Soydan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bütçesi Hakkında Konuştu

17 Aralık 2012

Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Serdar Soydan Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bütçesi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına mecliste söz aldı.

Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Serdar Soydan mecliste yaptığı konuşmada sağlıklı bir yaşamın sürdürülebilmesinin, sağlıklı bir çevre ile mümkün olduğunu söyledi. Soydan insanoğlunun yeryüzünde yaşamaya ve kendisine ait bir çevre oluşturmaya başlamasından bu yana, insan ve doğa arasındaki dengelerin gittikçe bozulmakta olduğunu belirterek; “Özellikle sanayileşme sonrası ekolojik dengeyi süratle bozarak çevre sorunları yaratan insan, bu sorunların kendi yaşamını, kendi sağlığını olumsuz yönde etkilemesi üzerine çevreyi korumanın gerekliliğini kavramıştır. Bu nedenle öncelikle çevreye, toprağa, suya, havaya bakış açımızı ve anlayışımızı değiştirmek, yenilemek zorundayız. Gelişmiş toplumlardaki çevre ve doğa bilincinin toplumumuzda yerleşmesi konusunda öncelikli olarak ilgili bakanlığa ve hepimize önemli görevler düşmektedir. Bir kızılderili atasözü “son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak” der. Yaşamı yok eden, doğal varlıkların önemini ve değerini görmezden gelen, insanlığın devamı için zorunlu olan toprağı ve suyu kaybeden toplumlar yok olmaya mahkûmdur. Doğal kaynaklarını yok eden bir toplum, gıdasını üretemez ve kendi yaşamını kendisi sonlandırır. Hem doğamızı korumanın, hem açlıkla mücadele etmenin, hem de kaliteli ve güvenli gıdaya ulaşmanın yolu, doğayla bütünleşik ve sürdürülebilir bir yaşam kurmaktır. Atalarımızın “toprağını hor gören, yarınını zor görür” sözünü asla unutmamalıyız. Bugün, hiçbirimizin yüzleşmek istemediği bir çalışmanın sonuçlarını paylaşmak istiyorum. Bm gıda ve tarım örgütünün verilerine göre dünya genelinde, 1 milyar insan kronik açlık çekiyor. Her gün on binden fazla insan açlıktan ölmektedir” dedi.

“Çevre felaketleri geleceği tehdit ediyor”
Soydan hükümetin uygulamaları ve AKP’nin çevre ve doğa anlayışı sonucu ülkenin dört bir yanında yaşanan çevre felaketlerinin geleceği tehdit etmekte olduğunu kaydederek; “Çevreyi yoksayan acımasız ve vahşi sermayenin öncülüğünde topraklarımız, suyumuz ve havamız yani geleceğimiz yok edilmektedir. Hes’ler Karadeniz bölgemizin kanayan yarası olmuştur. Plansız ve yanlış yerlerde kurulan hes’ler endemik bitkilerin yaşamını sonlandırıyor, dereleri kurutuyor, dereler akmaz hale geliyor. Trakya’da ergene nehrinden zehir akıyor, sanayi atıkları bölgede ciddi tehdit oluşturuyor. Turgutlu Çaldağ da maden şirketleri dünyanın en verimli topraklarını barındıran Gediz ovasını ve ormanlarını yok ediyor. Afyon Beyyazı da taş ocakları bölgede yaşayanların sağlığını tehdit ediyor, Balıkesir balya da 80 yıl önce yapılan maden arama faaliyetleri 80 yıl sonra bugün hala balyalıların yaşamını olumsuz etkilemektedir. K.menderes nehrindeki kirlilik biyolojik çeşitliliği ve bölgede yaşayanların sağlığını tehdit ediyor. Dünyanın eşsiz doğa cenneti kaz dağları uluslararası maden şirketlerinin istilasına uğramıştır. Bölgede 2,5 milyon kişinin suyununun temin edildiği, milyonlarca üreticinin tarım yaptığı, tarih ve turizm cenneti kazdağlarındaki tahribat, her geçen gün, her geçen dakika daha da artmaktadır. Gelişmiş ülkelerin kendi ülkesinde kurulmasına izin vermediği, eski teknolojiye sahip çimento fabrikaları, demir çelik fabrikaları, termik santraller çevreyi acımasızca tahrip etmektedir. Dünyanın ve ülkemizin kötü günler yaşamaması ve doğal varlıklarımızı, bir daha geri dönmeyecek şekilde kaybetmemek için mücadele etmeliyiz. Yediden yetmişe tüm toplumda ve tüm kurum ve kuruluşlarda yeni bir anlayış yeni bakış açısı, çevre bilinci yaratmak zorundayız. Ama bu anlayış kesinlikle 10 yıldır AKP’nin sahip olduğu anlayış olmamalıdır. Sayın Başbakan bir saat 10 dakikalık bütçe konuşmasında çevre ve çevre bilinci hakkında hiç bir şey söylemediği gibi, 658 sözcükten oluşan konuşmasında bir kez bile çevre sözcüğünü kullanmamıştır. Sayın Başbakan çevreyi ya unutmuş ya da, soluduğu havayı, içtiği suyu, karnını doyurduğu toprağı yok sayıyor. Veya çevre deyince kendi yakın çevresi ve yandaşları aklına geliyor. Sayın Başbakana önerimiz yakın çevresi ile birlikte dünyanın eşsiz coğrafyası oksijen deposu kazdağlarını, kazdağlarında yaşayan vatandaşlarımızı bir kez olsun ziyaret etmesidir.Sayın Başbakanın hiç şüphesi olmasın kazdağlarında yaşayanların misafirperverliği dünyanın öteki ucundaki sultanlardan daha sıcak ve candan olacaktır. Ama dikkat etsin ekonomi bakanı gibi kazdağlarında maden arayan firmaların tahsis ettiği uçakla gelmesin. Orman ve su işleri bakanlığı ?su hayattır’ diye kampanyalar yapıyor ama unutmayalım ki, bu kampanyayı yapanların izniyle, bir gram altın çıkarmak için 3 ton su harcanıyor ve siyanürlü su doğaya bırakılıyor. Yani AKP hükümeti bir yandan su hayattır diyor, öte yandan sadece bir gr altın için 3 ton suyun zehirlenerek doğaya bırakılmasına müsaade ediyor” dedi.

[Medya Hedef]

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir