TOBB Genel Kurulunda Çanakkale Vurgusu

03 Mayıs 2015

Çanakkale Ticaret Borsası, 02 Mayıs Cumartesi günü TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinde gerçekleştirilen TOBB 71’nci Genel Kuruluna katıldı.

TOBB’nin 71’nci Mali Genel Kurulu Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural 81 İl ve 160 İlçedeki 365 Oda-Borsa başkanları ile delegelerin ayrıca TOBB Genç Girişimciler kurulu ve TOBB Kadın Girişimciler Kurulu başkanları ve icra kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi.

Çanakkale Ticaret Borsasını temsilen Genel Kurula Yönetim Kurulu Başkanı S. Kaya Üzen, Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı ve TOBB Genel Kurul Delegesi Salamon Halyo Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı Gökhan Uysal Yönetim Kurulu Sayman üyesi Zakir Tanrıkulu, Yönetim Kurulu üyesi ve TOBB Genel Kurul Delegesi Necmi Yıldırım ve Genel Sekreter Sevcan Elver katıldı.

Genel Kurul hakkında bir basın açıklaması yapan Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Üzen, bu yılki Genel Kurulda ‘1915-2015 Aynı Ruh Aynı Heyecan Bölgesel Yıldızdan Küresel Yıldıza’ sloganının ana tema olması ve Çanakkale zaferin 100’ncü yıl dönümüne vurgu yapılması dolayısıyla büyük gurur ve mutluluk duyduğunu ifade etti.

Üzen sözlerinin devamında TOBB’un 71. Genel Kuruluna çok yoğun ve üst düzey bir katılım olduğunu belirterek “Kurulumuzun gündemi iki ana konu etrafında yoğunlaştı. Birincisi ana tema olan Çanakkale Zaferimizin 100. Yılı diğeri ise Haziran ayında yapılacak genel seçimler.
Öncelikle TOBB Başkanımız Rifat bey konuşmalarında “Türkiye’nin yeni bir büyüme modeline ihtiyacı olduğuna dikkat çekerek Haziran’daki genel seçimlere işaret ederek bu seçimlerin Türkiye’de daha parlak bir gelecek inşasına başlangıç olması gerektiğini bildirdi.
“Ülkemizin yıldızını yeniden parlatmalı, reel sektörümüze yeniden heyecan vermeliyiz” diyen TOBB Başkanımız Türkiye’nin yeni bir büyüme modeline ihtiyacı olduğunu, yeniden bir yapısal reform gündemi oluşturarak, yeni bir büyüme hikayesi yazılması gerektiğini belirtti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ise Genel Kurulun Türkiye’nin genel ekonomik gidişatının da istişare edildiği son derece önemli bir forum olduğunu, bu sene de çok anlamlı bir zamanlamayla Genel Kurul’da bir araya geldiklerini belirten Davutoğlu, TOBB’u Çanakkale Savaşı’na atfen 100. yıl konseptiyle düzenlenen genel kurul nedeniyle kutladı, Çanakkale Savaşı’nda şehit düşen bütün ecdada rahmet diledi.
İnsanlık onurunun, en kutsal unsurlarından birinin insan emeği olduğunun altını çizen Davutoğlu, emeğin hakkını vermenin hem devlet hem de özel sektör için bir şiar olduğunu söyledi.
“Avrupa içinde Almanya, Fransa, İtalya’dan bir hat çekin, Doğu Asya’da da Japonya, Çin ve Hindistan’dan, geri kalan Afro-Avrasya’nın en büyük üretim üssü Türkiye’dir” diyen Davutoğlu, bu üretim üssünün çevredeki krizlerden etkilenmemesi ve bütün dünyaya ihraç pazarı olarak açılabilmesi için her türlü tedbiri aldıklarını ve almaya devam edeceklerini söyledi. Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Nerede bir Türk girişimcisi varsa orada Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin konsolosu, büyükelçisi olacak. Nerede bir Türk girişimcisi varsa oraya THY sefer yapacak. İşte bir ülkenin bütüncül kalkınma stratejisinin arka planında bu vardır. Sadece bir sektöre değil, bütün sektörlere ilgi gösterecek ve bu sektörel gelişmeyi dünyaya yayma konusunda kararlı bir politika takip edeceğiz.”
“Türkiye’de organize sanayi bölgesi olmayan şehir kalmayacak”
Davutoğlu, bütün illerin daha fazla organize sanayi bölgesi istediğine işaret ederek, bunun, “Türkiye’de üretim şevki kırıldı” diyenlere bir cevap teşkil eden önemli bir gösterge olduğunu bildirdi.
AK Parti iktidara geldiğinde Türkiye’de 67 organize sanayi bölgesi bulunduğunu hatırlatan Davutoğlu, şu anda Türkiye’de 157 organize sanayi bölgesi olduğuna dikkati çekti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise “AB ile ilişkilerde, sözüm söz, CHP iktidarında hiç öyle ‘Yeni fasıl açacaklar, açmayacaklar’ diye beklemeyeceğiz. Bu ülkede birinci sınıf demokrasi için ne gerekiyorsa tamamını yapacağız. Sözüm sözdür” dedi.
TOBB’un genel kurullarında, bir anlamda Türkiye’nin sorunlarının tartışıldığını ve genel kurulların Türkiye, bölge ve dünya için önemli olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun, 2002’deki Genel Kurulda yaptığı konuşmayı anımsatan Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin büyük, güçlü, sözü dinlenen ve ufku geniş bir ülke olması gerektiğini kaydetti.
“Siz Mısır’a, Suriye’ye, Irak’a, Libya’ya, İsrail’e rahat gidebiliyor musunuz?” diye soran Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin dört büyük başkentte büyükelçisinin bulunmadığını, kendi bölgesinden soyutlandığını ifade etti.
Başkanlık sistemi tartışmalarına da değinen Kılıçdaroğlu, “Şimdi bunun üzerine bir de Türk tipi başkanlık oluşturmaya çalışıyorlar. Her şey bir kişiye bağlı olacak. Valiyi, milletvekilini o atayacak, her şeyi o yapacak. O zaman kuvvetler ayrılığına hiç gerek yok. Ne yargıya ne yasamaya ne yürütmeye hiç ihtiyaç yok. Zaten başkanlık isteyen kişi de ‘Yargı ve yasama benim için ayak bağıdır’ demişti. Böyle bir tabloyu ben şahsen içime sindiremiyorum” değerlendirmesini yaptı.
Gerçek bir demokrasi isteniyorsa öncelikle yüzde 10 seçim barajının kaldırılması ve lider sultasının olduğu Siyasi Partiler Yasası’nın değiştirilmesi gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, üçüncü olarak da yasa dışı medya havuzu oluşturulmasını değiştireceklerini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da “Seçim döneminde açıklanan bazı popülist içi boş vaatlere baktığımızda gerçekten çok üzücü, 12-13 yıl sonra Türkiye’de muhalefet keşke bu noktaya gelmeseydi” dedi.
Genel Kurulda konuşan Babacan, Türkiye’nin kritik bir dönemde kritik bir coğrafyada kendi alnının teriyle ekonomisini ilerleten demokrasisini güçlendiren bir ülke olduğunu belirterek, dünya konjonktürünün kritik olduğunu, bugün itibariyle gelişmiş bir çok ülkede büyüme görülemediğini, gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızlarının da düştüğünü bildirdi.
Babacan, Suriye’de iç savaş, Irak’ta son derece istikrarsız bir tablo olduğunu, Rusya ve Ukrayna ekonomilerinin daralacağını ifade ederek, hem Türkiye’nin içinde bulunduğu jeopolitik ortamın hem de dünya ekonomisinin Türkiye için şartları zorlaştırdığını kaydetti.
Türkiye ekonomisinin bütün bunlara rağmen büyümeye devam ettiğine dikkati çeken Babacan, büyümenin kompozisyonunun daha sıhhatli hale geldiğini vurguladı.
Babacan, özel sektörün lokomotif olduğu bir ekonomik kalkınmadan yana olduklarının altını çizerek, Türkiye’de ekonomik istikrarın mutlaka siyasi istikrara dayanması gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin AB sürecinde siyasi alanda yaptığı reformların pek çok alanda tabloyu değiştirdiğine dikkati çeken Babacan, 2002 yılındaki Türkiye ile bugünkü Türkiye karşılaştırıldığında, demokrasisinin de, ekonomisinin de ilerlediğini ancak yapılanların yeterli olmadığını söyledi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da yaptığı konuşmada, “Sayın Başbakan yeni bir anayasa taahhüdümüzdür’ dedi. Vural, “Yeni anayasa ile ilgili sözler ne kadar zamandır veriliyor? Yeni anayasada bir arpa boyu yol alınamadı. Yeni anayasa 7 Haziran seçimlerinde olacak diyor. Sayın Başbakan yeni anayasa ile birlikte eski söylemleri tekrar ediyor” diye konuştu.
Vural, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Gönül isterdi ki Sayın Başbakan çözüm meselesini TOBB Genel Kurulu’na aktarsaydı da milletimiz çözümün ne olduğunu öğrenseydi. Tavrımız gayet açık ve nettir. Herkesin anadiline saygı duyuyoruz. MHP olarak entegrasyondan yanayız. Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır diyenlerdeniz. Partinin devleti olmaz, devlet herkesin devleti olmalıdır.”
dedi.

Çanakkale Ticaret Borsası Başkanı S. Kaya Üzen son olarak;

“TOBB Türkiye’nin en büyük iş dünyasının bir araya geldiği bir birlik. Bin 500 civarında üyesi var. Dolayısıyla Türkiye’nin en önemli kurumlarından biri ve iş dünyasının sesi.. Gelişen, büyüyen, istikrarlı ve kalkınan toplumumuzun dinamizmi tüm dünyada çok büyük ilgiyle izleniyor. Bizler de bunu genel kurulda müşahede ettik. Şimdi önümüzde 1 ay sonra genel seçimler var.
Türkiye’nin 7 Haziran seçimlerine hangi şartlarda gidiyor olduğu ve 7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye’de nelerin değişmesi gerektiği hususunda bugün Başbakanımız ve diğer siyasi parti temsilcilerimiz kendi görüşlerini aktardılar. Tabi Türkiye dünyada yaşanan konjonktüre de bağlı olmak üzere son birkaç yıldır sıkıntılı bir dönem yaşıyor. Ekonomik manada sıkıntılı dönem zaten dünyada yaşanıyor. Özellikle bölgemizde savaşın ve iç savaşların olduğu ülkelerin de bulunması Türkiye’nin ekonomik manada ihracatında özellikle daralmalara sebebiyet veriyor. Bu da Türkiye’nin ekonomik olarak gelişmesini olumsuz olarak etkiliyor.
Ümit ediyoruz ki 7 Haziran seçimlerinden sonra yönetime gelecek olan hükümetin yeni bir reform dönemini Türkiye’ye kazandırsın.. Türkiye’nin yeni bir sıçrama yapmasına olanak sağlayacak iyi tedbirlerle reformlarla Türkiye’nin 2023 hedeflerine varma noktasında itici güç olsun.”

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir