“Meme Kanserine Dur Demek İçin Ayda 10 Dakikanızı Ayırın”

18 Kasım 2014

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Basın Halkla İlişkiler Koordinatörü Öğr. Gör. Öznur Doğangün, Çanakkale Meme Hastalıkları Derneği Başkanı aynı zamanda ÇOMÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Akgün ile meme kanserinin detaylarını konuştu:

Sağımıza bakıyoruz kanser, solumuza bakıyoruz Ebola, yukarıya bakıyoruz savaş, aşağıya bakıyoruz hüzün.
Çözecek çok sorun, koşacak çok yol, atlayacak çok engel varken, hayatı yokuşa sürenlerden olmamak, çözüm üretenlere ise yolu açmak lazım.
Bu hafta Meme Kanseri’nin Çanakkale’yi nasıl etkilediğini öğrenmek istedim.
Çanakkale Meme Hastalıkları Derneği Başkanı aynı zamanda ÇOMÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Akgün ile bu çok yavaş ilerleyen ve her ay kendimize ayıracağımız on dakika ile erken yakalayıp üstesinden gelebileceğimiz hastalığın detaylarını sizler için derledim.

Hocam, kanser vakalarında bir artış söz konusu, sizin uzmanlık alanınız olan meme kanserindeki artışı nasıl yorumluyorsunuz?
Günümüzde 8 ile 10 kadından birisinin ömrü boyunca meme kanserine yakalanma riski vardır. Evet, son yıllarda ufak da olsa bir artış var. Bu artışın en önemli sebepleri; hanımlarımızın gelişen teknoloji ile birlikte daha hareketsiz bir yaşam sürmesi, beslenme yaşamımıza fast food tarzı yiyeceklerin girmesi, sosyal yaşamın içerisine giren kadının  daha geç yaşta evlilik yapması ve çocuk sahibi olması ve sosyal yaşamını aksatmamak için emzirme işlemine gerekli özeni göstermemesidir.

Erkeklerde de meme kanserine rastlanılıyor mu?
Her 100 kadın meme kanserine karşılık 1 erkek meme kanseri görülür. Erkeklerin  özellikle prostat hastalığı sebebiyle kullandığı ilaçlar ve fazla alkol tüketimi sonucunda görülen karaciğer sirozu  erkekler de meme kanseri riskini artırır.

Çanakkale’de yaşayanların meme hastalıkları ile ilgili duyarlılıkları nasıl?
Çanakkaleli kadınlar meme hastalıkları konusunda çok bilinçliler ve erken dönemde meme kanserinin tanısında bize yardımcı oluyorlar. Bu duyarlılıkları sebebiyle Çanakkaleli bayanlara teşekkür ediyorum. Benim yaptığım poliklinikte, müracaat eden hastaların yaklaşık %80’ini meme hastalıkları oluşturuyor.

Bu bölgede çok ciddi vakalarla karşılaşıyor muyuz?
Önceki yıllarda Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde çalıştım. Ülkemizin bu yöresinde meme kanseri tanısı koyduğumuz hastalarımız genellikle daha geç evreydi. Çanakkale’de büyüklüğü 2 santimin üstünde çok az kanserli kitleyle karşılaştım. Bu kadınlarımızın meme kanserine ne kadar duyarlı olduğunu göstermektedir. Çanakkale’de ve ilçelerinde yaklaşık 500 tane meme kanserli hastamız var. Türkiye’de ise yaklaşık 50.000 kadına meme kanseri teşhisi konmuştur. Çanakkale’de meme kanserinin daha sık görülmesinin en önemli sebebi Çanakkale’deki ortalama yaşam süresinin Türkiye’deki ortalama yaşam süresinden en az 10 yıl fazla oluşudur. Çünkü Çanakkale çok düzgün, yavaş ve sessiz bir şehir. Tam bir güzellikler abidesi. O nedenle insanlar bu şehirde adrenalinden uzak çok daha uzun bir süre yaşayabiliyorlar.

Meme hastalıklarında risk ne zaman başlıyor?
20 yaşından sonra kötü huylu meme tümörlerine karşı biraz daha fazla uyanık olmak gerekir. O nedenle 20 yaşından sonra her bayan mutlaka âdetin 5. ila 7. günlerinde kendi memesini kendisi kontrol etmelidir. Kendi memesine dokunmalı ve aynada seyrederek önce herhangi bir asimetri, kitle, duyarlılık aramalı, sonra meme başını sıkarak akıntı olup olmadığına bakmalı ve en sonunda da koltuk altı bölgesini muayene etmelidir. Her bir memenin muayene süresi 5 dakikadır. O sebeple bir kadının kendi sağlığı için 10 dakikasını ayırabilmesi meme kanserinin erken tanısı için önemli bir adımdır. Bu konuda ebeveynlere de önemli görevler düşmektedir. Kız çocuklarına ebeveynleri tarafından bu alışkanlığın verilmesi gerekir. Çünkü kişi kendi vücudunun sorumluluğunu kendisi alabilmeli, başkasına bu sorumluluğu vererek bundan sıyrılmamalıdır.

Çocuklarda da meme kanseri veya buna benzer hastalıklar olabiliyor mu?
Evet, 20 yaşından önce bizim Fibroadenom dediğimiz bir takım iyi huylu meme tümörleri görülebilir. Bu iyi huylu tümörler bayanlarda adet dönemi başladıktan sonra ortaya çıkar ve yaklaşık 20 yaşına kadar en önemli kitle nedenidirler. Bu tümörlerin kendi kendine meme muayenesiyle erken dönemde saptanması ve hızla büyüdüğünün farkedilmesiyle, hekime başvurulduğunda, yapılacak ameliyatla bu kitlenin çıkarılması, hem memede asimetri meydana gelmesini ve hem de süt verme sürecinin etkilenmesini önler.

Diyelim ki adetler düzensiz, ya da bayan adet görmüyor, kontrolleri hangi zaman aralığında yapmalı?
Menapoz sonrası kadınların her ay kendine bir zaman belirleyip, örneğin her ayın 1’i, ilk pazar günü gibi günlerde memesini muayene etmesini öneriyoruz.

Kişi kendi kendine kontrolde hiçbir bulguya rastlamıyorsa doktor kontrolüne gerek yok mu?
20 ila 40 yaşları arasında mutlaka her kadın hiçbir şikâyeti olmasa bile 3 yılda bir mutlaka bir genel cerraha klinik meme muayenesini yaptırmalıdır.

Muayene sırasında  mamografi de yapılıyor mu?
Hayır. Öncelikle elle muayene yapılır. Eğer hekim bir durumdan şüphelenirse meme ultrasonografisi istenir. 40 yaşından önce kadınlarımıza mamografi yapılmamalıdır.  Çünkü 40 yaşından önce bayanlar hala adet görmeye devam ettikleri için östrojen baskısı altında olan böyle bir memede mamografi tanı koydurucu olmaz. Sadece annesi veya kız kardeşine meme kanseri tanısı konmuş kadınların, 35 yaşından sonra mamografiyle takip edilmeleri uygundur.

Menopoza giren kadınlarımız için risk durumu nedir?
Kadınlarda meme kanserinin meydana gelmesine sebep olan esas faktör östrojenin varlığıdır. Östrojen menopoza girmiş olan kadınlarda genellikle yavaş yavaş azalmaya başlar. Oysa kadınlarda 40 yaşından sonra meme kanseri riski artar, 50 yaşından sonrada tepe noktasına ulaşırBunun sebebi kadınlarda meme kanserinin çok yavaş ilerleyip ele gelebilecek döneme kadar ki sürenin ortalama 15 sene olmasıdır. O yüzden 55 yaşında bir hastada meme kanseri tanısı konduğunda, bunun başlangıcı 40 yaşlarıdır.

Çok ileri yaşlarda da kansere rastlıyor muyuz?
Evet. Benim 93 yaşında bile hastam var. Ama Çanakkale’deki en yaşlı hastam 87 yaşında.

İleri yaşlarda risk yüksek mi?
Hayır, bu yaşlarda geç olgularda genelde memenin tümünün alınması şeklinde bir operasyon yapılır. Ancak ameliyat sonrası genellikle ilaç tedavisi önerilmez. Genç yaşlarda ise, erken saptanan olgularda memedeki kitlenin bir miktar sağlam dokuyla birlikte çıkarılması şeklindeki bir tedavi tercih edilir. Fakat geç dönemde saptanmış olan vakalarda memenin çıkartılması gerekir.

Angelina Jolie bir süre önce risk taşıdığını ifade ederek iki memesini de aldırdı, çokca da tartışıldı bu durum, doğru bir karar mıydı sizce?
Angelina Jolie meme kanseri değildi. Fakat Lobuler karsinoma insitu dediğimiz ve iki memede de meme kanseri riskini arttıran bir hastalık mevcuttu. Eğer Angelina Jolie gibi bu hastalığa ek olarak annesinde veya kız kardeşinde de meme kanseri hikayesi varsa, meme kanseri riski çok yüksektir. Bu olgularda yapılması gereken, Angelina Jolie’de de yapıldığı gibi memenin tümünün çıkartılması ve implant yerleştirilmesidir.

Meme kanserinden korunmanın yolları var mıdır?
Genellikle meme kanserine yakalanmayı sağlayan faktörler değiştirebilir ve değiştirilemez risk faktörleri olmak üzere iki grupta incelenebilir. Ama bir kadının östrojene sahip olması riski gösteren en önemli etkendir. Her ne kadar yeşil meyve, sebzeyle beslenilmiş olsa da, fit bir görüntüye sahip olunsa da meme kanserini önleyebilme ihtimali yüzde 10 civarındadır. Vakaların yüzde 90’ının önlenebilmesi kesinlikle mümkün değildir. Bu nedenle mümkün olduğu kadar meme kanserini erken dönemde saptamak önemlidir.

Ne yapacağız?
20 yaşından sonra her ay yapılan kendi kendine meme muayenesi, 20-40 yaşları arasında 3 yılda bir klinik meme muayenesi, 40 yaşında yapılan bir mammografi ve ultrasonografi, 40 yaşından sonra her yıl klinik meme muayenesi ve 50 yaşından sonra her yıl mammografi ve ultrasonografinin yapılması meme kanserinin erken tanısı için çok önemlidir.

Meme kanserlerinde iyileşme sürecinde nelere dikkat edilmeli?
Bir kadının memesini kaybetmiş olmasının psikolojik, sosyal ve biyolojik etkileri vardır. Kadın kadınlığının ve cinselliğinin belli derecede eksildiğini ve toplum içerisinde kendisine bakan herkesin ilk önce göğsüne baktığını zannetmek gibi zorlu psikolojik bir sürece girer. Bu nedenle psikolojik destek alınması önemlidir. Biz cerrah olarak özellikle hastayı operasyona hazırlarken ve operasyon sonrası da hastanın zaman zaman kontrollerini yaparken bu desteği veriyoruz. Gerekirse profesyonel bir destek alması için hastayı bir psikolog veya bir psikiyatriste yönlendiriyoruz.

Bu hastalık sürecinde  estetik cerrahlardan nasıl bir destek alınıyor?
Meme kanseriyle ilgili ameliyatlar yapılırken tümörün ne kadar hızlı ilerleyip ilerlemediği en büyük sorundur. Eğer hızla ilerlemeyen bir tümörle karşı karşıyaysak, tümör çıkartıldıktan sonra yerine implant yerleştirilebilir. Eğer tümör hızla ilerleyen tip ise, tümör çıkartılır, hastanın kemoterapisi ve radyoterapisi bitirildikten sonra eksik olan bölgeye implant yerleştirilir.

Hastaya hastalığını anlatırken nasıl bir yol takip ediyorsunuz?
Hastaya başlangıçtan itibaren hekimine olan güvenini sağlayabilmek için mümkün olduğu kadar doğru söylenmeli, hastayı yanıltıcı bir takım ifadelerden kaçınmak gereklidir. Burada en en fazla atlanan şey; hastanın kızı ya da kız kardeşine risk altında oldukları anlatılıp göğüslerinin kontrol edilmesidir.

[comu.edu.tr]

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir