Kamusal Yaşam Alanlarında Eşitlikçi, Kişisel Yaşam Alanlarında Özgürlükçü…

Sosyal Medyada bir fotoğraf dönüyor. Dairesel formları kullanmış Danimarka’da bir köy yerleşiminin fotoğrafı. Fotoğraf kendi içinde birçok eleştiri ve görüşü taşıyor kuşkusuz. Mesela “düz bir çayırlık alanda organik olmayan bir yapaylığı barındırıyor” gibi eleştiriler.

Şehircilik ve mimarlıkta dairesel formlar, arayışların değişikliği ve ilginçliği bağlamında, çok defalar tasarıma konu olmuştur. Sadece tasarımcı mimarlar değil, yükleniciler, kullanıcılar ve hatta karar vericiler bile bu yöndeki tasarımları talep etmiştir. Çoğu zaman iktidarlar da bu yönde taleplerin içinde yer almıştır. Bunların en bilineni de “Atatürk’ün bir cumhuriyet köyü” adıyla yaygınlaşmış dairesel formlu bir köy tasarımıdır. (Kaynaklarda bu planın Atatürk tarafından tasarlandığına dair her hangi bir belgeye rastlanmamış olup, ayrıca mimarı da bilinmemektedir.)

Kamusal Yaşam Alanlarında Eşitlikçi, Kişisel Yaşam Alanlarında Özgürlükçü...

Paylaşılan görseller incelendiğinde ilginç bir durum ortaya çıkmaktadır. Kamusal alanlar, yollar, donatı alanları gibi mekânlarda “eşitlikçi bir yaşam” hedefi bulunmaktadır. Öbür yandan, bizzat uygulanmış Danimarka köyü incelendiğinde evlerin, konutların olduğu farklı aile ve kişisel kullanım mekânlarında ise; “özgürlükçü bir yaşam” hedefi bulunmaktadır.

Kıssadan hisse; insan yerleşimleri, kentler planlanırken öncelik olarak “eşitlikçi” bir yaşamı tüm kentli paydaşlara sunmalıdır. Yaşamsal farklılıkları barındıran başta konutlarımız olmak üzere işyeri ve diğer mekânlarımız ise “özgürlükçü” bir içerikte tasarlanmalıdır.
Mealen ve son söz, tip konutlarla, sitelerle farklı yaşamları aynılaştırmayınız. Yaşamın kökeninde bireyin ve bireylerin oluşturduğu ailenin, birbirine benzemeyen ve zengin çeşitlilikteki özgürlükleri vardır. Kullanıcısı yerine müteahhidinin / yüklenicisinin tasarladığı konut üretimi yerine, herkesin kendi konutunu kendi yaşam ve taleplerine özgün tasarlatabileceği özgürlükçü ortamlar hazırlanmalıdır.
Bu özen ve titizliğin köy, kent, site gibi planlamalarda eşitlikçilik üzerinden gösterilmesi, ulaşılabilirlik, temiz çevre, güneşten yararlanma, ferahlık ve manzara, sosyal kültürel donatı alanlarına erişebilirlik ve diğer tüm kentsel fonksiyonların tüm paydaşların eşit kullanımında planlanması için eşitlikçi ortamlar hazırlanmalıdır.

Evlerimiz, köy ve kentlerimiz maalesef eşitlik ve özgürlük haklarımızı bizlere sunamıyorlar. Daha sakin, derinlikli ve müzakereci bir ortama ihtiyaç duyuluyor…

Mimar İsmail Erten Son Yazıları...

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir