ÇOMÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nden Bir İlk Daha

06 Kasım 2012

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Üroloji kliniğinde bir ilk yaşandı.

Prof. Dr. Ahmet Reşit Ersay, Doç. Dr. Cabir Alan ve Genel Cerrahi Anabilim Dalı’ndan Yrd. Doç. Dr. Ömer Faruk Özkan’ın oluşturduğu ekip tarafından mesane kanseri tedavisinde ülkemizde sayılı merkezlerde uygulanan mesanenin prostat ile beraber çıkarılması ve bağırsaktan yeni mesane yapılarak idrar yollarının yeni mesaneye bağlanması ameliyatı başarılı bir şekilde gerçekleştirildi. İdrardan kan gelmesi şikayetiyle Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniğine başvuran hastaya yapılan tetkikler neticesinde kas duvarına ilerlemiş mesane kanseri teşhisi kondu. Üroloji bölümünün en büyük ameliyatı olarak isimlendirilen mesanenin prostat ile beraber çıkarılması ve bağırsaktan yeni mesane oluşumu ameliyatı başarılı bir şekilde gerçekleşen hasta sağlığına kavuştu. Konuyla ilgili olarak açıklama yapan Prof. Dr. Ahmet Reşit Ersay şunları ifade etti: “İdrar kesesi kanserleri Ürolojik kanserler arasında prostat kanserinden sonra en sık görülen kanserdir. Mesane kanseri sebepleri arasında sigara ilk sırayı almaktadır. Mesane kanserinin en önemli, sık belirtisi idrardan kan gelmesidir. Bu durumda mutlaka mesane kanseri araştırılıp (endoskopik video kamera yöntemi ile) ekarte edilmelidir. Erken evrede saptanan hastalığın tedavisinde endoskopik olarak TUR dediğimiz sistemle tümör mesaneden kazınarak çıkarılmaktadır. Alınan parçanın sonucuna göre de gerekirse 6 hafta süre ile mesane ilaçlaması yapılmaktadır. İlerlemiş hastalıkta ise, eğer tümör kas tabakasına ilerlemiş, fakat mesane dışına çıkmamışsa hastamıza da uyguladığımız gibi açık ameliyatla mesane tamamen çıkarılır ve bağırsaktan yeni mesane yapılır. Bu ameliyatta hastamıza birinci bölümde mesane, prostat, meni keseleri, üreterlerin alt uçları ve karın içinde büyük damarların etrafındaki hastalığın ilk yayıldığı yerler olan lenf dokuları çıkarıldı, ikinci bölümde ise 60 cm’lik bağırsak segmenti kullanılarak yeni bir idrar kesesi oluşturuldu. Daha sonraki aşamada böbrekten gelen idrar yolları (üreterler) bu yeni idrar kesesine dikildi. En son aşamada ise oluşturulan yeni mesane aşağı idrar yoluna (üretra) bağlanarak hastanın normalde de olduğu gibi kendi idrar yolunu kullanması sağlanmaya çalışıldı” dedi.

[Medya Hedef]

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir