ÇOMÜ ÖSEM Sorumlusu Diyetisyen Tuğba Ölmez: “Kurban Bayramında Beslenmeye Dikkat”

02 Kasım 2011

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Öğrenci Sosyal Etkinlik Merkezi (ÖSEM) Sorumlusu Diyetisyen Tuğba Ölmez, Kurban Bayramı’nda 4 gün boyunca aşırı yemek, şeker, çikolata ve ağır hamur işlerini aşırı tüketmenin mide, kalp ve bağırsak sisteminde çeşitli rahatsızlıklara yol açabileceğini belirterek vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı.

Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan diyetisyen Tuğba Ölmez, Kurban Bayramı’nın normal beslenme düzenimizdeki en önemli değişikliğin kırmızı et tüketiminin artması olduğunu belirterek, “Bireye göre tüketim miktarı değişmesine rağmen, günlük ortalama 100-150 gram et tüketilebilir. Tabi etin pişirme ve saklama yöntemleri de önemlidir. Diğer yandan taze kesilmiş etler hemen tüketilmemelidir. Kurban eti kesiminden hemen sonra tüketmek yerine 1 gün buzdolabında bekletilmelidir. Kesimden hemen sonraki et lezzetsiz ve sert olur, dolayısı ile sindirimi zordur. Bekleyen et ise lezzetli ve kolay pişer, sindirimi kolaydır. Kesilen etler buzdolabı poşetleri içinde veya yağlı k si gerektiğini de belirten Diyetisyen Tuğba Ölmez, “Kalorifer üzerinde veya açık havada çözdürme mikro organizma üremesini hızlandıracağı için besin zehirlenmelerine yol açabilir. Bu yöntemlerden kaçınmak gereklidir. Çözünmüş etlerin tekrar dondurulması besin zehirlenmesi riskini arttırdığı ve besin değerini azalttığı için etler kesimden sonra tek seferde tüketilecek miktarlarda poşetlenmelidir. Et hazırlanmasında ise etleri ve diğer besinleri ayrı doğrama tahtalarında ve ayrı bıçaklar kullanarak doğramak gerekir. Böylece besin zehirlenmesi riski en aza inmiş olur. Etin pişirme yöntemi olarak kızartma ve kavurma yerine ızgara, fırında, haşlama veya sebzeler ile birlikte pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Izgara yaparken vitamin kaybını en aza indirmek ve dumandaki kanserojen maddelerin ete geçmesini önlemek için et ile ateş arasında en az 15 cm mesafe olmalıdır. Kömür tam olarak yandıktan veya kor haline geldikten sonra et pişirilmelidir. Öğünlerde et yemeği ile birlikte mutlaka sebze yemekleri, salatalar, yoğurt, cacık gibi süt ürünleri tüketilmelidir” ifadelerini kullandı.

“KAVURMA, İÇİNE TEREYAĞ VE KUYRUK YAĞI KONULMADAN ETİN KENDİ SUYU İLE KISIK ATEŞ İLE PİŞİRİLMELİ”
Kurbanlığın iç organları yani sakatatların doymuş yağ ve kolesterol miktarlarının çok yüksek olduğunu da belirten Diyetisyen Tuğba Ölmez, “Bu sebeple özellikle kalp-damar hastalığı riski olan bireyler sakatat tüketiminden kaçınmalıdır. Kurban Bayramı’nın klasik yemeği olan kavurmanın içine tereyağ ve kuyruk yağı konulmadan etin kendi suyu ile kısık ateşte pişirilebilir. Etin içinde bulunan yağ yemeğin lezzeti için yeterlidir. Ayrıca yağ eklemeye gerek yoktur. Tereyağ, iç yağ, kuyruk yağı gibi yağlarda kolesterol miktarlarının çok yüksek olduğu unutulmamalıdır” dedi.

Bayram ziyaretlerinde çay ve kahve tüketiminin artmasının uykusuzluk, kalp ritim bozuklukları, mide problemlerine sebep olabileceğinden bunların yerine ıhlamur, adaçayı, ekinezya gibi bitkisel çaylar tercih edilmesinin önemine de dikkat çeken Diyetisyen Tuğba Ölmez, “Yine bayram ziyaretlerinde ikram olarak sunulan şerbetli tatlılar yerine sütlü ve meyveli tatlılar tüketilmesi ve porsiyon miktarlarının daha az olması ile aşırı çikolata ve şeker tüketimi yerine kuru meyvelerin tüketimi sağlıklı bir seçim olacaktır. Bayram boyunca fiziksel aktivite arttırılmalıdır. Hiçbir aktivite yapılamıyorsa en azından günlük 30 – 45 dakika tempolu yürüyüş yapılabilir. Gün içerisinde 2 – 2,5 litre su tüketilmelidir. Kısacası güne hafif bir kahvaltı ile başlanılmalı, aşırı miktarda yemekten kaçınılmalı, et yemeklerinin yanında mutlaka sebze yemekleri de tüketilmeli, az az ve sık sık yemek yenmelidir” diye konuştu.

İHA

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir