Sağlık İl Müdürlüğü’nden Ramazan Uyarısı

11 Ağustos 2010

Yaz mevsimi ile birlikte başlayan Ramazan ayında vatandaşların aşırı hava sıcaklığı nedeniyle sağlık problemleri yaşamaması için beslenmelerine dikkat etmeleri gerektiği açıklandı.

Çanakkale Sağlık İl Müdürlüğü yetkilileri yaptıkları açıklamalarda Ramazan ayında özellikle sıcak havadan korunmak için gerekli önlemlerin alınmasının gerektiğini belirterek, ?Bu kapsamda günün en sıcak saatleri olan 10.00 ile 16.00 saatlerinde mecbur kalmadıkça dışarı çıkılmamalıdır. Dışarıda bulunulduğunda açık renkli, hafif, bol ve sıkı dokunmuş kumaşlardan yapılan giysiler tercih edilmeli; geniş kenarlı ve hava delikleri olan şapka giyilmeli ve güneşin zararlı ışınlarından koruyan güneş gözlüğü kullanılmalıdır. Dışarıda çalışması gerekenler mümkün oldukça güneş altında korunmasız kalmamaya, aşırı hareketlerden kaçınmaya dikkat etmelidirler.Yoğun fiziksel aktivite veya spor yapmak için sabah ve akşam saatleri tercih edilmeli, her bir saatlik spor için en az 2-4 bardak sıvı alınmalıdır. Ağır fizik aktivitelerden kaçınılmalıdır. Risk altındaki yetişkinler ve yaşlılar, ise günde en az iki kez güneş veya sıcak çarpması yönünden izlenmelidir. Bebekler ise bu açıdan daha sık izlenmelidir? dedi.

Ramazan ayında beslenmenin önemine de dikkat çeken Sağlık İl Müdürlüğü yetkilileri, ?Ramazan ayı süresince yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir. Yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlamak için 4 besin grubunda yer alan besinlerden yeterli miktarlarda tüketilmesi gereklidir. Bu dört besin grubu süt ve süt ürünleri, et- yumurta-kuru baklagiller grubu, sebze-meyve grubu ile ekmek ve tahıllar grubudur. Öğünler sahur ve iftarda iki ana öğün ile, iftardan sonra 1-1.5 saat aralıklarla iki ara öğün olarak düzenlenmeli, azar azar küçük porsiyonlar şeklinde beslenilmelidir. Oruç tutanların mutlaka imsak saatine yakın bir zamanda sahur yapmaları sağlığın korunması açısından önemlidir. Sahurda sadece su içerek niyetlenmenin veya gece yatmadan önce sahur yapmanın zararlı olabileceği unutulmamalıdır. Çünkü bu beslenme tarzı yaklaşık 15 saat olan açlık süresini, ortalama 18 saate çıkarmaktadır. Bu da açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak bazı rahatsızlıklara neden olmaktadır. Sahur yemeğinde süt, yumurta, domates, salatalık, yeşil sebzeler ve tercihen tam buğday unundan yapılmış ekmekten oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmeli, vücut direncini artırmak ve vücuda yeterli miktarda vitamin ve mineral alınmasını sağlamak için sebze ve meyveler sık tüketilmelidir. Aşırı yağlı, tuzlu, şekerli ve unlu gıdalardan uzak durulması uygundur? dedi.

?AŞIRI YEMEYİ ÖNLEMEK VE SİNDİRİMİ KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN YEMEKLER YAVAŞ YENİLMELİDİR?

İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılmasının uygun olacağını da beliren yetkililer, ?Yine enerji veren ancak kan şekerini dengeli bir biçimde yükselten besinler (bulgur pilavı, tam buğday ekmeği veya kepekli makarna gibi posalı besinler) tercih edilmelidir. Hava sıcaklığı nedeniyle kaybolan su ve mineral kaybını yerine koyabilmek amacıyla iftardan itibaren sahur sonuna kadar bol su ve sıvı (ayran, taze sıkılmış meyve suları, sebze suları vb.) alımına özen gösterilmelidir. İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar sakıncalı olabilir. Bunun yerine sütlü tatlılar (sütlaç, güllaç, muhallebi, dondurma vb.) veya mevsim meyveleri tercih edilmelidir. İnsan beyni, doyma emrini yemek yemeye başladıktan 15-20 dakika sonra verir. Bu nedenle aşırı yemeyi önlemek ve sindirimi kolaylaştırmak için yemekler yavaş yenilmeli, besinler ağızda iyice çiğnendikten sonra yutulmalıdır. İftar yemeğinden sonra kısa mesafeli yürüyüş ve diğer fiziksel aktiviteler son derece faydalıdır? dedi.

“İFTAR VE SAHUR SOFRALARINDA YAĞLI BESİNLERDEN KAÇINILMALIDIR”

Yaz aylarında iftar veya sahur sofralarında yağlı besinlerin ve yağda kızartmaların tüketiminden kaçınılmasının gerektiğini de belirten yetkililer, ?Yemekler ayçiçeği ve zeytinyağı gibi bitkisel sıvı yağlar ile pişirilmeli, salatalarda zeytinyağı kullanımına özen gösterilmelidir. Ayrıca yemekleri pişirirken kızartma ve kavurma yerine haşlama, ızgara ve fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Beslenme düzenindeki değişikliklere bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı önlemek için, yemeklerde lif oranı yüksek gıdalar (sebzeler, kurubaklagiller, kepekli tahıllar vb) ve ara öğünlerde de taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişler az miktarda tüketilebilir. Oruç tutmanın sağlıklı insanların metabolik dengesinde çok önemli değişiklikler yapmadığı, ancak bazı hastalıklarda (şeker hastalığı, karaciğer yetmezliği vb.) veya özel durumlarda (hamilelik ve emziklilik) olumsuz sonuçlar doğurabileceği göz ardı edilmemelidir. Kronik hastalığı olan kişiler, oruç tutmadan önce ilgili uzman hekime mutlaka danışmalıdır? şeklinde konuştu.

İHA

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir