Dünyanın İlk Sualtı Tarih Müzesinin Temelleri Batırıldı

06 Ağustos 2010

Geçen hafta Türkiye’nin denizlerinin nasıl kirletildiğine dair Akdeniz’de yaptığım Mavi Yolculuk’tan gözlemlerimi aktarmıştım. Bu hafta da yine denizlerimizden söz edeceğim. Ancak bu kez insan eliyle bir ‘yok etme’den değil, insan eliyle oluşturulan güzelliklerden bahsetmek istiyorum.

Yer, Ege Denizi’nin kuzeyi. Projenin adı, Saroz Yapay Resif Projesi. Saroz Körfezi’nin dört bir tarafına yapay resif için heykeller, gemiler, figürler batırılacak. Dünya’da da bir ilk olan deniz yıldızı şeklinde kapalı alanı bulunan dev bir sualtı tarih müzesi de kurulacak. Çanakkale Abidesi’nin bir örneğini, Nusret Mayın Gemisi’ni, Seyit Onbaşı heykelini sualtında görmek mümkün olacak. Projenin ilk adımı dün atıldı. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, projenin tanıtım toplantısı için İbrice Limanı’ndaydı. Seyit Onbaşı’nın kullandığı topun bulunduğu ilk eserler sualtına indirildi.

Resif, sualtında canlı yaşamını barındıran fosil mercanların oluşturduğu kayalıklara, tepelere deniliyor. Yapay resifse, bu doğallığın çeşitli malzemelerle taklit edilmesi anlamına geliyor. Ege’nin kuzeyinde bulanan Saroz’da, güney Ege veya Akdeniz’de olduğu gibi sualtı canlılığını barındıran, mercanların bulunduğu resifler çok sınırlı. Bu nedenle bu bölgede canlı yaşamını artırmak, deniz altını daha cazip hale getirmek için yapay resiflerin kurulması planlanıyor. Amaçlardan biri de dalış turizmini artırmak. Projenin benzer örnekleri Türkiye’de ve dünyada var. Ancak bu projeyi dünyada bir ilk kılan, deniz yıldızı şeklindeki 2 bin 500 metrekareyi bulan kapalı mekan sualtı tarih müzesi.

Uzun süre Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu’nda da görev yapan projenin teknik danışmanı Savaş Yapman, yapay resiflerin Saroz’daki balıkçılığa büyük bir katkı sağlayacağı gibi Türkiye’nin sualtı turizminde dünyada önemli bir yere geleceğini söylüyor.

Proje için yoğun uğraşlar veren ve dün de Bakan Günay’a projeyi anlatan Yapman, projenin detaylarından şöyle söz etti: “Yapay resif doğal habitatın yapay olarak desteklenmesi anlamına geliyor. Künklerden, heykellere, savaş gemilerinden uçaklara kadar birçok unsur kullanılacak. Bunlar batırıldığında sualtında canlılık oluşacak. Özellikle balıkçılığa büyük bir destek sağlayacak. Dalış turizmi açısından çok büyük önem taşıyor. Sualtı tarih müzesi dünyada bir ilk olacak.”

Maliyeti 5 milyon dolar
Projeyi önce Çanakkale Valiliği’ne sunduklarını anlatan Yapman, şöyle devam etti: “Çalışmalarını, proje çizimlerini Ege Üniversitesi’nde yaptırdık. Bilimsel temellere dayanan bir iş. Prof. Dr. Altan Lök hocayla birlikte çalıştık. Zemin etütleri yapıldı. Üniversite Saroz’da altı bölgeyi uygun gördü. Denizle ilgili işlere Tarım Bakanlığı bakıyor. Dolayısıyla projemizi sunduk. Tarım Bakanlığı’nın Su Ürünleri gibi kendi birimlerinde proje gezdikten sonra onaylandı. Projenin bütçesini bölgenin belediyeleri ve sponsorlar tarafından sağlanacak. Projenin maliyeti 5 milyon doları bulacak. Sadece deniz yıldızı kısmı için 3 milyon TL gerekli. Bu paranın büyük çoğunluğu bölge belediyelerinden, esnaftan, sponsorlardan temin edeceğiz.”

Yapman, suya batırılacak eserlerle ilgili de şunları söyledi: “İki bölgeye yaklaşık 1000 parça yapay resif bloğu atılacak. Bunlar bir metreye bir metre küp şeklindeki beton bloklardan oluşuyor. Proje kuzey Ege’deki altı bölgeyi kapsayacak. Keşan, İbrice gibi bölgelerde olacak. Ancak sualtı kapalı müze kısmı bir yerde olacak. Deniz yıldızı kollarının kapladığı kapalı alan 2 bin 500 metre. Yüksekliği ise sekiz metre. Kimin yapacağı belli. Açılışı yapıldıktan sonra parçalar bölüm bölüm batırılacak. Bodrum’da, Kaş’ta da yapay resifler yapıldı ancak içinde müze kavramı olan dünyada ilk proje. Sualtı müzesi diye bir kavran dünyada yok. Çanakkale Savaşı’na mal olmuş tüm kahramanların figürleri olacak. Seyit Onbaşı bunlardan biri. Topuyla birlikte müzenin bir parçası olacak. Kabatepe’de Çanakkale Abidesi’nin önünde resim çektirenler sualtına yapılacak minyatür sualtındaki abidenin önünde de fotoğraf çektirilecek. Ancaklar da geldiklerinde sualtı müzesini neden görmek istemesin?

Gemilerin asbesti temizlenecek
Türk Hava Kuvvetleri’nden C-47 kargo uçağı talep ettiklerini anlatan Yapman, “Bu uçakta Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm Cumhurbaşkanları’nı koymayı düşündük. ‘Kenan Evren olmasın’ vb. eleştiriler geldi. TSK’nın elinde bu uçak yoktu. F-4 vereceklerini söylediler. O zaman bu uçağa da ‘Atatürk ve Sabiha Gökçen’in heykellerini koyalım’ dedik. Bu kez de ‘Atatürk suyamı batırılır? gibi anlamsız eleştiriler geldi. Batırılacak iki savaş gemisinin birinin ismi Nusret Mayın Gemisi, diğeri de İngiliz Donanması’ndaki amiral gemilerden birinin ismi olacak. Gemilerin ve uçakların temizlenmesi uzun süre alıyor. Sadece gemilerin üzerindeki asbest temizleme işlemi bile beş altı ay sürecek. Ancak önümüzdeki yaz sonuna doğru projenin büyük kısmını bitirmeyi planlıyoruz” dedi.

[Kaynak: Radikal]

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir