etmekteyiz. Bunun bizce iki temel nedeni var.Ya projelendirme hatası ya da uygulama hatası. İkisi de maalesef teknik elemanların yetkisinde” şeklinde konuştu.

İHA

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir