ÇOMÜ’den İşten Çıkarma İddialarına İlişkin Açıklama

18 Temmuz 2012

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörlüğü, işçi çıkarmayla ilgili basında yer bulan haberlere yönelik açıklama yaptı.

Açıklama şöyle;

Uzun bir süredir Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin (ÇOMÜ) işçi çıkardığına dair bazı basın-yayın organlarında maksatlı haberler yapılmakta, Üniversitemizde çok az sayıda üyesi bulunan marjinal bir sendika da bilinçli, kasıtlı ve yıkıcı bir tavırla Üniversitemizi karalayıcı isnatlarda bulunmaktadır.

Bu bilgiler ışığında tüm kamuoyunu bilgilendirmek isteriz ki, ÇOMÜ hiçbir işçisini veya memurunu işten çıkarmış değildir. Asılsız, mesnetsiz ve etik kurallarını zorlayan isnatlarda bahsedilen kişiler ÇOMÜ’nün değil, ÇOMÜ’ye sözleşme karşılığında personele dayalı iş yapan alt yüklenici firmaların çalışanlarıdır.

Bugüne kadar defalarca bazı kişilerce karalama kampanyaları yapılmasına karşın Üniversitemizin sessiz kalmış olmasının sebebi bu karalamaların doğru olmasından dolayı değil, Üniversitemizin şehir ve kurumumuzda huzuru bozmamak gayretinden kaynaklanmaktadır.

Bu vesileyle meselenin doğrusunu bir kez daha kamuoyunun dikkatlerine sunmak isteriz:

1.Bilindiği üzere, yasal bir gereklilik olarak, Türkiye’deki tüm üniversiteler, belediyeler, hatta siyasi parti genel merkezleri gibi, bizler de temizlik ve güvenlik başta olmak üzere bazı yardımcı işleri ihale ve sonucunda imzalanan sözleşme ile yüklenici firmalara vermek zorundayız. Başka bir deyişle Sosyal-İş Sendikası’nın ve bazı marjinal çevrelerin ‘taşeron anlayış’ diye dillerine doladıkları ve bu vesileyle Üniversitemize hakaretler yağdırdıkları sistem ÇOMÜ’nün bir tercihi olmadığı gibi yasaların bir emridir.

2.Üniversitemiz yıllarca aynı sistemle işçi çalıştırmıştır. Ancak nedense Sosyal-İş adlı sendika, Üniversite ile yaptığı her türlü centilmenlik anlaşmasını da hiçe sayarak, yasalardaki boşlukları istismar etmek suretiyle Üniversitemizi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerine şikâyet etmiştir. Geçmiş rektörler döneminde yapılan uygulamalardan bir kez olsun şikâyet etmeyen bir sendikanın, rektör değişir değişmez, üstelik yeni yönetim tüm aksaklıkları kimsenin tavsiyesine ve uyarısına gerek olmadan düzeltiyorken böyle bir şikâyette bulunması manidardır.

3.Söz konusu sendika meseleye işçi hakları zaviyesinden değil, kişisel ve ideolojik husumet cephesinden bakmıştır. Yeni üniversite yönetimini kamuoyuna bir siyasi grupmuş gibi lanse eden bu sendika uzlaşmaz ve centilmenliğe sığmayan tavırlarıyla Üniversitede iş huzurunu bozmuş, Üniversiteyi bir tür siyasi mücadele alanına çevirmiştir.

4.Bu konuda Sosyal-İş Sendikası’na meseleye kendileri gibi bakan Eğitim-Sen, bahsi geçen kişilerin ve/veya arkadaşlarının yazı yazdığı iki gazete de eşlik etmiştir. Aslında farklı kurumlar gibi görünmekle birlikte birkaç kişiden oluşan bir grubun kimi zaman sendikacı, bazen gazeteci kimliğiyle karşımıza çıktığı bu kişilerin tavırları Üniversitede iş huzurunu hedef almış, işçiler ve memurlar huzursuz edilerek güya Üniversite yönetimi çalışamaz hale getirilmek istenmiştir. Üniversitemiz tüm bu kabul edilemez oyunları görmüş olmasına rağmen bu kumpaslara yanıt vermemiş, bunun yerine işçilerimizin ve memurlarımızın huzurları ve hakları doğrultusunda çalışmalarını sürdürmüştür.

5.Sosyal-İş Sendikası’nın işçiyi değil kendisini ve ideolojisini düşünerek yaptığı şikâyet sonucunda Üniversitemiz geçmiş yıllardaki rutin uygulamalarını, risk almamak adına, tekrar edememiş, bu durum süresi dolmuş olan sözleşmelerin yenilenmesini geciktirmiştir. Böylece tamamen Sosyal-İş Sendikası’nın kasıtlı tavrı nedeniyle 1 ayı aşkın bir süre yüzlerce işçi sözleşmenin yenilenememesinden dolayı işine başlayamamıştır. Üniversitemiz, söz konusu kişiler kendi işçileri olmamasına rağmen, üstelik hizmet alan olarak kendisi de mağdur edilmiş olmasına rağmen ve sendikanın tüm yıkıcı ve ikircikli tavırlarına rağmen sendika yetkililerine sözleşme yenileme işlemini bir an önce yapacaklarını ve işçilerin mağdur edilmemesi için ne mümkünse elden gelenin yapılacağını belirtmiştir.

6.Ne yazık ki Sosyal-İş’in şikâyeti nedeniyle temizlikçi kadrosunda çalışabilecek kişi sayısı bir anda 150’ye yakın bir sayıda azalmış, çok sayıda insanın işi de bu nedenle tehlikeye girmiştir. Buna rağmen Üniversitemiz sendika yetkililerini ve yüklenici firmaların çalışanlarını rahatlatmaya çalışmış ve kısa süre içinde ÇOMÜ’nün personele dayalı hizmet alımı miktarını arttıracağını, temizlik işçileri dışında yeni kategoriler açarak kimsenin mağdur edilmeyeceğini belirtmiştir. Bu ÇOMÜ’nün yasal bir sorumluluğu olmaktan ziyade insanlığın ve ahlakın bir gereğidir. Buna rağmen Sosyal-İş Sendikası üye işçilerinin haklarını korumak yerine işçileri sokağa dökmeye, Saat Kulesi ve Kordon’da Üniversiteyi karalayıcı, Üniversite Rektörünü aşağılayıcı gösteriler yapmaya başlamıştır. Bu gösterilerde çocuklar ve hamile insanlar kullanılmış, işçiler Üniversite çalışanı olarak gösterilmiş, mesele ideolojikleştirilmiş ve siyasi bir gösteriye çevrilmiştir. Bu arada yüklenici firmaların işçilerine kalıcı olarak devlet memuru veya devlet işçisi olabilecekleri yalanları söylenmiş, ekmeğinin derdinde olan insanların temiz duyguları ile oynanmıştır.

7.Oysa ki sendikanın sokak gösterilerine rağmen Üniversite mevzuata titizlikle uyarak her ay yeni kategoriler açarak yüklenici firmalar üzerinden insanların yeniden işlerine dönebilmesinin zeminini ve imkânını sağlamıştır. Bu çabalar neticesinde 300’e yakın kişi eski işlerine dönebilmiş, hatta pek çok yeni kişi de Üniversitemizin ihaleleri sayesinde istihdam olanağı bulabilmiştir. Bu arada hatırlatmaya gerek yoktur, ÇOMÜ Çanakkale kentinin en büyük istihdam sağlayan kuruluşudur.

8.Tüm bu süreçte sendikanın yanıltıcı gayretleri sonucunda sayıları 15’i bile bulmayan kişi Üniversite’yi mahkemeye vermiş, çeşitli platformlarda Üniversite yöneticilerini aşağılayıcı ifadelerde bulunmuşlardır. Buna rağmen ÇOMÜ Yönetimi yüklenici firmaya her daim bu tür davranışları esas almamasını, eğer ihtiyaç var ise kişilerin siyasi görüşlerini, gösterilere katılıp katılmamasını, mahkemeye verip vermediğini önemsememesini salık vermiştir. Gelinen noktada Sosyal-İş Sendikası’nın neden olduğu zarar ÇOMÜ Yönetimi’nin iyi niyeti ve yapıcı tutumu sayesinde işine dönememiş birkaç işçi ile sınırlı kalmışsa da sendika sadece birkaç kişi üzerinden aynı agresiflikte ve aynı kabul edilemez tutumla saldırılarını sürdürmektedir.

9.Bu noktada hatırlatmak isteriz, ÇOMÜ hiçbir yüklenici firma çalışanına iddia edildiği gibi ‘koşullu iş’ teklifinde bulunmamıştır. Bu bağlamda Olay Gazetesi’nde “ÇOMÜ’den işçilere koşullu teklif” başlığıyla yayınlanan haber de doğru değildir, aynı gazetenin geçmişte yaptığı pek çok ilgili haber gibi gerçeğin yakınından bile geçmemektedir. Ne yazık ki bu gazete ile bahsi geçen sendikalar arasındaki organik bağ bu konuda gazeteyi de taraf haline getirmiştir. Bu nedenle bizler Olay Gazetesi’nin işçiler konusunda ve diğer hususlarda Üniversitemiz ile ilgili haberlerini tekzip etmekten, kamuoyu açıklamaları yapmaktan yorulduk. Bu konudaki yorgunluğumuz kabulden gelen bir sessizlik değil, çarpıtmanın bu kadarına duyulan sessiz bir çığlıktır.

10.Olay Gazetesi’nin 4 işçinin ÇOMÜ’nün yaptığı sözde teklifi kabul ederek işbaşı yaptığı iddiası ise ahlak sınırlarını bir hayli zorlamakta, adı geçen 4 işçiye de hakaret özelliğini taşımaktadır. İşini kaybeden kişilerin haklarını savunduğunu söyleyen sendika ile bahsi geçen gazetenin 4 kişinin daha işine kavuşmasına sevinmek yerine, onları ahlaksız teklifleri kabul etmekle itham etmesi en hafif tabiriyle yakışıksız olmuştur. Bazıları bu tavırlarıyla hem gazetecilikte, hem de sendikacılıkta ne yazık ki sınıfta kalmışlardır.

11.Bu üniversitenin hiçbir yöneticisi veya amiri sözleşmeyle Üniversitemize hizmet veren firmaların çalışanlarına “Gelin özür dileyin, davanızı geri çekin, işe başlayın” diyecek kadar yasalardan habersiz değildir. Bu işçiler üniversitemizin değil, başka bir şirketin çalışanlarıdır. Ayrıca iddia edilen teklif ahlaksız bir tekliftir ve Üniversitemiz hiçbir konuda böyle yollara tenezzül etmez. Böylesine ahlak dışı bir iddiayı dile getirmeleri bu iftira sahiplerinin zihinlerinin ne kadar karışık olduğunun da bir göstergesidir.

12.Protestocu Sendika üyelerinden Harun Çelebi adlı kişinin ÇOMÜ Yönetimi’nin bazı kişilere sendikadan çıkma baskısı yaptığı iddiası da mesnetsiz, haksız ve ahlak sınırlarını zorlayan bir ithamdır. ÇOMÜ Yönetimi bugüne kadar bir tek işçisine/memuruna dahi sendika değiştirmesini veya üye ise sendikadan çıkmasını söylememiş, hatta bir tek kişiye dahi hangi sendikaya üye olduğu sorulmamıştır. Bu bağlamda ÇOMÜ’ye sözleşme ile hizmet veren şirket çalışanları ÇOMÜ’de yönetim Mart 2011’de değişmiş olmasına rağmen Sosyal-İş Sendikası’nın kendi kendine çıkardığı ve işçileri mağdur ettiği krize kadar işleri konusunda hiçbir sorun yaşamamışlardır. 2011 boyunca hiçbir ÇOMÜ çalışanı ve ÇOMÜ’ye çalışan şirketlerin çalışanları işlerini kaybetmemiştir. ÇOMÜ Yönetimi temizlik veya güvenlik görevlilerinin ekmeğiyle oynayacak kadar küçük düşünen bir yönetim değildir. İşçileri mağdur etmek şöyle dursun, ÇOMÜ Yönetimi Sosyal-İş Sendikası’nın açtığı yaraları kapatabilmek için var gücüyle çalışmış, kendi likitlerinden ödüyor olmasına rağmen personele dayalı hizmet alım sözleşmelerindeki işçi sayılarını arttırma yoluna giderek imkanlar dahilinde daha fazla kişinin istihdam bulabilmesi için üzerine düşeni yapmıştır. Bu bağlamda ne Harun Çelebi gibi kişiler, ne Sosyal-İş Sendikası, ne Eğitim Sen ne de Olay Gazetesi Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ne iftira atamazlar, hakaret edemezler, yanıltıcı beyanlar ile kamuoyunu yanıltamazlar.

13.Harun Çelebi adlı kişinin ÇOMÜ yöneticileri hakkında kullandığı ve basın yoluyla yaydığı “egosunu yenememiş yöneticiler” veya “ÇOMÜ yöneticileri arkadaşlarımızı el- etek öpmeye davet etmektedirler”türü ifadeleri de tek kelimeyle hakarettir. Bu konuda ilgili mercilere suç duyurusunda bulunuyoruz.

14.Aynı toplantıda Eğitim-Sen yetkilisi Telat Koç adlı kişinin Üniversitemiz aleyhine kullandığı sert ifadeler ve iftiralar da kabul edilemez. ÇOMÜ’de mahkeme kararlarına uyulur. Hoşlanılsa da, hoşlanılmasa da bugüne kadar hiçbir mahkeme kararına uyulmamazlık edilmemiştir. Kararlar belirtilen sürede uygulamaya geçer.

15.Son olarak kamuoyuna tekrar etmek isteriz;

a.Sayıları çok az marjinal birtakım kişiler Üniversitemiz ile ilgili her konuyu istismar etmekte, konulara teknik değil ideolojik yaklaşmaktadır,

b.Bu kişiler bazen bir sendika, bazense başka bir etiket altında hedef aldıkları Üniversite yöneticilerine saldırmakta, ne yazık ki bu konuda Üniversiteye zarar vermekten de çekinmemektedirler,

c.Öyle ki bu yılın başında işine dönemeyen yüklenici firmaların çalışanları işlerine teker teker dönmelerine rağmen konuyu sokaklara ve mahkemelere taşımaya devam etmektedirler. Görünen o ki işçiler işine döndükçe, Üniversite’de iş huzuru arttıkça birileri ideolojik davalarını yürütememenin sıkıntısını yaşamaktadır,

d.İsteyen dilediği gösteriyi yapabilir, dilediği mahkemede hakkını arayabilir. Ancak bu doğal haklar kullanılırken Üniversitemize ve onun yöneticilerine hakaret edilmesi, iftiralar atılması kabul edilemez,

e.Üniversite yöneticileri hakkında mesnetsiz, hatta mantıksız iftiraları atıp, bunları köşelerinde yazıp, ardından da “ben yazdım Üniversite yanıt vermedi. Üniversite yöneticileri sustu, demek ki kabul ediyorlar” türü basitlikler Üniversite’nin söz konusu mantık dışı hakaret ve suçlamaları kabul ettiğinin değil, ciddiye almadığının göstergesidir,

f.Ne yazık ki söz konusu art niyetli ve ölçü tanımaz birkaç kişi bu konuda Üniversitemiz öğrencilerini de kullanacak kadar ileri gitmişlerdir. Öğrencilerimizi doğrudan ilgilendirmeyen bir konuda mahkemede adil bir karar bekleyen bir hususta, başka illerden gelmiş ve bin bir zorlukla eğitimini tamamlamaya çalışan genç dimağların sendikanın dar ideolojik hedeflerine kurban edilmesi haksızlıktır. Üniversitemizin tüm şikâyet mercileri açıktır, ülkenin mahkemeleri çalışmaktadır. Her konuda itirazı olanlar için yasal ve meşru yollar çalışmaktadır. Yaşadığı herhangi bir sorunu bahane ederek her konuyu ideolojik kavgaya çevirmek, bu doğrultuda Üniversitede iş huzurunu bozmak, kurum yöneticilerine saldırmak, hakaret etmek, onları aşağılamak, hatta ve hatta masum öğrencileri gizli gündemlerine alet etmek doğru değildir.

g.Üniversitemiz tüm bu engelleme çabalarına, yanlış tavır ve davranışlara, çalıştırmama gayretlerine rağmen Çanakkale’ye istihdam sağlama görevini de yasalar çerçevesinde ve ihtiyaçları doğrultusunda en iyi şekilde yerine getirmektedir.

h.Üniversitemiz sadece 2011 yılında Üniversite tarihinde görülmemiş oranda çok kişiye bünyesinde iş imkânı sağlamıştır. 2012’de rekor yenilenmiştir. Sadece bu yıl ÇOMÜ bünyesinde yeni iş bulan kişi sayısı 200’ü aşacaktır. Bu rakama ÇOMÜ ile sözleşme yapan yüklenici (taşeron) firmaların sağlayacağı onlarca yeni istihdam dâhil değildir.

i.Bizler Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olarak sorumluluğumuzun bilincindeyiz, bilim için, eğitim için, öğrencilerimiz için, bilim insanlarımız için, personelimiz için, Çanakkale için ve Türkiye için çalışmaya yılmadan, yorulmadan devam edeceğiz.

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir