“Zeytinliklerin Yatırıma Açılması Tarihi ve Tabii Mirasın Talanına Yol Açar”

11 Temmuz 2014

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 16 Haziran 2014 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sevkedilen “Elektrik Piyasası Kanunu İle Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” hakkında Çanakkale Ticaret Borsası Zeytin ve Zeytinyağı Komitesi adına Komite Başkanı Dr. Ferhan Savran bir basın açıklaması yaptı.

Tasarı hakkındaki son dönem gelişmeleriyle ilgili olarak Komite Başkanı Ferhan Savran “Bu tasarı özellikle son dönemde sivil toplum kuruluşlarının, meslek odalarının, basın kuruluşlarının ve üreticilerimizin yoğun eleştirisine neden oldu. Teklifin sebep olacağı zararlar ileride telafisi mümkün olmayacak tahribata yol açacaktır.
Özellikle Körfez ve Çanakkale Bölgesindeki zeytinliklerimiz bir tarihi değer, kültür varlığı niteliğinde ve bir kısmı da vakıf malıdır. Bir çok ağacımız asırlıktır ve mirastır. Bir aile geleneğidir ve kültürün devamıdır. Akdeniz ve Ege Mutfağının en önemli ürünlerinden birisi de zeytinyağıdır. Eğer tasarı bu haliyle kanunlaşırsa çok büyük sorunlara yol açacaktır. Büyük Millet Meclisimizin bu kanunu geri çekmesini ve komisyonların yeniden ele almasını temenni ediyoruz. Bu yanlıştan en kısa sürede dönülmesinin ülkemizin geleceği ve sağlıklı nesiller yetiştirilmesi açısından oldukça gerekli olduğunu düşünüyoruz”
dedi.

Ferhan Savran sözlerinin devamında şu ifadelere yer evrdi;

“Çanakkale ülkemizin zeytin ve zeytinyağı üretiminin yaklaşık %10’unu üretiyor. Yine Çanakkale’de 318.000 dekarlık bir alanda sofralık ve yağlık zeytin üretiyoruz. Çanakkale’de 2012 yılında 180.000 ton zeytin toplandı. Biliyorsunuz 2013 zeytinde “yok yılı” idi. Ancak bu yıl rekoltede artış bekliyoruz. Çanakkale’de bir çok aile zeytincilikten, zeytinyağının üretimi paketlemesi ve ticaretinden geçimini temin etmektedir. Özellikle sahilde Geyikli, Ezine, Ayvacık, Küçükkuyu, Bayramiç ve Adalarımızda bulunan üreticilerimiz bu kanun ile çok olumsuz etkileneceklerdir. Burada dikkat edilmesi gereken bir başka nokta daha var. Hükümetimiz son 10 yılda zeytinciliğe, zeytin ağacı dikimine ve zeytin üretimine çok büyük maddi kaynaklar aktardı. Prim verdi. Zeytin ağacı sayımızda hatırı sayılır bir artış sağlandı. Son 10 yılda zeytin ağacı sayımız %70 artarak yaklaşık 167 milyon adede geldi. Ama şimdi bu kanun ile bugüne kadar harcanan emekler ve yapılan desteklerin hepsi heba olacak.
Kanun değişikliğinin çıkış amacı zeytinlik alanlarına yapılan özellikle enerji yatırımlarına ruhsat verilmemesi. Gerek rüzgâr enerjisi yatırımlarında gerekse diğer enerji yatırımlarında bu alanlara yapılacak yatırımlarda ruhsat ve izin işlemlerine bugüne kadar olumlu bakılmıyordu. Zaten kanunu Bakanlar Kuruluna getiren de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız.
Ancak ülkemizin artan enerji talebinden dolayı böyle bir kararın alınmış olması bizleri üzmektedir. Bu kanun ile değişik 3. Maddede belirlendiği şekilde zeytinlik saha tanımlamasında 25 dekarın altında kalan zeytin tarlaları zeytin sahası olarak kabul edilmeyecektir.
Bilindiği üzere geleneksel miras yoluyla ülkemizdeki zeytin tarlaları her geçen gün bölünmektedir. Kanun bu haliyle meclisten geçerse birçok zeytinlik ‘zeytin alanı’ vasfından çıkacak ve yatırıma açılacaktır. Bu yatırımın getirdiği çevre kirliliği ise etrafta bulunan diğer tarım alanlarının kalitesini ve vasfını bozacaktır. Bu zincirleme etkinin telafisi ise uzun yıllar mümkün olmayacaktır.
Bizler Çanakkaleli zeytin ve zeytinyağı üreticileri olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın bu tasarıyı geri çekerek ilgili tüm kurum ve kuruluşların onaylayacağı bir mutabakat ile kanunu yeniden meclise sunmanın gerekli olduğunu düşünüyoruz.
Bu hususta Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız, TOBB, Ziraat Odalarımız, Meslek Odalarımız, illerde bulunan Ticaret Borsaları, üreticilerimiz hep birlikte bir araya gelelim ve geniş bir mutabakat ile bu konuyu yeniden ele alalım. Bu kanun turizmimizi, gastronomimizi, tarihi mirasımızı, geleneksel yemek kültürümüzü, sağlığımızı, doğal güzelliklerimizi ve bakmaya bile kıyamadığımız, gözümüz gibi koruduğumuz zümrüt yeşili sahillerimizdeki zeytinliklerimizi çok olumsuz etkileyecektir. Bir zeytin ağacı çok özel bir ağaçtır ve 8-10 yılda tam meyve verecek hale gelir. Bazı araştırmacılar 1000 yaşında zeytin ağacının olduğunu ifade etmektedirler. Zeytincilik çok değerli bir geleneğimiz, çok değerli bir kültürümüzdür. Zeytin ağaçlarımız büyüklerimizden bizlere hem maddi hem manevi mirastır.
Bizler bu mirasın çok iyi korunacağına, bu geleneğimizin gelecek nesillerimize en güzel biçimde taşınacağına inanmak istiyoruz. Kanunun yeniden gözden geçirilmesini ve üreticilerimizin bu alandaki hassasiyetlerinin gözönüne alınmasını temenni ediyoruz. Kanun tasarısı ile atılan adımın telafisi imkânsız zararlara yol açacağını düşünüyoruz”

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir