Suat Karataş’tan Davut Doğan’a ‘Etik’ Sorusu

07 Ocak 2015

İÇDAŞ Maden İşletmeleri ve Basın Halkla İlişkiler Müdürü Suat Karataş, 07 Ocak Çarşamba günü Artur Otel’de düzenlediği basın toplantısında son günlerde medyada doğrudan şahsını hedef alan yazıların yer aldığını belirterek açıklamalarda bulundu.

Karataş açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Son günlerde medyada doğrudan şahsımı hedef alan yazılar yer almaktadır. Bu yazılardan bir tanesinde de Sn. Davut DOĞAN’ın Biga Ticaret Odası Başkanlığı yaptığı dönemde şahsımı Biga Organize Sanayi Bölgesine Müdür yaptığı ancak aynı zamanda İÇDAŞ firmasında da SSKlı olarak çalışmamı öğrendiği için bu hususun ETİK olmadığından ötürü şahsımın istifasını istediği belirtilmektedir.
Etik kelimesi yunanca ethos yani töre sözcüğünden türemiş olup yanlışı doğrudan ayırabilmek amacıyla ahlak kavramının doğasını anlamaya çalışır. Türkçede etik sözcüğü ahlak sözcüğü ile eş anlamlı olarak da kullanılır. Yani özet olarak tarafımın tamamen kayıt içerisinde SSK’lı olarak İÇDAŞ’ta çalışmam etik dışı yani ahlaksızlık olarak nitelendirilmektedir. Bu nitelendirmeyi tek kelime ile insafsızlık olarak tanımlıyorum. Doğrudur, bundan 12 yıl önce Biga Organize Sanayi Bölgesine müdür olarak atandım. Ancak bu görev, kimsenin bir lütfu olarak tarafıma verilmiş değildir. Söz konusu kurumda SSK’lı olarak her yıl yenilenen sözleşme koşulları ile 5 yıl görev yaptım. Söz konusu görevimin son iki yılında gene her kuruş vergisi verilerek ve tamamen kayıt içi olacak şekilde İÇDAŞ’ta SSK’lı olarak mühendis danışman sıfatıyla çalıştım. Danışmanlık çalışmam Sn. Davut DOĞAN’ın da bilgisi dahilindedir. 12 yıl aradan sonra sanki bu husus yeni öğrenilmiş gibi bir intiba yaratılmaya çalışılması manidardır. Tamamen hukuk sınırları içerisinde yer alan ve kesinlikle kayıt içerisinde yapılan bir çalışma mı etik değildir? Alınteri ile kazanılan kazanç mı ahlaki değildir? Söz konusu çalışmanın karşılığında kazanılan her kuruşun vergisinin verilmesi mi ahlak ile bağdaşmaz? Ahlaksızlık; gizli saklı kayıt dışı işlem yapmaktır. Ahlaksızlık birilerinin hakkını yemektir. Ahlaksızlık haksız kazanç peşinde koşmaktır. Ahlaksızlık vergi kaçırmaktır. Ahlaksızlık kayıt dışı çifte muhasebe defteri tutmaktır. Ben bunların hiç birini yapmadım.
Ben hiçbir zaman gizli saklı, kayıt dışı bir işlem yapmadım, kimsenin hakkını yemedim, haksız kazanç peşinde koşmadım, vergi kaçırmadım, kayıt dışı çifte muhasebe tutmadım. Benim alnım açık yüzüm aktır. Ben sadece alın terim ile çalışıp bu çalışmamım karşılığında da kazandığımın vergisini devlete verdim.12 yıl aradan sonra yapmış olduğum bu çalışmaların Sn. Davut DOĞAN tarafından etik bulunmadığının belirtilmesi düşündürücüdür? İşin açıkçası ilçemizin ve ülkemizin iyi mobilyacılarından olan Sn. Davut DOĞAN’ın nasıl bir etik anlayışı var anlayamıyorum. Kayıt içerisinde alın teri ile çalışmak mı etik dışı olan? Sn. Davut DOĞAN, kendilerinin etik anlayışını korkusuzca kamuoyuna açıklamalıdır.
Ayrıca Sn. Davut DOĞAN tarafından açıklanmasını istediğim bir husus daha vardır. Etik olarak bu hususu açıklamaları, vermiş olduğu konferanslarda söylediği sözlerin de samimiyetini ortaya koyacaktır.
Acaba Sn. Davut DOĞAN 2003 yılında Biga Ticaret Odası Başkanlığı döneminde o dönem yatırım için Biga’ya gelen gerçek bir yatırımcı olan İÇDAŞ’ın yatırımlarının engellenmesi amacı ile Biga Ticaret Odası olarak Çevre Bakanlığı ve doğal olarak İÇDAŞ aleyhine bölgenin doğal, tarihi ve kültürel yapısını bozacağı ve kamu yararı bulunmadığı gerekçesiyle dava açmış mıdır? Dava açtı ise bunun sonucu ne olmuştur?
Dün gerçek yatırımcıları Oda Başkanı olarak dava eden ve yatırımların engellenmesini isteyen Sn. Davut DOĞAN, bugün Biga sahillerine ve tamamı orman olan arazilerde 6 adet enerji santrali ünitesi yapmak için lisans almış ve bu 6 adet santralin 4 adedini çivi çakmadan başka firmalara satmış mıdır?
Daha dün bölgemize yapılacak 120 MW lık santral yatırımını bölgenin doğal tarihi ve kültürel yapısını bozacağı gerekçesiyle Biga Ticaret Odası Başkanı sıfatıyla dava eden Sn. Davut DOĞAN; bugün bunun 35 katı büyüklükte 4200 MW santral lisans başvurusunu 3 ayrı enerji şirketi üzerinden gerçekleştirmiştir. 120 MW santralin bozacağı doğal tarihi ve kültürel yapı 4200 MW ile bozulmayacak mıdır? Sayın Davut Doğan ne olmuştur da bu fikrini değiştirmiştir?
Ben bölgenin sanayi kuruluşunda alın teri ile çalışan emekçiyim. Daima istihdamdan ve üretimden yanayım. Ben çevreye duyarlı ve çevreye zarar vermeyecek gerçek yatırımcıların bölgemizde yapacağı yatırımlara her zaman saygılıyım. Ve bu yatırımların ülkemizin gelişmesi için çok önemli olduğunun bilincindeyim. Ancak tek kazma vurulmadan satılan lisansları görünce bu yapılan çalışmaların istihdam yaratmak veya ekonomiye katkı sağlamak amacının olmadığını da açıkça anlamaktayım. Böyle bir amacın, yani orada kendisinin çalışma isteğinin olmadığı yerde çevre duyarlılığının da olamayacağını düşünüyorum.

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir