Kazdağlarından Cerattepe’ye Hukuk ve Ekoloji Mücadelesi

13 Mayıs 2016

Ece Ayhan Sivil Girişimi üyesi ve Çanakkale Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Avukat Ali Furkan Oğuz, Ece Ayhan Sivil Girişimi’nin Mayıs ayı etkinleri kapsamında “Kazdağları’ndan Cerattepe’ye Hukuk Mücadelesi” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Ece Ayhan Kültürevi’nde gerçekleşen etkinliğe Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, birçok sivil toplum kuruluşunun temsilcileri ile çevre mücadelesine duyarlı pek çok Çanakkaleli katıldı.

Kazdağlarından Cerattepe'ye Hukuk ve Ekoloji Mücadelesi

“Yatırım Düşmanlığı” Değil Yaşam Alanlarımızı Koruma Mücadelesi
1999 yılından bu yana Kazdağları’nı ve yaşam alanlarını tehdit eden termik santral ve vahşi madencilik projelerine karşı ekoloji mücadelesini sürdürdüklerini söyleyen Ali Furkan Oğuz, bu süreçte 28 tanesi son bir buçuk yılda olmak üzere toplamda 44 dava açıldığını, ekoloji mücadelesinde çok yoğun ve zorlu bir süreçten geçildiğini, her geçen gün Kaz Dağları’nı tehdit eden bir projenin daha onaylandığını ya da “ÇED gerekli değildir” kararı verildiğini üzüntü ile Çanakkale Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün sayfasından öğrendiklerini belirtti.

Anayasanın 169. Maddesi gereğince ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemeyeceğini, ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamayacağını, ormanları yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamayacağını söyleyen Ali Furkan Oğuz, ancak ülkemizde çevreye ilişkin değerleri güvence altına alan yasal düzenlemelerin yok sayıldığını, çeşitli istisnalar gerekçe gösterilerek madenci şirketlerin baskısı ve politik manevralarla Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporlarına karşı açılan davaların “yatırım düşmanlığı” gibi gösterilerek adeta çevre katliamlarına davetiye çıkarıldığını ifade etti.

 

Çanakkale’de Son Bir Buçuk Yılda Termik Santrallere ve Vahşi Madencilik Projelerine Karşı 27 Dava Açıldı
Çanakkale Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu tarafından verilen Hukuk ve Ekoloji Mücadelesi 2000 yılında Çan Termik Santrali ile başladığını belirten Oğuz, “2000 Çan Termik Santrali Davası dışında bu davaların 15 tanesi 2008-2014 yılları arasında açılmış iken (7 termik 8 maden) son 1 buçuk yılda yani Ekim 2014-Şubat 2016 arası açmış olduğumuz dava sayısı ise 27. Bu davaların ise 4 tanesi termik santral davası iken tam 23 tanesi de vahşi madencilik projelerine ilişkin. Yani nerdeyse ayda ortalama 2 dava açıyoruz.” dedi.

Bölgemizde yapılan termik santrallerin olumsuz etkilerinin çevre köylerde ve Kazdağları’nda görülmeye başlandığını çevrede yaşayanlardan çok sayıda şikayet aldıklarının altını çizen Avukat Ali Furkan Oğuz, Anayasa’ya göre ‘herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına’ vurgu yaparak sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bölgede yapılacak olan termik santraller, karbon emisyonu, asit yağmurları ve kül depolama alanlarındaki sızıntılar nedeniyle küresel ısınmaya, kuraklığa, hava ve su kirliliğine, bitki örtüsüne zaman içinde çok büyük zararlar verecektir. Çevrede yaşayan halk projelerle ilgili endişe duymakta, gerçekleştirilmesini istememektedir”

Kazdağlarından Cerattepe'ye Hukuk ve Ekoloji Mücadelesi

“Kopyalayapıştır” Bilirkişi Raporları, Gerçeğe Aykırı Beyanlar…
CENAL, KARABURUN, KİRAZLIDERE 1-2 termik santralleri hakkında açılan davalarda verilen “kopyalayapıştır” bilirkişi raporlarına yönelik ilgili bilirkişiler hakkında görevi kötüye kullanmak, gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık talebi ile suç duyurusunda bulunduklarını söyleyen Ali Furkan Oğuz, bilirkişi raporlarının süresinde teslim edilmediğini, iptal edilen mevzuat hükümleri uyarınca değerlendirmeler yapılarak gerçeğe aykırı raporlar hazırlandığını, bölgede Akdeniz foklarının yaşam alanlarına alanlarının bulunduğuna dair deliller dosyada mevcut olmasına rağmen Akdeniz fokları yoktur denilerek gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğunu, konuyla ilgili hukuki mücadelelerini sürdürdüklerini ifade etti.

ÇED Hileleri…
Şirketlerin son dönemde ÇED raporu dahi almadıklarını projeler hakkında “ÇED gerekli değildir” kararları verildiğini vurgulayan Oğuz “Hangi madenin aranacağının belirtilmesi yasal zorunluluk olmasına rağmen buna uyulmadan projelere arama ruhsatı veriliyor, projeler ÇED raporundan muaf tutuluyor. Şirketler işe başlamadan önce ya madenin gerçek rezervi; ya da çıkartılacak cevher miktarı çok küçük gösterip gerekli izinleri alıyor. Sahaya girildikten kısa bir süre sonra birden bire yeni cevher yatakları bulunuyor veya parça parça kapasite artırımı yoluna başvuruluyor.” dedi.

Türkiye’nin ve dünyanın en zengin bitki örtüsüne sahip noktalarından ve kuşların göç güzergahlarından biri Cerattepe’deki çevre mücadelesine de değinen Avukat Ali Furkan Oğuz bu alanda madencilik faaliyeti yapılması halinde 50.300 ağacın kesileceğinden bahsederek Çanakkale’de sık rastladığımız bir durum olan kazanılmış bir dava olmasına rağmen yeniden verilen ÇED olumlu kararı ve yeniden dava sürecinin yaşandığını vurguladı.

Kazdağlarından Cerattepe'ye Hukuk ve Ekoloji Mücadelesi
“Herkes Sağlıklı ve Dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Mücadeleye devam…”
Anayasa’nın 56. Maddesi gereğince herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu, çevreyi geliştirmenin, çevre sağlığını korumanın, çevre kirlenmesini önlemenin, devletin yükümlüğü, vatandaşların ise ödevi olduğunu hatırlatan Çanakkale Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Avukat Ali Furkan Oğuz Gelibolu Milli Parkı ve dünya mirası Kaz Dağları’nın bulunduğu bölgemizde telafisi imkansız çevre katliamlarına yol açacak, havamızı, suyumuzu, toprağımızı kirleterek yaşam alanlarımızı yok edecek termik santral ve vahşi madencilik projelerine hukuki mücadeleyi sürdüreceklerini ifade ederek konuyla ilgili herkesi duyarlı olmaya, yaşam alanlarımıza sahip çıkmaya çağırdı.

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir