“Temiz Deniz” İçin Temiz Basın

31 Aralık 2013

Türkiye ve Yunanistan’dan dostluk ve barış gönüllülerinin kurduğu Defne-Dafni Derneği tarafından ‘Temiz Deniz’ temasıyla İmroz (Gökçeada) – Samotraki (Semadirek)’de 12’ncisi düzenlenen dostluk festivali Gökçeada yerel basınına yansıma biçimiyle de yeni bir gündem yarattı.

Bu yıl Eylül ayında gerçekleşen ve Gökçeada Belediyesi’nin de destek verdiği festival, iki ada arasında gümrük kapılarının ilk kez açılmasını ve ilk kez doğrudan deniz seferi yapılmasın sağladı. Festival boyunca “İki Ada İki Asma” temalı enstalasyon açılışları, Ünlü Fotoğraf Sanatçısı İzzet Keribar’ın eski İmroz fotoğraflarından derlediği sergi, Shinudi/Dereköy’deki eski çamaşırhanede gerçekleştirilen “Beyaz” temalı performans, “Barışa Kurulan Sofra” etkinliği ve “Temiz Deniz” konulu panel gibi birçok etkinlikle Türkiye ve Yunanistan arasında sosyal ve kültürel alanlarda paylaşımın ve dostluğun gelişmesine yapılan katkılar ile festivalin başarısı ulusal çapta yayın yapan gazete ve televizyonlarda geniş bir biçimde yer bulmuştu.

Ancak festivalin Gökçeada’da yayınlanan yerel bir gazete tarafından “fiyasko” olarak nitelendirilmesi hem dernek yönetiminin ve üyelerinin hem de Defne gönüllüsü deneyimli gazetecilerin ve katılımcıların tepkisine neden oldu. Bu tepki Çanakkale’de yerel basının ve gazeteciliğin durumu, basın ahlak ilkelerinin ihlali, azınlıkların medyada temsili ya da yok sayılmaları, hak odaklı habercilik ve barış gazeteciliği gibi bir çok önemli konuyu da yerelden tartışmaya açmış oldu.

“Asıl fiyasko dedikodu üzerinden yazılmış bir yazıyı yayınlamayı gazetecilik sanmaktır”

Defne Derneği yönetim kurulu üyesi Avukat Fehmi Hasanoğlu konuyla ilgili yaptığı açıklamada İmroz/Gökçeada’nın kendine özgü bir gerçekliği olduğunu, geçmişte binlerce Rum’un yaşadığı adada ayrımcı uygulamalar ve baskılar sebebiyle yaşam olanakları ellerinden alınan Rumların büyük bir bölümünün adadan göç etmek zorunda kaldığını belirterek adada bugün ancak 200 civarında çoğunluğu yaşlı Rum vatandaşların yaşadığını söyledi. İki halk arasında birbirini yeterince tanımamaktan ve önyargılardan kaynaklanan bir mesafe olduğunu belirten Hasanoğlu, Defne Derneği’nin Eylül ayında İmroz ve Samotraki adalarında düzenlediği festival ile iki ada arasındaki fiziki mesafeyi de aşarak iki halkın dostluk ve barış taleplerini buluşturduğunu vurguladı. İmroz/Gökçeada’da birçok ilki gerçekleştiren festivalin adada yayınlanan yerel bir gazete tarafından “fiyasko” değerlendirilmesi ile ilgili olarak “Uzun yıllar basın yayın kurumlarının hukuk müşavirliğini yapmış biri olarak diyebilirim ki asıl fiyasko içeriğinden anladığımız kadarıyla katılmadığı bir festival ile ilgili olarak kulaktan dolma bir takım malumatlarla, adeta mahalle dedikodusu üzerinden donelerle yazılmış bir yazıyı yayınlamayı gazetecilik sanmaktır” dedi. Konu ile ilgili haberlerin yer aldığı basılı ve dijital gazeteleri inceleyince, Eylül ayında Gökçeada’da düzenlenmiş olan Dostluk Festivali üzerine kendilerini bilgilendirmek amacıyla görüşmek istediklerini ancak taleplerinin karşılık görmediğini, gönderdikleri bilgilendirme metnine rağmen haberin düzeltilmediğini belirtti.

Defne Derneği yönetimi, ilgili gazeteye gönderilen ancak yayınlanmayan bilgilendirme yazısında şu ifadelere yer verdi.


DOSTLUK FESTİVALİ BİLGİLENDİRME YAZISI

“Eylül ayında gerçekleştirdiğimiz Dostluk Festivali’nin ardından medyada yer alan düşünceler söz konusu kültür-sanat odaklı festivalin başarısını ortaya koysa da, İmroz adası yerel basınında bazı yazıları kaleme alanların festivalin anlamını bile fark etmediklerini gördük. Bunun üzerine ?Deniz Temiz 2013? festivali ile ilgili bir bilgilendirme yazısını hazırlama gereği duyduk.
Ulusal basının Hürriyet, Milliyet, Sabah, Radikal, Cumhuriyet, Bir Gün, Gazete 360 gibi yüksek tirajlı gazeteleri festival hakkında değeriyle orantılı, gerçekçi yansımalar yaptı. Birçok köşe yazarı bu öneme uygun açıklamalara yazılarında yer verdiler, halkı doğru bilgilendirdiler. Çanakkale yerel basınının önemli sesi, OLAY gazetesi ve internette erişimi oldukça yüksek CANAKKALEICINDE.COM gazetesi de festivalin başarısına ve bölgede yol açacağı gelişmelere yer verdiler. Komşu Yunanistan basınındaki yansımalar için de aynı ifadeler geçerlidir.
Hal böyleyken festival için bazı yerel gazetelerde ‘fiyasko’ gibi yakışıksız ifadelere yer verilmesi, şayet kasıtlı değilse, festivalin izlenmeden, kulaktan dolma, eksik, yanlış bilgilerle aktarıldığını gösteriyor. (Bkz. Türk Dil Kurumu sözlüğü. Fiyasko=Bir girişimde gülünç ve başarısız sonuç. Bu kelimenin bu festivale uygun düşmediği aşikâr.)
Dostluk Festivali son derece ciddi bir etkinlik olmuştur. Aktivitelere, katılımcılara, sponsorlara, amaca, Türk ve Yunan medyasında yer alan yorumlara bakılması bile bu ciddiyeti anlamaya yeterlidir. Bazı engellere rağmen tasarlanan tüm aktiviteler başarıyla hayata geçirilmiş, ana hedefe varılmış, hatta kalıcı eserler de bırakılmıştır.
Söz konusu festivalin tanıtımı ve duyurusu Mayıs ayında İmroz’da düzenlenen basın toplantısı ile başladı. Çanakkale basını bile bu vesileyle ada’yı daha yakından tanıma fırsatı bulmuş oldu. İmroz belediyesi basınla ilişki kurdu. Hatta İmroz’da bu kapsamda düzenlenen basın toplantısı bir ilk olarak tarihe geçti.
Bu toplantıda İmroz belediye başkanı Sn. Yücel Atalay şöyle bir beyanda bulundu.”Temmuz başında düzenlenecek olan Dostluk Festivali’ni ulusal basınla duyurmak doğru olacaktır. Yerel basını ise 15 Eylül’de Samotraki adasına, festivalde ulaşımı sağlayacak olan aynı katamaranla, özel bir geziye götüreceğiz.? Bir diğer deyişle, Belediye başkanı, festivalden yaklaşık 2,5 ay sonra yerel basın için özel bir gezi tasarladığını açıklamıştır? Bilindiği üzere mücbir sebepler nedeniyle (elim cinayet, gezi parkı olayları ) Festival 12-15 Eylül tarihlerine ertelenmiştir.
Ayrıca belirtmek isteriz ki, uluslararası festivallerde uygulandığı şekilde ulusal basın davetini organizatör/dernek üstlenir. Yerel basını davet ise yerel yönetimlerin sorumluluğu altındadır. Derneğimiz tüm festivallerinde, 12 sene boyunca bu kurala uygun hareket etmiştir. Bu kapsamda bir festival uzun solukludur. Hazırlıkları yaklaşık bir sene sürer. Bu zaman zarfında, dernek tarafından görevlendirilen üyeler her iki ülkeye giderek yerel yönetimler, yerel dernekler ve halk ile temas kurarlar. Festival’in mekânlarını, program akışını buna göre belirlerler. Derneğimiz bu festival için de aynı büyük emeği harcamıştır. Nitekim İmroz’da Şubat ayında yerel dernek mensuplarını davet ederek bir yemek düzenleyen Defne’ler, Gökçeada Güzelleştirme Derneği ve Gökçeada Çevre Derneği, Gökçeada Güzelleştirme-Yardımlaşma Derneği -Zeytinliköy ile yakın temaslarda bulundular. Hatta ortak bir festival destek komisyonu oluşturdular. Bu bağlamda bizlere yardımcı olan, festivale katılanlar yerel derneklere teşekkür ediyoruz.
Her festivalin amacına uygun bir HEDEF KİTLESİ vardır. Bu hedef kitle hiçbir zaman yöre halkının tamamını kapsamaz. Dostluk Festivali’nin 10.000 kişilik bütün İmroz nüfusunu kapsaması beklentisi gerçekçi değildir. Her festival bir çekirdek kitle, ana katılımcılar (konuşmacılar, müzisyenler, sanatçılar, basın) ile hayata geçer. Organize eden kurum bu ana kadroyu ağırlamakla yükümlüdür. Rockefeller, Ford, Bosche Vakfı gibi çok zengin dernekler/kurumlar dahi bunu böyle yaparlar. Bizler de bu tür dünya çapında faaliyetlere katıla katıla epey görgü, bilgi sahibi olduk zaman içinde. ‘Kendileri çaldı, kendileri oynadı, sadece 80 kişiydiler’ ifadesi bilgi eksikliği ile yazılmış satırlardır. Önemli olan kaç kişinin katıldığı değil, katılan kişilerin yaratacağı ?dalga?dır, estireceği ?rüzgâr?dır. Önemli olan bu etkinliğin medyada yer bulması yüksek sayıda okura, izleyiciye ulaşmasının sağlanmasıdır. Fakat en önemlisi acılar çekmiş iki halkın birbirini anlaması için üstlenilen MİSYONUN anlaşılmasıdır.
Hatırlatalım, Samotraki yıllardır ağır ekonomik kriz yaşamakta olan Yunanistan’a bağlı bir adadır. Uluslararası etkinliklerde, protokol gereği yerel yönetimler ev sahibidir. Kendi bölgelerindeki davetleri organize ederler. Samotraki Belediyesi’nden ikram beklemek pek de münasip bir yaklaşım olmamıştır. Festival broşürlerde yazdığı üzere SAYGIN kurumların sponsor desteğiyle, yeterli bütçeyle organize edilmiştir.
Etkinliğin başarısı için İmroz’da düzenlenen uluslararası panele de değinmek gerekiyor. Bilgilerimiz ışığında İmroz’da ilk defa bu seviyede bir panel gerçekleştiğini anlıyoruz. Konuşmacıların her biri kendi alanlarında çok değerli isimler. Okudukları okulları söylemek bile bu katılımcıların değerini anlatmaya yetmez. (Sorbonne üniversitesi-Paris, Columbia Üniversitesi -NY, Strazburg Üniversitesi, vb…) Üstelik ilk defa bir büyükelçi İmrozlular evinde ağırlandı, panelist olarak da fikirlerini paylaştı. İmroz’a bundan daha iyi bir katkı yapılabilir mi? Ayrıca ”Temiz Deniz” konulu paneli kalabalıkların izlediğini de eklemek gerek.
Diğer aktivitelere de çok sayıda insan katıldı. Fotoğraf sergisi, çamaşırhane-performans sanatı, barışa kurulan sofra, panel, konser, akşam yemeği, dans gösterisi herkese açıktı. İsteyenlerin bu etkinliklere büyük bir heyecanla katıldı. Kaç kişinin katılacağı kesin belli olmadığından son akşam yemeği sembolik bir fiyatla açık büfe olarak sunuldu. Çanakkale’den, Edirne’den kalkıp gelenler vardı. Hep birlikte keyifli bir son gece yaşandı; barışa halaylar çekildi. Müşterek lezzetlerimiz ve dansımız, müziğimiz, konularımızla iki halkın iç içe geçmiş kültürünü ortaya koyduk. Geçmiş acılardan güzel bir gelecek çıkardık.
Festivalden iki hafta önce İmroz ve Çanakkale festival posterleri ile donatıldı. Festival hakkında olumsuz tavır takınanların Ada’da Cafebi’yer, Meydani pastanesi, otobüs terminali, Anemos Otel, Özbek Otel, Kale Otel, Belediye girişi, lokantaların, eczanelerin vitrinleri, Kefalos Kamping, Kale köy restoranları vb.. birçok merkezi mekana asılan posterleri görmedikleri (!) anlaşılıyor. Aleksandroupolis ve Samotraki’de her yerin posterlerle bezendiğini de not edelim.
Ayrıca Festival’in en önemli olaylarından biri, Çanakkale Olay gazetesinin, gene bir ilk’e imza atarak Festivali, Türkçe-Yunanca olarak iki dilden, birinci sayfadan haber yapmasıdır. Böylece sadece Türkiye değil Kuzey Yunanistan’ın da festivali duyması, okuması, öğrenmesi gerçekleşti.
Samotraki ve İmroz ‘tek destinasyon’ olarak tanıtıldı. Böylece turizm sektörüne ”tek seyahatle iki ülkenin gezilip görülebileceği? duyuruldu. Bu adaların Istanbul ve Aleksandroupolis gibi büyük kentlere yakınlığı vurgulandı.
Festival öncesi içinde Atlas dergisi muhabirinin de bulunduğu kalabalık bir doğa gurubu Samotraki’ye giderek bir hafta kaldı. Zirveye çıktılar. Gelecek seyahatlerini yakında daha kalabalık bir ekiple yapmayı planladılar.
Dostluk adına kalıcı sanat eserleri yapıldı. İmroz merkez’de (Kale köy) bulunan ”iki ada-iki asma” temalı enstalasyon biri Türkiyeli biri Yunanlı, iki değerli mimarın yaptığı bir eser. Ada’nın bu ilk enstalasyonuna belediye başkanları tarafından dostluk, emek sembolü zeytin, asma fidanları ekildi. Samotraki limanına da bir enstalasyon yapıldı. Türkçe ve Yunanca iki dilli olarak hazırlanan bu eser ada’ya gelenleri sevgiyle karşılıyor. Belediye başkanlarının buraya diktiği dostluk fidanları büyüyor.
Festival’in en faydalı, en somut sonucu ise, gümrük kapısının Cumhuriyet tarihinde ilk defa açılmasıdır. Yerel basının da yer vermiş olduğu gibi (6.07.2011 tarihli gazete) bu hudut-gümrük kapısının açılması her iki tarafın yerel yönetimlerinin ve ahalisinin en büyük amacıydı, senelerdir. Bu festival ile iki yakada da ‘gelmez’ denilen tekne geldi. ‘Açılmaz’ denilen hudut açıldı. Özetle Festival imkânsızları, hayalleri gerçekleştirdi.
Festival’de yolculuk esnasında yaşanan ibretlik bir olay gerçekleşmiştir. Katamaran’da sebepsiz yere terör estiren, hangi yetkiyle bu tür davranışlarda bulunduğu pek açık olmayan sivil şahıs nobran, kaba tavırlarıyla dikkat çekti. Bu soruları vali, kaymakam, gümrük görevlileri, Gestaş ve Belediye Başkanı’na soruyoruz, resmi olarak da soracağız.
Yunanistan ile birlikte kotarılan bu Festival, İmroz’un ilk uluslarası etkinliğidir. İmroz’un dışarı açılmasıdır. İmroz’un büyük çapta ilk kültür-sanat festivalidir. Kaliteli turist, nitelikli turizm için sağlam bir adım atılmıştır. Kendi kültürüne yabancılaşan İmrozluların sahip oldukları özgün mimarinin ve yaşamın farkına varmaları sağlanmıştır. Samotraki’nin komşu Türkiye, yakınındaki ada ile yaptığı ilk dostluk festivalidir. Samotraki’nin krizle kapanmış olan gümrükleri festival sayesinde tekrar açıldı. Samotraki adası Türkiye basınında geniş yer aldı. Malum, kuzey Yunanistan turizminin %85’lik kısmını Türkiye ve ağırlıklı olarak Istanbul’dan gidenler sağlıyor. Bu orana bakınca bu festivalin Samotraki için ne kadar önemli olduğu anlaşılıyor.
Bu deniz seferiyle Samotraki adası da -bir monopol olan- Aleksandroupolis vapurlarına bağımlı olmaktan kurtulabilir. İmroz’a direk giden deniz seferlerinin kendilerine hem sağlık, hem tatil turizmi için büyük imkân olacağını söylüyor ada halkı.
Kalkınma ve gelişme odaklı bir amaçla festivale süreklilik kazandırmak, yarattığı kazanımları kalıcı kılmak ise yerel yönetimlerin, belki biraz da yerel basının elindedir. Hedeflenen amaç gerçekleştikçe de yerel oluşumların bu tür festivalleri anlama katsayısı artacak, böylesine değerli bir çabayı daha doğru yorumlayacak kalemler, ama her şeyden önce yeni bir ZİHNİYET yerel basına egemen olacaktır.”

Defne Derneği Başkanı Emekli Büyükelçi Yalım Eralp, Dafni Derneği Başkanı ve Aegean Üniversitesi Kurucusu Prof. Dr. Kostas Sofoulis, Defne Derneği Genel Sekreteri Nilüfer Tarıkahya, Defne Derneği üyesi avukatlar Fehmi Hasanoğlu, Haluk İnanıcı, Osman Sultuybek, Reyhan İnanıcı, Defne Derneği üyesi Gazeteci Celal Başlangıç, Gastronomi Uzmanı Osman Serim ve Tercüman Nerina Kioseoglou’nun imzası bulunan bilgilendirme yazısına ve Defne üyesi avukatlar olarak görüşme davetlerine karşılık olarak son derece özensiz kaleme alınmış, imla kurallarına dahi riayet edilmemiş, içerikten yoksun, genelde şahsi yakınma, serzeniş, önerilerle, mesnetsiz iddialarla dolu, nefret suçu kapsamına dahi girebilecek ifadelerin yer aldığı bir cevap aldıklarını söyleyen avukat Fehmi Hasanoğlu iyi niyetli yaklaşımlar içinde olduklarını, bu nedenle tartışmayı değil, açıklama yazısıyla uyarmayı, hatta zaman ayırıp yüz yüze görüşerek bizzat bilgilendirmeyi ön gördüklerini ancak adada emlak komisyonculuğu yaparak gazete çıkartanlardan bu yönde bir karşılık görmediklerini söyledi.

İmroz/Gökçeada artık gözlerden uzak ve izole bir yer değil

Adanın artık gözlerden uzak ve izole bir yer olmadığını, İmroz/Gökçeada’nın muktedir olanın istediği gibi at oynatacağı, çıkarları için azınlıklar üzerinde tahakküm kurulan, hedef göstererek demokratik hak ve taleplerin sindirildiği bir baskı ortamı olamayacağını vurgulayan Hasanoğlu, emlakçılıkla gazeteciliğin farklı başlıklar olduğunu, gazeteciliğin hobi değil başlı başına bir meslek olduğunu, meslek ilkelerine saygılı ve etik bir duruş gerektirdiğini belirtti. Avukat Fehmi Hasanoğlu ayrıca “Tüm iyi niyetimizle öğretmek için elimizden geleni yaparız, yardıma açığız. Bu konuda yeterli eğitmenlik deneyimimiz de var ve biz adaya artık çok sık gelip gitmek durumundayız. Hatta bu konuda emlakçı arkadaşlardan da bize yer bulmaları için talepte bulunabiliriz. Festivalin Gökçeada’ya sağladığı katkılar ortada. Böylesine saygın, prestijli, başarılı, ayrımcılık yapmadan herkesi kucaklayan, maddi-manevi kazanç kapıları açan bir etkinliği gerçekleştirmiş olmaktan Defne Derneği olarak onur duyarız. Küçük yerlerde küçük dedikodular, sürtüşmeler çıkabilir. Bunlar böylesine önemli bir faaliyeti etkilemeyecek küçük çabalardır. Katılımcıların kimlikleri, aktivitelerin kalitesi, hedefe ulaşma, basın yansımaları bir festivalin başarısını ve seviyesini gösterir. Bir Gökçeada yerel gazetesinin önemli bir olayı haber yaparken, bu dedikodu, sürtüşme ve önyargılardan sıyrılabilmesi, gerçeği görebilmesi sadece onu yüceltir. Gerçek gazete yapar.” dedi.

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir