Dondurma ve Ahmetler Köylüleri “Donduracak” Madeni

27 Ocak 2015

Çanakkale’nin Çan İlçesi, Dondurma köyünde 29 Ocak Perşembe günü Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Halkın Katılımı Toplantısı yapılacak olan altın – gümüş – kurşun madeni projesine köylülerin tepkisi büyüyor. Dondurma ve Ahmetler köyleri başta olmak üzere, projenin faaliyet sahasında kalan köyler; Koza Altın İşletmeciliği’nin 30 hektar alanda 5 yıl boyunca toplam 400 bin ton cevher üretmeyi planladığı madene karşı çıkıyor.

İzmir Bergama’daki Ovacık Altın Madeni’ni 2005 yılından bu yana işleten Koza Altın İşletmeleri A.Ş.; şimdi de Çanakkale’ye girmeye çalışıyor. Şirketin ÇED Başvuru Dosyasında, iki ayrı işletme sahasında, açık ocak işletmeciliği ve delme patlatma yöntemiyle çalıştırılacak madenden; 400 bin ton altın-gümüş-kurşun cevherinin yanı sıra 840 bin ton ekonomik değeri olmayan kaya açığa çıkacağı, kayaların proje sahasında depolanacağı, cevherinse Ovacık Altın Madeni’ndeki zenginleştirme tesisine taşınacağı belirtiliyor. Ayrıca cevher üretimi sürerken bir taraftan da arama faaliyetlerinin sürdürüleceği, yeni rezervlere rastlanması durumunda 5 yıl olarak öngörülen işletme ömrünün uzayabileceği ifade ediliyor.

Köyün içme suyu kaynağı, maden sahasında

Çoğu orman ve tarım arazilerinden oluşan proje sahasında, Ahmetler köyünün içme suyu kaynağı da yer alıyor. Çanakkale Çevre Platformu’nun maden hakkında bilgilendirme toplantısına yoğun katılım göstererek köylerinde maden istemediklerini ve sonuna kadar direneceklerini anlatan Dondurma’dan sonra; Ahmetler ve Ramazanlar köyleri de toplantı talep ederek madene karşı olduklarını, sularının kirlenmesine izin vermeyeceklerini açıkladı. Ahmetler köyü muhtarı İbrahim Aksan; “Köyümüzün Mağaratepe’de iki tane su kaynağı var, ikisi de sondaj alanında kalıyor. Mağaratepe’deki su kaynakları köyümüzün canı. Başka suyumuz yok. Dondurma da, Karadağ da suyunu oradan alıyor. Maden gelirse suyumuz gidecek, köy susuz kalacak. O zaman ne yaparız ? Biz madene karşıyız, sonuna kadar suyumuzu savunacağız.” dedi.

Altın madenine karşı hep birlikte direnme kararı alan köylülere güç ve umut veren; köylerinde altın aramak isteyen ESAN Eczacıbaşı A.Ş.’ye karşı birlikte hareket ederek, sondaja başlamasın beklemeden açtıkları davaya, Çanakkale İdare Mahkemesi tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilmesiyle şirketin terk ettiği Karadağ…

“Suyumuz olmadan nasıl yaşarız?”
85 hane, 350 nüfuslu Ahmetler köyü, yaklaşık 600 yıl önce yerleşmiş o topraklara. Tarım yapmış, geçimini büyükbaş hayvancılıkla sağlamış. Temiz havası gibi suyunu da dağdan almaya başlayana kadar, zaman zaman su sıkıntısı yaşanmış. Tam rahat edecekleri vakit altın madencileri kapılarına dayanmış. Köyün en yaşlısı 99 yaşındaki Ahmet Karaca “Sımsıkı duruyoruz birlikte, köyümüzde maden istemiyoruz. İçme suyumuzu aldılar mı yaşanır mı buralarda?” diye soruyor. İsmail Özçelik; “73 yaşındayım. Doğdum doğalı buradayım. Suyumuz, altın aramak istedikleri tepeden geliyor. Zehir karışırsa hayvanlar da etkilenir insanlar da. Bu yaştan sonra bizi neden üzüyorlar? Hep birlikte mücadele edeceğiz.” diyor.

“Biz geçmişimizden vazgeçmiyoruz, onlar madenden vazgeçsin!”
Ahmetler Köyü kadınları da Dondurma köyünde olduğu gibi; madene karşı yaşam hakkını en önde savunuyor. Karadağlılar gibi 7’den 70’e yürümeye, madencilere geçit vermemek için ne gerekiyorsa yapmaya hazırlar. Sularını ve yıllardır yaşadıkları toprakları madencilere bırakmak, yok edilişine tanık olmak istemiyorlar. Madene karşı olduklarını bir kez de ÇED toplantısında haykıracaklar. Doğduğundan bu yana Ahmetler’de olan Feride Tekin, “Biz köyümüzde çok mutluyuz, yıllardır burada yaşıyoruz. Onlar para kazanacak diye neden köyümüzü terk edelim, geçmişimizden vazgeçelim? Madenciler vazgeçsin. Çan’ın Dereköyü’nde yıllar önce kömür madeni aradılar, şimdi o köy toprak yığını altında. Sanki hiç yokmuş gibi… Direnmezsek bizim köyümüz de öyle olacak. Sahip olduğumuz her şeyin arkasındayız” diyerek tepki gösteriyor.

Projenin ÇED Başvuru Dosyasında, “Proje kapsamında yer alan sahalar ve yakın civarlarında Kültür Varlığı veya Sit özellikleri taşıyan sahalar bulunmamaktadır” denmesine rağmen; dosyanın ekinde yer alan Çanakkale Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Kararında; Karadağ ve Dondurma Köyleri arasında Arabakonağı Mevkiinde kalan alanın, 1. derece Arkeolojik Sit alanı olarak tescil edileceği yazıyor. 22 yaşındaki tarih bölümü öğrencisi Şeyma Albayrak, köylerinin kadim geçmişini; “Kanuni döneminden beri yaşayan bir köy, yani dedelerimiz, onların dedeleri, dedeleri burada. Bir çok tarladan Bizans dönemine ait eserler çıktı, o kadar zengin topraklar… Köyümüz çok eski, suyumuz da çok değerli. Ben sabahları uyandığımda karşımda dağ manzarasını göremezsem üzülürüm. Bu insanlar buradan kopamaz, asla vazgeçmezler bu topraklardan” sözleriyle anlatıyor.

Biga Ovası endişeli
Koza Altın İşletmeleri A.Ş.’nin bölgede planladığı altın- gümüş- kurşun madeni projesi sadece ruhsat alanında kalan Çan’ın Dondurma, Karadağ, Lapseki’nin Balcılar ve Eçialan, Biga’nın Ahmetler, Ramazanlar ve Bezirganlar köylerini değil; tüm şehri yakından ilgilendiriyor. Biga Ovasındaki tarım arazilerini sulayan Bakacak Barajı; maden projesinin 1. işletme sahasına kuş uçuşu 2,6 km mesafede yer alıyor. Baraj, Dondurma’dan Karabiga’ya kadar yaklaşık 92 bin dönüm alanda, 19 köye sulama yapıyor.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Çanakkale Şubesi 2. Başkanı İrfan Mutluay; “19 köy, 92 bin dönüm araziye sulama hizmeti veren Bakacak Barajı’nın havzası, firmanın ruhsat alanında kalmaktadır. Bölgedeki madencilik faaliyeti sonucu oluşabilecek herhangi bir kirlilik Bakacak Barajı’nı risk altında bırakacaktır, bu da Biga’nın 19 köyünü etkileyecektir.” dedi.

“Köyümüzün suyu, altından değerli”
Çanakkale Çevre Platformu’nun Dondurma’nın ardından Ahmetler ve Ramazanlar köylerindeki kahvehanelerde düzenlediği bilgilendirme toplantılarında Ziraat Mühendisi İrfan Mutluay, Bakacak Barajı’nın madencilikle kirlenmesi halinde tarımın ve doğanın göreceği zararları anlatırken; Çanakkale Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Doç Dr. Coşkun Bakar; madenin halk sağlığına etkileri hakkında bilgi verdi.

Köylüler “Biz topraklarımızı biberden çeltiğe her şeyi ekiyoruz, yetiştirdiğimiz ürünler başka yerlere de dağılıyor. Buraya maden geldiği zaman baraja karışacak olursa, akan su bütün ovayı zehirler. Diğer köyler de ayaklansın, madene karşı hep birlikte duralım” sözleriyle, içme ve sulama kaynaklarının maden tehdidi altında olmasına tepki gösterdi.

İl Genel Meclisi Üyesi Hicri Nalbant; “Bugüne dek hangi köyde kadınlar ve erkekler birlikte mücadele ettiyse başarılı oldular. Siz de el birliğiyle madeni istemediğinizi söylerseniz, Karadağ’da olduğu gibi Dondurma’da da geldikleri gibi gideceklerdir. ÇED toplantısında hep birlikteyiz” dedi.

29 Ocakta, Dondurma’ya
Koza Altın İşletmeleri’nin 30 hektarlık sahada 400 bin ton altın, gümüş, kurşun rezervi çıkarmayı planlandığı maden projesinin ÇED halkın katılımı toplantısı; 29 ocak Perşembe günü saat 14.00’de, Dondurma köy meydanındaki kahvehanede yapılacak. Yediden yetmişe kadın, erkek, çocuk tüm Dondurma orada olacak. Ahmetler, Karadağ, Ramazanlar ve civardaki diğer köylerle birlikte Çanakkale’den çevreciler de toplantıya katılacak.

Köylüler günlerdir birbirlerine ÇED toplantısını hatırlatıyor, o gün ne yapabileceklerini konuşuyor. Köy muhtarları köylülerle birlikte toplantılar düzenliyor. ÇED toplantısına davullu, zurnalı, pankartlı hazırlıklar yapılıyor. Köylüler sularının, topraklarının ve geçmişlerinin altından daha değerli olduğunu şirkete duyurmaya hazırlanıyorlar. Herkesi köylerine desteğe bekliyorlar.

‘ÇANAKKALE İÇİNDE’ Notu: Bu içerik Güneş Dermenci’nin izniyle, gunesinenerjisi.wordpress.com adresli blogundan alınmıştır.

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir