3. Uluslararası Çanakkale Bienali: “Kurgular ve Karşı Duruşlar”

21 Temmuz 2012

İlki 2008 Yılında gerçekleştirilen ve farklı ülkelerden birçok sanatçının katılımıyla kentin çeşitli mekanlarında yapılan Çanakkale Bienali 3’ncüsü ile devam ediyor.

28 Eylül – 03 Kasım 2012 tarihleri arasında “Kurgular ve Karşı Duruşlar / Fictions and Dissentions” temasında gerçekleşecek olan, genel sanat yönetmenliğini Beral Madra’nın üstlendiği 3. Çanakkale Bienali’nde dünyanın çeşitli ülkelerinden birçok sanatçının eserleri sergilenecek.

Sergi mekanları olarak bu yıl Çanakkale Eski Otogarı ile Otogar Deposu belirlenirken bunların yanında paralel etkinlik mekanları olarak da Korfmann Kütüphanesi ile Ermeni Kilisesi’nin değerlendirileceği belirtildi.

3. Uluslararası Çanakkale Bienali Genel Sanat Yönetmeni – Küratör Beral Madra ve Bienal Direktörü – Eş küratörlerden Seyhan Boztepe, 19 Temmuz 2012 Perşembe günü Kanal 24’te yayınlanan 24 Kare Programı’nın canlı yayın konuğu oldu:

3. ULUSLARARASI ÇANAKKALE BİENALİ – “KURGULAR VE KARŞI DURUŞLAR”

Türkiye, hem kendi siyasal ve kültürel sorunları, demokratikleşme süreçleri,  hem bölgesindeki Arap baharı, Iran nükleer gündemi, ABD sonrası Irak ve Suriye gibi siyasal sarsıntılar geçiren ülkelere yaklaşımları ve tepkileri,  hem de AB ile ilişkileri açısından küresel bağlamda dikkat ve ilgiyle izleniyor.  Bununla birlikte Türkiye, kültür ve sanat etkinlikleriyle de küresel kültür sanayi içinde önemli bir etkinlik ve üretim alanı oluşturuyor.  Türkiye, 1980’lerin ortasında başlattığı İstanbul Bienali ve 2010’da gerçekleştirdiği İstanbul Avrupa Kültür Başkenti projesiyle yerleştiği bu özel konumu, Antalya, Antakya, Çanakkale, İzmir, Mardin,  Sinop Bienalleri ile pekiştiriyor.

Antik çağdan günümüze kıtalar ve okyanuslar arasında jeopolitik bir geçit olma özelliği taşıyan Çanakkale Boğazı’nın Doğu yakasında uzanan Çanakkale’de gerçekleşecek olan 3. Bienal de, günümüzdeki siyasal, ekonomik ve toplumsal gerçekler ve bunları sorgulayan, irdeleyen, yorumlayan kurgular ve karşı duruşlar bağlamında savı olan bir kültürel ve sanatsal etkinlik olmayı amaçlıyor.

Bu sav,  günümüz sanatçısının zihinsel, duyumsal ve görsel üretimleriyle küresel ve yerel bağlamda demokrasilerin gerçekleşmesi için bir çalışma, sorgulama, yorumlama ve çatışma alanları ya da durumları yaratacağını göstermeye yöneliktir.  Bu sav aynı zamanda, bu boğazın açıldığı Akdeniz coğrafyasının günümüz küresel kültür sanayi içindeki bellek taşıyıcı, esin verici, yaratıcılık tetikleyici, yenilik üretici özelliklerinin etkisini de vurgulamaktadır. Bundan da öte bu sav, sanatın kendi siyaseti olduğunu ve bunun öteki siyasetle rekabet ederek topluma başka bir birlikte yaşama olanağını açtığını ileri sürmektedir.

Günümüz sanatı -özellikle bir olguyu araştırmaya, analiz edip, sorgulamaya dayalı sanat- belirli bir zamansal sürece dayalı, yavaş ama etkili işleyen bir sürece sahiptir. Bu süreç niteliği, onun günlük yaşama sinen birçok karmaşık olguyu bir çalışmada içermesini sağlar. Günümüz sanatçısı adeta bir dedektif edasıyla politik, ekonomik ve kültürel olguları araştırmakta, keşfetmekte ve sunmakta. Böyle yaparak görünen yüzeyin altındaki akıntıyı keşfetmekte ? bu akıntı Büyük İskender’in üzerine yürürken Xerxes’e zorluk çıkarmıştı. 1810’da ise Lord Byron Çanakkale Boğazı’ndan geçecekti ve bunu Don Juan şiirinde anlatacaktı.

Böylece internet ağı ile birlikte glokal ölçekte bir araya gelen sanatçı ağları coğrafyayı daralttıkları gibi, olaylara ilişkin zaman boyutunu da azaltmaktalar. Siyasal ve kültürel hız sürecinde, olguları öğrenmekte, sırlarının şifresini çözmekte ya da müdahale etmekte maharetli durumdalar. Böylece geçmişin büyük anlatıları tekrar yazılmakta ve ortaklıktan bireyselliğe dönmüş gibi duran post-modern özcülük ise farklı bir epistemolojik gelişmeyi algılayamamaktadır ?twitter ve facebook üzerinden yayılan isyan dalgaları bunun açık kanıtıdır. Sadece geçmişe dair bir hoşlanma belirtisini içermeyen bu çağdaş örgütlenme, her ne kadar isyan ruhunu icat etmese de, bir isyan ateşinin birikmesini sağlamaktadır.

Çağdaş sanatçı, her zaman sınıf çelişkileri, etnik kimlikler, inanç, kimlik ve öteki konularını ele alarak var olan sistemleri sorguladı ya da ona savaş açtı. Yöntemi ise belirli bir sürece dayalı ve çözümseldi. Bu süreçsellik, dinamizm ve çözüme dayalı ufuk, hızla değişen mekân ve zamanların algılanmasıyla da en azından anlaşılabilmesi için bir kapı açmıştır. Zaman ve mekânı kavrayabilmek ve onlardan hareketle politik, ekonomik ve kültürel düzlemlere müdahale edebilmek, bazı sanatçılar için örgütlü hareket etmeyi gerektirmiştir. Günümüzdeki sanatçı girişimleri bunun en etkin örneğidir ve bu bir deneyimlerini toplumla paylaşmak girişimidir.

3. Çanakkale Bienali,

a.bu tanımlamalar bağlamında gerçekleşen sanatın üretim, izlenme ve algılanma alanı olmayı ;

b. küresel ölçekte yeniden çizilen coğrafyaları, tekrar bedenleşmeye (incarnate) çalışan neo-liberal ekonomiyi, özellikle Ortadoğu’da gözlemlenen politik dönüşümleri, iktidara dair baskıların artan oranda coğrafya-dışı bir olgu haline gelmesini ve tüm bunların gündelik yaşama bulaşan durumlarını görünür kılmayı;

c. belirli bir kavram üzerinden bir araya gelen işler ya var olan durumun bir manzarasını sunmayı ya da yeni bir manzaranın önericisi olmayı;

d. biraz da, yeni isyan dalgaları ile cisimleşen ve tekrar canlanan (revive) bu örgütlenme durumunu masaya yatırmayı

amaçlamaktadır.

3. Çanakkale Bienali;

a. Bu bienalin kavramsal çerçevesini benimseyen uluslararası sanatçıları ve sanat uzmanlarını davet ederek, kenti bu sanatçıların gündemine yerleştirecek;

b. Bu sanatçılara bu bienal için üretecekleri işleri yerleştirecekleri  Eski Otobüs Terminali, Er Hamamı gibi ilginç ve işlevsel  mekanlar sunacak;

c. Kamusal alanlar, sanat ve kültür kurumları, üniversiteleri sanatçılarla işbirliğine davet ederek, karşılıklı etkileşim ve iletişim ortamı yaratacak;

d. Toplumsal eğitim programları (atölyeler, açık oturumlar, konferanslar ) ile bienalin kavramsal çerçevesinin geniş ölçekli bir çözümlemesini ve yorumlanmasını sağlayacak;

e. Bienalin bir amaç değil, izleyiciyi üretim süreçlerine katılmaya yönlendiren sürdürülebilir bir etkinliğe ve Akdeniz bölgesi için kültürel bir arayüze (interface) dönüştürecek;

f. Çanakkale’yi küresel sanat ve kültür sanayi ve iletişim ağları içine konumlandıracaktır.

3. Çanakkale Bienali Çanakkale Belediyesi himayesinde Genel Sanat Danışmanı küratör Beral Madra, eş küratörler Fırat Arapoğlu ve Fatih Balcı, Genel Koordinatör Seyhan Boztepe ve CABİNİN işbirliğiyle Ekim 2012’de gerçekleştirilecektir.

*Sanat siyaset için bilgi ve temsiliyetler üretmez. O, duyumsallığın ayrı cinsten düzenlerinin karşılıklı dayanışmasını, kurguları ve karşı duruşları üretir. Bunları siyasal eylem için değil, kendi siyaseti çerçevesinde, yani sanatı bir yandan kendini yok etmeye sürükleyen bir yandan da yalnızlığa kilitleyen o çift hareket uyarınca üretir. Sanat, kendisinden ortak duyumsal mekânı bölmeyi talep eden biçimleri ve etken ve edilgen, tek başına ve birlikte, görüntü ve gerçek arasındaki ilişkileri, yani tiyatronun, filmin, müzelerin ve okunan sayfaların zaman-mekânını yeniden düzene sokan kurguları ve karşı duruşları üretir. Böylece deneyimlerin yeniden şekillenmesini sağlayan biçimler üretir-  birlikte deneyim yaşamayı yeniden biçimlendiren ve yeni sanatsal karşı duruşlar oluşturan siyasal özne olmanın biçimlerinin oluşacağı alandır o.
Jacques Ranciére, Die Aufteilung des Sinnlichen (Die Politik der Kunst und İhre Paradoxen), Polypen, 2008, s.89-90

Bienal ekibi şu isimlerden oluşuyor:
Küratörler: Beral Madra (Genel Sanat Yönetmeni), Fatih Balcı, Fırat Arapoğlu, Seyhan Boztepe
Bienal direktörü: Seyhan Boztepe
Koordinatörler: Deniz Erbaş, İsmail Erten, Oral Kaya
Bienal Çocuk: Erdinç Alnıak
Bienal Genç: Hasan Gülbay
Bienal Engelsiz: Cemal Öney, Didem Gürdoğan
Bienal Prodüksiyon: Doğan Türkoğlu
Web: Yıldırım Şahiner

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir