Lüfer Avı Miktarı 1 Yılda 3122 Tondan 7389 Tona Çıktı

19 Ekim 2013

Doğanın sürdürülebilirliğinden sorumlu olduğuna inananların 2011’den bu yana kutladığı Lüfer Bayramı bu sene Hırvatistan, Arnavutluk, Bulgaristan, İtalya, Ukrayna, Romanya, Makedonya’nın katılımıyla uluslararası boyut kazandı. Slow Food İstanbul Fikir Sahibi Damaklar’ın ‘İstanbul Lüfere Hasret Kalmasın’ kampanyasını takiben başlattığı ‘Lüfer Bayramı’ kapsamında düzenlenen Slow Fish İstanbul etkinliğinde 10 ülkeden 70’in üzerinde katılımcı sunum yapıyor. Boğaziçi Üniversitesi’yle ortaklaşa düzenlenen 4 gün sürecek etkinliğin ilk gününde lüferle ilgili kapsamlı bir sunum yapan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Adnan Ayaz, 2011 yılından bu yana tutulan lüfer miktarının neredeyse 2 katına çıktığını söyledi. 2011 yılında tutulan lüfer miktarı 3122 tonken bu rakam 2012 itibarıyla 7389 tona ulaştı.

Sunumunda lüfer stoklarındaki aşırı düşme ve küçük balıkların avlanmasının büyük bir sorun olduğunu belirten Ayaz, “Bakanlık lüfer stoklarının izlenmesiyle ilgili 3 yıllık yeni bir proje başlattı. Bakanlık lüfer balığının göç yolları, ilk üreme boyu, beslenme rejimi balıkçılar tarafından yıllık avlanılan stok miktarının belirlemeyi amaçlıyor. Gırgır takımları için derinlik sınırlaması 2012 yılı tebliğinde 18 metre derinlikten 24 metreye çıktı” dedi.

Esas değer 28 santimetre
Ayaz, lüferin avlanma boyuyla ilgili olarak da şunları kaydetti: “Lüfer balığı için ilk üreme boyu 25.4 santimetre çatal boyda hesaplanmıştır. Ancak tebliğ total boyu baz almaktadır. Bundan dolayı bu değeri total boya uyarladığımızda 28 santimetre bir değer elde edilmektedir. Stokların korunması açısından balıkların en az bir defa üredikten sonra avlanması esastır. Belirtilen değerden küçük yapılan avcılık stokların çökmesine neden olacaktır.”

Lüfer avında görülen sevindirici artış tesadüf mü, yoksa bu 3 kritik adımın sonucu mu?
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayaz’a göre “Olabilir, ancak kesin bir şey söyleyemeyiz…” Balık avında yıldan yıla av miktarı artış ve azalışlarının çok fazla sayıda değişkene bağlı olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Ayaz bazen 30-40 yıla yayılan uzun soluklu araştırmalar yapılmadan denizlerdeki değişimler hakkında kesin konuşulamayacağını söylüyor.

“Çanakkale Boğazı’ndan Hopa’ya Lüfer Popülasyonunu İzleme Projesi”
Yine de Türkiye, bu konuda 2010 yılı öncesine göre bir adım önde. Çünkü Boğaz’ın Sultanı, adına bayram düzenlenen lüfer, 2013 itibarıyla ‘Çanakkale Boğazı’ndan Hopa’ya Lüfer (Pomatomus Saltatrix) Popülasyonunu İzleme Projesi’ ile ilk kez yakın takibe alındı. Doç. Dr. Ayaz, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı TAGEM’in 3 yıl sürecek projesinde, Çanakkale Boğazı ile ilgili kısmı yürütüyor. Projeyle lüferin üreme boyu, göç yolları, alınan önlemlerin etkileri ‘net’ olarak gözlenebilecek. Yani Türkiye, sadece kendi sularında değil, dün Slow Fish İstanbul etkinliklerine konu olan Tuna’dan Adriyatik’e, Akdeniz ve Karadeniz çanağında balık neslinin devamını dert edinenler için bilgi üretir hale gelecek.

[Kaynak: milliyet.com.tr & radikal.com.tr]

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir