Çanakkale’nin En Yaşlı Gazisine Vefa

12 Kasım 2009

Balkan, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’nda toplam 14 yıl savaşan, İstiklal Madalyası sahibi ve 1994 yılında 110 yaşındayken vefat eden “dünyanın en yaşlı son Çanakkale gazisi” Hüseyin Kaçmaz’ın hatırası, oğlu Turgut Kaçmaz’ın Uludağ Üniversitesi’nde açtığı sergide yaşıyor.

Uludağ Üniversitesi Rektörlük Sanat Galerisi, “buram buram Çanakkale kokan” bir sergiyle sezona merhaba dedi. Turgut Kaçmaz’ın hazırladığı “Buram Buram Çanakkale Destanı ve Atatürk” konulu sergiye, Rektör Prof. Dr. Mete Cengiz ile çok sayıda öğretim üyesi, öğrenci ve çalışan büyük ilgi gösterdi.

Emekli öğretmen Turgut Kaçmaz’ın hazırladığı sergide Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’na ilişkin Türk ve yabancı askerlere ait fotoğraf, resim, silah, savaş malzemesi, mektuplar ve belgeler yer alıyor.

Balkan, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’nda toplam 14 yıl savaşan, İstiklal Madalyası sahibi ve 1994 yılında 110 yaşında iken “dünyanın en yaşlı son Çanakkale gazisi” unvanıyla ölen Hüseyin Kaçmaz’ın oğlu Turgut Kaçmaz, hazırladığı sergiyle babasının ve tüm askerlerin anılarını canlandırmayı hedeflediğini belirterek, aile arşivinden seçtiği fotoğraf, silah, kılıç, mermilerin yanı sıra İngiliz askerlerinin kullandığı su, yemek ve şarap kapları gibi eşyaları da izleyenlerle paylaşıyor.

Çanakkale’de 57. Alay Şehitliği’nde heykeli olan babası Hüseyin Kaçmaz’ın ölümünden birkaç yıl önce Çanakkale Savaşları’nın yapıldığı bölgede orman yangını çıktığında çok üzüldüğünü belirten Turgut Kaçmaz, “Arkadaşlarımızın yorganı yanıyor” diyerek günlerce ağladığını anlattı.

1991 yılında babasının İngiltere’de Anzaklar için yapılan törene davet edildiğini ve üzerinde, “Çanakkale Savaşı’nın en yaşlı gazisi” yazan zırhlı bir resmi araçla törene getirildiğini anlatan Turgut Kaçmaz, “Babamla birlikte gitmiştik ve ben ona, ‘Ne kadar büyük ilgi gösteriyorlar değil mi baba?’ diye sorduğumda bana, ‘Ah evlat ah! Onlar kendi milletlerinin menfaatleri için dünyayı soyuyorlar, bizdekiler ise kendi menfaatleri için milletimizi soyuyorlar. Ah evlat ah, bu savaş bunun için yapılmadı. Bu insanlar boşuna şehit olmadılar’ diyerek başını öne eğdi ve bir şeyler mırıldandı. İşte babamın o sözlerini bugün gençler de okusunlar diye fotoğrafların üzerine yazdırıp bu savaşın boşuna olmadığını anlatmaya çalışıyorum” dedi.

SON GAZİNİN İNGİLİZLERE DERSİ

Turgut Kaçmaz, babasıyla ilgili bir anısını da şöyle ifade etti: “1991 yılında Londra’da yapılan Anzak törenlerine davet edilen babam, 76 yıl önce çarpıştığı İngiliz, Avustralya ve Yeni Zelandalılarla tanışma fırsatı bulmuştu. Tören programına göre 100 metrelik bir mesafeyi yürümesi gerekiyordu. Savaşa katılan diğer tüm gazilere olduğu gibi kendisinden de tekerlekli sandalye ile tören alanından geçmesi istenmişti. Ancak babam, ‘Ben galip bir devletin askeriyim. Mustafa Kemal’in askeriyim, yürürüm’ diyerek buna karşı çıkmıştı. Geçiş sırasında da bastonuyla izleyenleri selamlamış, ayakta alkışlanmıştı. Akşam yapılan törende kendisine bir konuşma yapma fırsatı verilmişti. Tercümandan söylediklerini harfiyen çevirmesini isteyerek, ‘Siz İngilizler öyle bir milletsiz ki, yine yapacağınızı yaptınız! Analarımızın, bacılarımızın altınlarıyla, gözyaşı, göz nuru dökerek yaptıklarıyla bedelini ödediği iki gemimizi bize teslim etmediniz. Bunun karşılığında o gemilerle arkadaşlarınızı Çanakkale’ye gönderdiniz ve onlar Çanakkale’nin derin sularına gömüldüler. Şayet bizim gemilerimizi verseydiniz şimdi onlar da burada sizlerle beraber oturuyor olacaktı. Siz yine yapacağınızı yaptınız ama ilahi adaletten kaçamadınız’ sözleriyle konuşmasını tamamladı. Salondakiler, bu içtenlik karşısında ona bir şeyler vermek, bir şeyler yapmak istediler. Babam hiçbir maddi teklifi kabul etmedi. Ama çok ısrarcı biri 10 paund uzatıp hiç olmazsa bunu anı olarak saklamasını isteyince onu kırmayıp aldı ve parayı ortasından ikiye bölüp, ‘Al diğer yarısı sende hatıra kalsın’ dedi.”

PLEVNE’DE SAVAŞAN DEDESİ, ÇANAKKALE’YE GİTMESİNİ İSTEMEMİŞ

Dedesi Ahmetoğlu Yusuf’un da Plevne’de savaştığını ve kılıcını hala sakladıklarını dile getiren Turgut Kaçmaz, bir başka anısını da söyle anlattı: “Plevne’de savaşan dedem, babamın Balkan ve Çanakkale Savaşları’na asker olarak gitmemesi için o zaman için 40 altın olan bedeli vermek istemiş. Anneannem buna şiddetle karşı çıkmış. ‘Ben onun beşiğini sallarken oğlum beni şehit veya gazi anası yapacak diye ninniler söyledim, nasıl olur da savaşa göndermem’ diyerek karşı çıkmış. Sonra da donunun uçkuruna 3 altın koyarak oğlunu kınalayıp askere göndermiş. Babam da, savaşlardan kaçmadığı için de soyadı kanunu çıktığında soyadını ‘Kaçmaz’ olarak uygun görmüş.”

Hüseyin Kaçmaz’ın Atatürk’le fotoğrafları ve çeşitli anekdotlarının da yer aldığı sergi, 20 Kasım’a kadar izlenime açık kalacak.

İHA

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir