TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’ya Yumurtalı Protesto

14 Mayıs 2012

Çanakkale’de konferans veren Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu’ya bir öğrenci yumurta attı.

Yeni anayasa çalışmaları hakkında konferans vermek üzere Onsekiz Mart Üniversitesi Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ne gelen Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, Didem Yaman Konferans Salonu’nda öğrencilere yeni anayasa hazırlıkları, parlamenter rejim ve başkanlık sistemleri hakkında bilgi verdi.

Kariyer Günleri kapsamında düzenlenen konferansta konuşan Kuzu’ya dinleyiciler arasındaki bir erkek öğrenci yumurta attı. Bu sırada bazı öğrenciler de pankartlar açarak, “Özgürlüğümüzü istiyoruz. Gülşah ve Meral serbest bırakılsın. Bizi kimse yıldıramaz” şeklinde sloganlar attı. Duruma müdahale eden özel güvenlikçiler ve jandarmalar öğrencileri dışarı çıkardı.

Kuzu, bunun yanlış bir davranış olduğunu belirterek, “Soru ve cevap şeklinde konferans sona erecekti. Biraz daha sabretseydiler ben bütün sorularını zaten cevaplayacaktım” dedi.

Öğrencilerin gözaltına alındığı öğrenildi.

KUZU: “BAŞKANLIK SİSTEMİ MASADA OLMALIDIR”
Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, “Başkanlık sistemi masada olmalıdır. Parlamenter sisteminin olduğu her yerde başbakanın yetkileri Türkiye’nin üç katıdır. Bir ülkede parti sayısının fazla olması, orada demokrasi olduğu anlamına gelmez. Olması gereken güçlü, aklı başında, bir iktidar ve güçlü muhalefet ile ikisinin arasında güçlü sivil toplum örgütlerinin varlığıdır” dedi.

Biga İktisadi Ve idari Bilimler Fakültesi Didem Yaman Konferans Salonu’nda TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, Türkiye’nin Güncel Sorunları, Yeni Anayasa Çalışmaları hakkında konferans verdi. Kuzu, 12 Haziran seçimleri öncesinde mecliste bir uzlaşma komisyonu kurulduğunu belirterek, “Bu komisyonda mecliste grubu bulunan her bir partiden üç isim var. Uzlaşma komisyonunda eşit temsili benimsedik. Mecliste grubu bulunan 4 siyasi partiden toplam 12 üye bu komisyonda görev yapıyor. Bu 4 siyasi partinin temsilcilerine dedik ki; siz meclisteki tartışmalarda fazla taraf olmayın. Uzlaşma komisyonlarında oylama olmaz, şeklen bile olsa oylamamın olmaması gerekir. Uzlaşma komisyonunda müzakere, ikna esas olmalıdır. En kritik konuda bir siyasi parti bir teklif getirirse diğer siyasi partilerde görüşlerini ortaya koyacaklar ve ortak bir metin yazılmaya çalışılacak. Diyelim bir konuyu tartıştık, görüştük, anlaştık ama ertesi gün biri geldi dedi ki; efendim biz anlaştık ama bizim parti de kıyamet kopuyor bu nereden çıktı demeyeceğiz. Çünkü birde bu işin birde referandum boyutu var” dedi.

“ANAYASA İÇİN 25 BİNDEN FAZLA DERNEKTEN GÖRÜŞ İSTEDİK”
“Mecliste milletvekilleri oy vermezlerse ne yapacağız? O yüzden yavaş gidip, uzlaşarak gitmeyi biz doğru bulduk” diyen Kuzu, “19 Ekim’de uzlaşma komisyonunu kurduğumuz günden bu güne kadar neler yaptık? Bilgi toplama aşamasını gerçekleştirdik. Bir defa sivil toplum kuruluşlarına internet üzerinden, bir kısmına yazılı olarak gönderip onlardan görüşlerini istedik. 165 üniversiteye, basın kuruluşlarına yazı gönderip onların da görüşlerini istedik. 24 bin, 25 binden fazla dernek ve sendikadan da görüş istendi. Bu görüşlerin dönüşü devam ediyor. Bir harmanlama yapıldığı zaman vatandaşlardan gelen 19 bin sayfadan fazla gelen bilgiler var. Bunlar değerlendiriliyor” şeklinde konuştu.

“ANAYASA KISA OLMALIDIR”
Anayasanın birinci sınıf demokrasi getirmesi gerektiğinin belirten Kuzu, “Bu sistemde kuvvetler ayrılığı olmadığını düşünüyoruz. Başkanlık sistemi masada olmalıdır. Parlamenter sisteminin olduğu her yerde başbakanın yetkileri Türkiye’nin üç katıdır. Bir ülkede parti sayısının fazla olması orada demokrasi olduğu anlamına gelmez. Olması gereken güçlü, aklı başında, bir iktidar ve güçlü muhalefet ile ikisinin arasında güçlü sivil toplum örgütlerinin varlığıdır. Resmi ideolojiye anayasada yer verilmemelidir. Anayasa kısa olmalıdır. Kısa anayasa hazırlamak kolay değildir. Anayasalarımıza baktığımızda 24 anayasası tekbir bir şekilde hazırlanan güzel bir anayasadır. 80 dönemde aynısını yapmışlar böylelikle düğüm haline getirmişler. 93 maddede insan hakları vardır. Valiliklerimiz, polislerimiz, dikkate almıyor. Türkiye’de ki asıl sorunun temeli yasaların yanlış yorumlanmasıdır. Benim itirazım ilkelere değil yanlış yorumlanmasıdır. Yerel yönetimler güçlendirilmelidir. Batıda ne yapılırsa doğuda da aynısı yapılmalıdır” dedi.

İHA

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir