Kent Müzesi’nde “Çanakkale’de İnsan Hakkı Olarak Mimarlık” Konuşuldu

06 Ekim 2011

Her Çarşamba akşamı Kent Müzesi tarafından düzenlenen sohbetlerinin bu haftaki konukları, Dünya Mimarlık Haftası kapsamında Mimarlar Odası’ydı.

“İnsan Hakkı Olarak Mimarlık” adlı etkinlik, Mimar İsmail Erten Kolaylaştırıcılığında, Mimarlar Odası Çanakkale Şubesi Başkanı Sevil Ural ve İnsan Hakları Derneği Çanakkale Şubesi Başkanı Kenan Döner’in konuşmacı katılımlarıyla 05 Ekim 2011 tarihimde Çanakkale Kent Müzesinde gerçekleşti. Mimarların ve Kentlilerin yoğun ilgi gösterdiği sohbet etkinliği, sunuşların yanı sıra katılımcıların katkı ve katılımlarıyla başarılı bir şekilde gerçekleşti. Her yılın ilk Ekim haftası mimarlık Haftası olarak kutlanıyor.

Konuya ilişkin Mimarlar Odası Çanakkale Şubesi Başkanı Sevil Ural şu açıklamayla sunuşuna başladı; Her yıl Ekim ayının ilk pazartesi günü kutlanmakta olan Dünya Mimarlık Günü, bu yıl 3 Ekim tarihinde “İnsan Hakları ve Mimarlık” temasıyla Uluslararası Mimarlar Birliği’ne (UIA) bağlı 117 ülkede, yaklaşık 1.300.000 mimar tarafından kutlanmaktadır. Mimarlar Odası ise, Dünya Mimarlık Günü’nü bütün birimleriyle birlikte ve 40 bine yakın üyesiyle, aynı günün olduğu haftada “Mimarlık Haftası Etkinlikleri” olarak kutlamakta ve etkinlikler Ekim ayı boyunca devam etmektedir. Bu bağlamda mimarlığın kent, ülke ve küresel boyutla örtüşen gündemini birlikte değerlendirmek ve sağlıklı çözüm önerilerini hayata geçirilmesini sağlamak amacıyla bir dayanışma ortamının yaratılmasını hedeflemekteyiz.

İnsan Hakları Derneği Çanakkale şube Başkanı Kenan Döner ise; böylesine bir konuyla insan hakları kavramının ilişkilenmesinin alışılmışın dışında bir olay olduğu ve çok önemli bir konu olan mimarlık konusunda katkı vermekten mutluluğunu ifade etti.

Toplantı kolaylaştırıcısı Mimar İsmail Erten, tüm toplantı boyunca ortaya çıkan sonuçları şöyle ifade etti:

“-İnsan hakları olarak mimarlık temasında öncelikli olan barınma ve sağlıklı fiziki çevrelerde yaşama hakkının altı çizilmiştir. Kentte farklı dışlanmışlıkların yaşandığı Fevzipaşa Çay boyu mahallesi ile sanayinin arkasındaki Çay boyundaki Atatürk Mahallesi olarak bilinen bölgede ciddi barınma ve sağlıklı yaşam hakkının ihlalleri yaşandığı görülmektedir.

-Bir başka konu afet riskine kaşı fiziki çevrenin oluşturduğu risklerin bir insan hakkı olarak ele alınması olmuştur. Özellikle 1999 depremiyle oluşan güvenli yapı kuralları bu tür riskleri azaltmış olsa da, kentin büyük çoğunluğu hala eski yasal kurallara göre oluşmuştur. Bu tür yapıların özellikle deprem riski tehlikesi sürmektedir. Güvenli fiziki bina ve çevrelerde yaşama hakkı en önemli haklardan birisi olduğundan, bu tür risklerin insan hakkı olarak azaltılması kaçınılmaz bir zorunluluktur.

-Kentin bina, mekan ve fiziki çevrelerinde dingin, huzurlu ve rahat bir estetik görünüme sahip olması önemli bir insan hakkı olarak öne çıkmaktadır. Kent estetiği, yeni oluşan bina cephelerinde, sokak, cadde, meydan ve diğer kamusal alan yer-döşeme kaplamalarında ve kent mobilyası olan otobüs durağı, oturma bankı, sanatsal objeler, heykel ve anıtlar, çeşmeler, çöp konteynırı, elektrik direkleri, armatürleri vb. objelerde dikkatli titizlik gerektirmektedir. Bu konularda dinginlik yerine kargaşa, huzur yerine çatışma ve rahatsızlık veren sorunlar kentin önemli bir hali olmaktadır.

-Tarihi ve kültürel çevrenin korunması ve uyumlu mimari çevreyle geliştirilmesi de önemli bir insanlık hakkıdır. Son dönemlerde kentte bu yönde önemli çalışmalar olsa da, gelişkin çabaların geliştirilmesi, kesintisiz ve sürdürülebilir eylemlerin devamı kaçınılmazdır. Kentteki farklı kültürlerin mimari yapı ve fiziki çevrelerde kendisini ifade etmesi, geleceğe taşıması en önemli insan hakkı olarak görülmektedir. Koruma ve geliştirme politikaları bu yönde çalışmalara hız vermelidir.

-Çanakkale kentinin “barış” kavramıyla kurduğu ilişkinin mimari yapı ve fiziki ortamlara da sirayet etmesi beklenmektedir. En önemli insan hakları kavramı olan Barış’ın, bu çerçeve ele alınıp, tüm çatışmaları, kargaşayı engeller bir fiziki çerçevede tasarımlara dönüşmesi özendirilmelidir.

-Mimarlık, insan haklarının temeli olan özgürlük, demokrasi, gibi kavramları geliştirici bir misyona dönüşmelidir.

-Mimarlık, var olan sistemin ve düzenin kötü uygulayıcı bir aracı olmaktan kurtarılıp, insan haklarının geliştirici özneye dönüşmelidir.

-Mimarlar Odası “İnsan Hakkı Olarak Mimarlık” temasını “tüm yıl boyunca” yukarıdaki tüm kavramları ortaya çıkaran, bu kavramalara dair bilgi üreten, bu bilgiyi topluma yayan ve önemli bir mimarlık ve insan hakları “bilinci” oluşturan süreçler yaratmalıdır.” dedi.

Çanakkale Kent Müzesi ve Arşivi’nin 12 Ekim 2011 Çarşamba günü saat 18.00’da konuğu “Bir Seyyar Balıkçının Anıları” sohbet konusu ile Lütfü Avcı olacak.

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir