Şair Ece Ayhan Evi’nde Sürgünde Sanat Konuşuldu

24 Şubat 2017

ÇOMÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Solmaz Bunulday ile İranlı sanatçı Shirin Neshat üzerine söyleşi gerçekleştirildi.

Şair Ece Ayhan Evi’nde, İran doğumlu sanatçı Shirin Neshat’ın sürgün zamanlarında gerçekleştirdiği sanatı konuşuldu. ÇOMÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Solmaz Bunulday tarafından verilen söyleşide, Shirin Neshat’ın çalışmalarının yer aldığı videolar ve fotoğraflar sunum şeklinde izleyicilere aktarıldı.

Bunulday, söyleşide İranlı sanatçı hakkında şu sözleri dile getirdi; “Shirin Neshat’ın antik mitolojiler ve günümüzün olayları arasındaki paralellikleri, özgün şiirsel anlatımı ve güçlü yorumuyla fotoğraf, kaligrafi, şiir ve filmle ifade ettiği çalışmaları onun ne kadar önemli bir sanatçı olduğunu gösteriyor. O kendini ne tam olarak doğulu, ne de tam olarak batılı görüyor. Arada kalmışlığın verdiği acıyı ise sanata işte böyle yansıtıyor.”

Neshat’ın ilgi çekici çalışmalarının izlendiği etkinlik, karşılıklı soru-cevap şeklinde sona erdi.

Şair Ece Ayhan Evi'nde Sürgünde Sanat Konuşuldu

Shirin Neshat Kimdir?
Shirin Neshat’ın sanatındaki başlıca problem genel olarak Ortadoğu’da, özel olarak İran’da kadınların, içinde bulundukları sistemlerin ya da muhalif grupların üyeleri olarak yaşadıkları deneyimler ve İslami rejimlerin veya siyasal hareketlerin yarattığı atmosferde kadın bedeninin maruz kaldığı hegemonya mücadelesidir. Neshat, fotoğrafları ve video enstalasyonlarıyla fazlasıyla politize olmuş bir coğrafyada kadın kimliğinin nasıl belirdiğini, onaylamak ya da reddetmekten öte, tanık olmak olarak tanımlayabileceğimiz bir yaklaşımla sanatında ifade etmektedir. Shirin Neshat 1957, İran doğumludur. Lisans ve Güzel Sanatlar Yüksek Lisans öğrenimini 1979-82 yıllarında Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’de yapmıştır. Dünyanın birçok önemli sanat etkinliğinde ve önemli uluslararası galerilerde yapıtları sergilenen Shirin Neshat 5. Uluslararası İstanbul Bienali’nin (1997) katılımcıları arasında yer almıştı. Çağdaş sanatlarla ilgilenenler ve feminist çevreler Shirin Neshat’ın yapıtlarını yakından tanırlar.Sanatçının hayatındaki en önemli kırılma noktası 1979’da gerçekleşen İran İslam Devrimi’dir. Neshat 1979-1990 arasındaki dönemi Amerika’da sürgünde geçirdikten sonra ülkesine döndüğünde, yaşanan değişimin boyutlarını görünce oldukça şaşıracaktır. Artık İran, Şah döneminden bütünüyle farklı, teokratik bir yönetimle yönetilmektedir. Toplumun tamamı politize olmuştur ve dini politizasyonun kadın bedeni üzerinde devam eden stratejilerinin göstergesi siyah çarşaftır. Kadın, İslami rejim altında kamusal yaşama ancak çarşaf altında vücudunu gizleyerek, örtünerek katılabilmektedir. Neshat, 11 yıllık bir kesintinin yarattığı şoktan beslenen sarsıcı deneyimin etkisiyle 1993-1997 yıllarında Allah’ın Kadınları başlıklı fotoğraflar serisini üretir.

Filtreler:
Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir