İskele Meydanının Bağlamı…

Mimar İsmail Erten
20/04/2012

İskele meydanına yapılan inşaat (Belediyeye ait mülktür) ile başlayan, Anafartalar Oteli’nin parselini de (Özel İdare’ye ait mülktür) kapsama alanına alan bir kamusal alan-meydan tartışması alıp başını gidiyor. İyi de oluyor. Çünkü kentlerimiz müzakere süreçleriyle tasarlanıp kararlara kavuşursa iyi bir yönetişim modeli oluşur, sonuç ürünler benimsenir.

Hal böyle iken geçen yazıda olduğu gibi, biz de tartışmaya farklı katman ve boyutta müdahil olalım ve katkı verelim isteriz. Karar vericilerin ve toplumun sivil aktivistlerinin bu katkıları alması, tartışması dönüştürmesi ve geliştirmesi dileğimizi yenileriz.

Mesele bir meydanı çevresiyle birlikte düşünmek ve tasarlamak ise, bu çerçeve de bir şeyler yapmak ve yıkmak ise, meselenin bağlamını kurmak, nedenselliğini ortaya koymak lazım.

Ben bu meselenin bağlamını 3 noktadan geliştirmek gerektiğini düşünüyorum. Birinci bağlamı, tarihselliktir. İkinci bağlamı, işlevselliktir. Üçüncü bağlamı ise, estetiktir.

İskele meydanı ve civarına ilişkin yakın ve uzak dönemli tarihlere ait çok ciddi bir tarihsel veri bulunur. Bu veriler belge, harita ve fotoğraflarla görülebileceği gibi, yaşayan abilerimizin sözlü bilgileriyle de belleklerindeki hazineyle de veri haline dönüşebilir. Dolayısıyla iskele meydanı tasarımında “tarihsel bağlam” zengin verilerle sonuca ulaşabilir.

İskele meydanı kentin en canlı ve hareketli, birden çok amaca ve hedefe hizmet veren, çok işlevli bir kamusal alandır. Bu meydan kendisinden öteye, çevresindeki bütün mekanları, binaları, sokakları doğrudan etkiler. Bu alanda yapılacak herhangi bir işlevsel hata, mekanı ve civarını doğrudan ve ciddi boyutta etkileyecektir. Dolayısıyla çok boyutlu bir mekan olan iskele meydanındaki “işlevsel bağlam” tasarım sürecinde çok önemli bir durum ortaya çıkartır.

İskele meydanının “estetik bağlamı” en önemli meselelerden birisidir. Keza kentin en önemli kapısıdır. Bizim dışarıya karşı yüzümüzdür. Kente gelenler ve gidenler bu alandan geçerler. Ayrıca kentlinin kesişim alanıdır. Bir çok defa, belki her zaman bu meydandan geçeriz. Kentlilerin ve kent dışından gelenlerin en fazla kullandığı bu meydanın, çevresindeki binalarla, kent mobilyalarıyla, yer döşemesi ve kaldırımlarıyla önemli imaj ve mesaj taşımaları kaçınılmazdır. Kentin bu görünür yüzünün estetik değerlerle tasarlanması, hepimizi mutlu edecek ve yaşamlarımızı zenginleştirecektir.

Dolayısıyla, meseleyi çok uzatmayalım. İskele meydanı ve civarında tasarımcı kesiliveren, astık-kestik, yıkıp-yaptık diyerek kararlar oluşturuveren siyasi karar vericileri ve bürokratlarına çok iş düşüyor. Bir defa bilinmelidir ki, izleniyorsunuz. Atacağınız her adım takip ediliyor. İkincisi ise her şey ayan beyan ortalık yerde cereyan ediyor. Yapacağınız her şey görülüyor, yanlışlar her daim halkın gözüne sokulacak, halk da sizin yanlışınızı sizin gözünüze her daim sokabilir.

Son bir katkı daha verelim, çok önemli bir yazıyı ekte sizlerle paylaşıyorum. Bir meydan tasarlamanın içerik ve yöntemi çok iyi vurgulanmış. Okumanızı tavsiye ederim: “Savaş Zafer Şahin: Kamusal Alan Reçetesi”

Mimar İsmail Erten Son Yazıları...

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir