Homeros Ödülü, Anjelika Akbar’a Verildi

14 Ağustos 2014

Çanakkale’de 51’nci Uluslararası Troia Festivali kapsamında, Homeros Bilim Kültür Sanat Ödülü Kazak sanatçı Anjelika Akbar’a verildi.

Çanakkale Belediyesi tarafından bu yıl 51’ncisi düzenlenen Uluslararası Troia Festivali’nin resmi açılış töreni Troia Antik Kenti’ndeki 5 bin yıllık Odeon’da gerçekleşti. Törende konuşan Başkan Gökhan, Troia Festivali’nin 51 yıl önce mayasını çalanların her şeyi kardeşlik içinde elbirliğiyle yaparak hayallerine kardeşçe sarıldıklarını kaydederek, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

Her biri Troia hazinelerinden daha kıymetli dostlarım,
Kardeş Kentimiz Osnabrück’ten gelerek bizleri onurlandıran konuklarım,
Troia’da aynı yıldızlı gökyüzünün altında,
Özgürlüğü ve barışı, güzelliği ve sanatı paylaştığımız festivalimizin 51. doğum gününe hoş geldiniz.
Değerli konuklar, SİZİN HİÇ BABANIZ ÖLDÜ MÜ?
Cemal Süreyya soruyor bu soruyu bir şiirinde.
Ve cevap veriyor. “Benim bir kere öldü. Kör oldum.” diyor.
Keşke giden sadece gözler olsa.
Babanız giderse sadece gözleriniz değil, başı dumanlı dağınız da gider.
Babanız giderse yüreğinizde ki çocuk yanınız, bayramda öpecek eliniz de gider.
Saygıdeğer Misafirler,
Neden böyle bir giriş yaptım biliyor musunuz?
Son 6 yıldır bu kürsüde neler konuştuğuma bir baktım.
Her yıl konuşmalarımda savaş, gözyaşı ve hep barış umudu varmış.
Barışta oğullar babalarını, savaşta babalar oğullarını gömerlermiş. Meğer ne kadar anne – baba da evlatsız kalmış.
2008 yılında yine bu kürsüden, Güney Osetya bölgesindeki şiddeti, İstanbul Güngören‘de patlayan bombaları lanetlemişiz.
2009‘da ki festival konuşmamda gündemde yine Doğu Türkistan’da ve Ortadoğu‘da akan kan varmış.
2010‘da Hatay‘da ki saldırılardan, 2011‘de Norveç‘te 93 gencin acımasızca öldürülmesinden bahsetmişim.
2012‘de ve devam eden yıllarda Kaz Dağları‘ n da ki altın savaşını,
2013’de Ortadoğu ve Afrika‘da ki çatışmaları ve mülteci ölümlerine yer vermişim konuşmalarımda.
Korfmann Troia için “DÜŞ ve GERÇEK arası bir şey” diyor. Doğrudur.
Burada savaşların acımasız gerçekliğini yaşayıp, her seferinde yine ve yeniden Barışın düşünü kurmuşuz..
Barışı, hep başka baharlara ertelesek de umutla Barış demişiz.
Her şeye rağmen BARIŞ demişiz.
Değerli Konuklar
Adım Ülgür Gökhan. Nüfus kütüğümde farklı yazsa da Troialıyım.
Aslında siz de Troia’ lısınız. Hatta yaşadığınız hayatla Troia’ nın ta kendisisiniz.
Sizin de Troia gibi hiç içinizde AŞK olmadı mı?
Siz de hayatınızda hiç aşk için savaşmadınız mı?
Sizin de hazineleriniz, hazinelerinizi çalmak için Schilieman gibi yanınıza sokulanlarınız olmadı mı?
Biliyorum ki sizin de Troia gibi sağlam surlarınız var.
Siz de bu hayatta Troia Atı benzeri hilelerle kandırıldınız.
Siz de depremler yaşadınız.
Her depremde yıkılıp yıkılıp, yeni baştan kuruldunuz.
Değerli Troialılar,
Bu arada birkaç Troia’ lı ya daha dikkatinizi çekmeliyim. Tarihin cilvesine bakın.
100 yıl önce Çanakkale’de, boğazın karşı tarafında gençler özgür ve bağımsız gelecekleri için mücadele ediyordu.
51 yıl önce de yine Çanakkale’de, bu sefer boğazın bu yakasında, yine gençler bu barış kokulu festival için mücadele ediyordu.
Che Guevera der ki “Peşinden gidecek cesaretin varsa, bütün hayaller gerçek olabilir.”
Onlar da cesur gençlerdi. Bütçeleri yoktu, sponsorları yoktu ama Çanakkale için heyecanla atan cesur yürekleri vardı.
Düşle gerçek arasındaki Troia’nın festivalini, düşten gerçeğe dönüştürecek kadar da yetenekliydiler.
Alkışlarınızı onlara ithaf ediyorum.
Sayın İzzet Melih Dilmaç, Rahmetli Cahit Altan, Rahmetli Jak Molinas, Sayın Hüseyin Uluarslan ve Sayın Eyüp Sabri Özkan.
Sizlere bu kent adına teşekkür ediyor, bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
Ayrıca ruhu burada dolaşan, adanmışlığın insan vücuduna bürünmüş hali, Troia sevdalısı Prof. Dr. Manfred Osman Korfmann’ı da saygıyla anıyorum.
O Schillieman gibi hazineleri çalan değil, bir insan hazinesi olup hepimizin kalbini çalan saygın bir bilim insanıydı.
Değerli misafirler,
Troia Festivalinin 51 yıl önce ilk mayasını çalanlar, her şeyi kardeşlik içinde, elbirliğiyle yaptılar, hayallerine kardeşçe sarıldılar.
Zaten kardeşliğin bu topraklarda mayası, bu havada kokusu vardır.
Troya savaşında da Anadolu’nun tüm halkları kardeşti.
Troialıların zor anında yanlarında Likyalılar, Mysialılar, Frigyalılar ve daha niceleri vardı.
Çanakkale cephesinde ki mücadelede de Anadolu’nun tüm halkları kardeşlikle birleşti.
İşte Türkler, Kürtler, İşte Aleviler, Sünniler ve daha niceleri şu karşı kıyıda koyun koyuna yatıyor.
Onun için bugün bu ülkede ayrımcılık yapanları işitebilecek kulaklarımız yok.
Ne mutlu ki sağırız.
Kimseyi fikrinden, kökeninden dolayı horlayacak dilimiz yok.
Ne mutlu ki dilsiziz, lalız.
Kimseye inancından dolayı küçümseyerek bakacak gözlerimiz yok.
Ve körlüğümüzle şeref duyarız.
Onun için ben de bir Aleviyim, Sünniyim. Ben de Türküm ve Kürdüm.
Affınızı beklemeden Ermeniyim, sıkılmadan Rumum, Ezanım, Hazanım, Çanım.
Ve biz hepimiz, adımız ne olursa olsun, soyadı Türkiye olan kocaman bir aileyiz.
Değerli dostlar,
Neden hep barış barış dediğimi anlatabilmem için lütfen bugünün tarihine bakın.
Bugün 13 Ağustos 2014. 100 yıl önce bugün 1. Dünya savaşı başladı.
Ve 100 yıl önce bugün padişah 5. Mehmet Reşat seferberlik yayınlıyordu.
Sadece şurada, boğazın öbür yanında, yaklaşık yarım milyon insan ölecekti. Dünyada ki askerlerin yaklaşık olarak 10 milyonu ölecek, 21 milyonu yaralanacak, 8 milyonu kaybolacaktı. 2. Dünya Savaşında ise bu sayı 66 milyona çıkacaktı.
Ümit Yaşar Oğuzcan bir şiirinde;
Nice insanlar gördüm ki ben
Dudaklarında en ateşli türküler
Barış içinde yaşamayı bilmeden
Bir savaş meydanında öldüler diyor.
Rüzgârların zengin ettiği kent diye bahsedilir Troia’dan.
Rüzgârın sertleşip savaş kasırgasına döndüğü günler bu coğrafyadan ve dünyadan uzak dursun, barış içinde yaşamayı bilmeden ölenler artık olmasın.
Melih Cevdet Anday gibi söylüyorum,
O gün gelsin, neşemiz tazelensin de gör
Dünyayı hele sen, bir barış olsun da gör diyorum.
Göremedik barışı biliyorum. Bugün de göremiyoruz biliyorum.
Değerli Davetliler,
Suriye‘de sadece üç yılda 162 binden fazla insan öldü.
Bu Çanakkale’nin merkez nüfusundan daha fazla kişi demek.
İsrail‘in 7 Temmuzda Gazze’ye saldırmasından sonra geçen 1 ay içinde çocuk, kadın, yaşlı 2.000 e yakın insan hayatını kaybetti.
IŞİD terör örgütü, geçtiğimiz ay içinde neredeyse her gün, bu antik tiyatroyu dolduran bizler kadar insanı öldürdü.
İnsanlar ölüyor, insanlar acımasızca öldürmeye devam ediyor.
Barış; hala aç ve açıkta kalan yanımız.
Savaş; kazananı olmayan çirkef hırsımız.
Değerli konuklar,
Tüm bu kan ve gözyaşının hüznünde, Soma’da kaybettiğimiz 301 canın acısı yüreklerimizde iken, bu yıl ki etkinlik planlarımızı yeniden gözden geçirdik. Festivalimizi de olabildiğince duyarlı, dingin ve sakin bir şekilde geçirmek üzere planladık.
Hakkımız olan eğlenmekten Çanakkale’yi haklı olarak mahrum bırakırken, İnsanlık vicdanında da savaşı mahkûm ediyoruz.
Değerli davetliler,
Bu yıl barışla birlikte bir de “Özgürlük” diyoruz.
Sloganımız; “Özgürlük Haktır, Haklar Özgürlük İçindir”.
Özgürlüğü, özgürlüğün değerini biz Çanakkaleliler iyi biliriz.
Çünkü Çanakkale özgürlüğün diğer adıdır.
Gözlerinizi kapatıp Çanakkale’yi dinlerseniz “Özgürlük benim karakterimdir” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ü işitirsiniz.
Özgürlük, bu kentin karakteridir. Bu kent kavga çıkmadığı için değil, özgür olduğu için huzurludur.
Değerli davetliler,
Barış, kardeşlik ve özgürlük süslerini takınan festivalimiz 51. yaşında. Festivalimizde 2002 yılından bu yana yaptıkları güzel işlerle göğsümüzü kabartanlara, yüzümüzü ağartanlara Homeros Bilim Kültür Sanat Ödülünü sunuyoruz.
Cassandra romanının yazarı Christa WOLF ödülümüzün ilk sahibiydi. Dünyaca ünlü yazarımız SayınYaşar KEMAL, Sayın Yıldız KENTER, Sayın Cevat ÇAPAN, Sayın Mustafa ERDOĞAN, Sayın Prof. Dr. Erdinç BAKLA, Sayın Nuri Bilge CEYLAN, Sayın Ayla ALGANKardeş Türküler Grubu ve geçen yıl da bu kentin yaşayanları ödülümüze layık görüldü.
Değerli Konuklar,
Yıllardır Troia Antik Kentinde gerçekleşen resmi açılışta sahibine sunduğumuz Homeros Bilim Kültür Sanat Ödülü’nün bu yıl ki sahibi besteci ve piyanist Kazak sanatçı Anjelika Akbar olmuştur.
Ödülümüzü naifliği, duruluğu, müzik yoluyla insanlığa yaymaya çalıştığı ahenge teşekkür için Sayın Anjelika Akbar’a vermeyi uygun bulduk.
Kadınların kahkaha atmasının dahi yadırgandığı günümüzde, tüm sanatsal bilgisini ve birikimini sonradan vatandaşı olduğu ülkemize aktaran, sanatı yoluyla barışa katkı sunan bu çok değerli hanımefendiye, Homeros Bilim Kültür Sanat Ödülü’nü bugün huzurlarınızda takdim edeceğim.
Ayrıca Sayın Akbar, Troia Festivali için özel olarak hazırladığı Troia bestesini de bu güzel gecede bizlerle paylaşacak.
Ayrıca kendisine takdim edeceğimiz ödül özel bir eser olup, bu ödülü ruhu ve elleriyle şekillendiren Heykel sanatçımız Sayın Cem Sağbil’e de içtenlikle teşekkür ederim.
Değerli davetliler,
Troia Festivalindeki bir diğer heyecanımız ise festivalin afişi için açtığımız yarışmadır.
Bu yıl 10.su düzenlenen Afiş Tasarım Yarışmasına 403 eser ile rekor sayıda katılım oldu.
Bu da gösteriyor ki Afiş Tasarım Yarışmamız gittikçe daha geniş kitleler tarafından takip ediliyor.
52 üniversiteden katılımcıların her birine huzurunuzda teşekkür ederim.
Ayrıca yarışmanın jüriliğini üstlenen Grafikerler Meslek KuruluşuÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Troia-Tübingen Vakfı temsilcilerine de şükranlarımı sunarım.
Bu yıl Işık Üniversitesinden Sayın İdil Dilan SOYER‘in afiş tasarımı 1.lik ödülüne layık görüldü ve tüm basılı malzemelerimizde bu eser kullanıldı. Kendisini kutluyorum.
Değerli dostlar,
Sadece Kahraman Troilalıların mirası değil, aynı zamanda çocuklarımızdan ödünç aldığımız bir değerin koynunda, Troia’da sizi tekrar ağırlamaktan büyük onur duyuyorum.
Festivalimizin; tüm karanlıkların içinden geçip aydınlatan bir ışık, dünya barışı müjdeleyen beyaz bir güvercin olup umut dağıtmasını diliyorum.
Herkes isterse, barış ve özgürlük imkânsız ve hayal değildir.
Savaşın iyisi olmadığı gibi, barışında kötüsü olmaz diyoruz.
Yaşasın barış ve özgürlük.

Homeros Ödülü, Anjelika Akbar’a Verildi
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan törende Homeros Bilim Sanat Kültür Ödülü’nü naifliği, duruluğu, müzik yoluyla insanlığı yaymaya çalıştığı ahenge teşekkür etmek için besteci ve piyanist Kazak sanatçı Anjelika Akbar’a verdi. Ödülü alınca duygulanan Akbar, “Bu zamana kadar çok ödül aldım. Ama bu hayatımda aldığım en güzel ödül. Ben şuna inanıyorum; dünyada ne zaman savaş bitecek? İçimizdeki barışı bulduğumuz zaman. Ben de içimdeki barışı bulmaya çalışacağım. Bu ödüle de layık olmaya çalışacağım” diye konuştu. Odeon’daki tören, Akbar’ın festivale özel olarak hazırladığı Troia’ya bestesi başta olmak üzere piyano eşliğinde verdiği konserle son buldu.

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir