Bir Kamusal Mekan Olarak Çocuk Oyun Alanları (3)

Çanakkale’deki oyun alanlarının geliştirilmesi için neler yapılabilir?

Kent Konseyi altında faaliyet gösteren Çocuk Oyun Alanları Çalışma Grubu 2009 yılında, Çanakkale Belediyesi, Park ve Bahçeler Müdürlüğü ile işbirliği yaparak bir eylem planı hazırladı. 2010-2014 yılları arasında kentteki oyun alanlarının aşamalı bir biçimde yenilenmesini ve geliştirilmesini öngören bu Eylem Planı dört temel strateji içermektedir. Stratejiler ve bu stratejiye bağlı olarak önerilen eylemler aşağıda özetlenmektedir[1];

(1) Mekansal yeterliliğin sağlanması

  • Kişi başına düşen çocuk oyun alanının artırılması,
  • Her mahalle için yeterli miktarda oyun alanı ayrılması,
  • 250 m2‘den küçük oyun alanlarının genişletilmesi,

(2) Mekansal ve işlevsel kademelenme

  • Kent, mahalle ve semt gibi farklı ölçeklere hizmet eden farklı büyüklükte oyun alanları tasarlanması ve bu parkların ölçeklerine göre işlevlendirilmesi,
  • Yoğun kullanılan oyun alanlarının, oyun elemanı ve donatı açısından yeniden değerlendirilmesi,

(3) Yaratıcılığı artıracak ve sosyalleşmeyi sağlayacak tasarımlara yer verilmesi

  • Oyun elemanları çeşitlenmesi, sayılarının arttırılması ve oyun alanlarının farklı aktiviteler içerecek şekilde tasarlanması,
  • Oyun alanlarında farklı yaş gruplarına hitap edecek oyun elemanlarına yer verilmesi,
  • Donatıların (aydınlatma, oturma birimi, çeşme, tuvalet, çöp kovası, gölgelik gibi) geliştirilmesi,

(4) Çocuk oyun alanlarının ve elemanlarının güvenlik standartlarına uygun hale getirilmesi

  • Oyun elemanlarının kullanılan malzeme, tasarım ve montaj açısından standartlara uygun hale getirilmesi,
  • Zemin düzenlemelerinin yapılması,
  • Düzenli bakım-onarım ve temizliğin sağlanması,
  • Peyzaj düzenlemesi,
  • Engelli çocuk ve yetişkinlerin oyun alanlarına erişimi ve oyun alanlarını kullanmalarına yönelik düzenlemeler yapılması,

Güvenli olması sıkıcı olmasını gerektirmez
Eylem Planı’ndaki bazı kararları biraz daha açıklamakta fayda olacağını düşünüyorum. Ebeveynleri en fazla endişelendiren konu olan güvenlik konusundan başlayalım. Öncelikle, oyun alanlarında kullanılan oyun elemanları, oyun elemanlarının yer seçimi, montajı ve zemin standartlara uygun olmalıdır. Ama parkın güvenli olması heyecansız olması anlamına gelmemelidir. Çocuklara risk alma fırsatı yaratılmalıdır [2]. Bazı uzmanlar, Türklerin Avrupa toplumlarına göre daha korumacı olduğunu düşünmektedir [3]. Ben bu saptamayı çok ilginç buluyorum ve benim gözlemlerim de bu yönde. Çocuğun üstü kirlenecek diye kaymasına izin vermeyen dedeye, terleyecek diye koşmasına izin vermeyen babaya, düşebilir diye tırmanmasına izin vermeyen anneye hemen her parkta rastlamak mümkün. Fotoğraf 1’de iki miniğin tırmanışları görülüyor. Minikler çok rahat görünüyorlar. Yanlarında babaları var ama çok da yakınlarında değil, fotoğraf karesine bile girmemiş. Ben bu fotoğrafı (Fotoğraf 1) çoğu üniversite mezunu anne babalardan oluşan bir gruba gösterdiğimde dehşete düştüler ve “asla küçük çocuklarının bu şekilde tırmanmalarına izin vermeyeceklerini” söylediler. Yalnızca anneler değil babalar da bu şekilde düşünüyordu.

Fotoğraf 1: Tırmanmayı öğrenen ufaklıklar (Berlin,2010, A.B. Uysal kişisel arşiv)

Bir Akdeniz ülkesi olduğumuz halde suyu bir oyun elemanı olarak kullanmıyor olmamız da bu korumacı yaklaşımın bir göstergesi olabilir mi? Su ve kum en güzel ve en az maliyetli oyun elemanları halbuki. Üstelik yaratıcılığı geliştiren ve birlikte oynamayı teşvik eden malzemeler bunlar. Çocuklarla yapılan (bir önceki yazımızda görülebilir) anketlerde de yüzme havuzu şeklinde kendini gösterse de, Çanakkaleli çocukların suyla oynama talebi hissedilmektedir. Çocukların bir parça su ve kum ile kendilerine bir dünya kurabildiklerini bütün anne babalar bilir (Fotoğraf 2).

Fotoğraf 2: Su, en güzel oyun malzemesi (Berlin,2010, A.B. Uysal kişisel arşiv)

Çocuk oyun alanlarının etrafının çit ile çevrilmesi ebeveynlerden gelen talepler arasındadır. Çocuklar ebeveynlerin sürekli kontrolüne ihtiyaç duymadan oynayabilmelidirler. Ayrıca ebeveynin oturduğu yerden çocuğunu görebilme imkanı olmalıdır. Parkın etrafının çit ile çevrili olması, çocuklar için kontrollü bir alan sağlarken, köpeklerin oyun parkına girmesini de engellemektedir. Çok yoğun olmamakla birlikte, çocuk parklarında köpeklerden rahatsızlığını dile getiren ebeveyn ve çocuklar olmuştur. Çocuk parkına köpek girişi, güvenlik açısından olduğu kadar hijyen açısından da önemli bulunmaktadır.

Oyun alanları herkes için sosyalleştirici olmalı
Üzerinde tartışılması gereken bir diğer konu ise “karma kullanım” olarak ifade edilen tasarım ilkesidir. Oyun alanları farklı yaş gruplarının (yaşlılar, gençler gibi) bir arada olmasına ve görsel etkileşime olanak sağlamalıdır[2]. Çanakkaleli bazı ebeveynler, oyun elemanlarının küçük çocukların kullanımına uygun olmadığını, büyük çocukların hareketliliklerinin küçük çocuklarına zarar vermesinden endişelendiklerini dile getirmişlerdir. Bunun çözümü çocukları ve gençleri her yaş grubuna göre birbirinden ayırmak değildir. Ama oyun alanı yeterince geniş olabilirse, her yaş grubuna hitap eden oyun elemanı ve aktiviteler yer alabilir. Örneğin çocuklar gençlerin grup oyunlarını seyretme imkanına sahip olabilirler. Fotoğraf 3, farklı yaş gruplarından çocukların aynı mekanda ama birbirlerine zarar vermeden oynayabileceklerini göstermektedir.  Oyun alanlarında,  çocuklar yalnızca birbirleri ile değil anne babaları ile de oynayabilmeli.

Fotoğraf 3: Farklı yaş grupları aynı oyun alanında (Berlin,2010, A.B. Uysal kişisel arşiv)
Fotoğraf 4: Çocuklar tek başlarına kaymak zorunda değiller (Berlin,2010, A.B. Uysal kişisel arşiv)

“Engelli çocuk parkı” fikri yanlıştır ve ayrımcıdır
Çocuk parkları, engelli çocukların sosyalleşmeleri ve kaynaşmaları için önemli bir fırsattır.  Bu nedenle yalnızca engelli çocukların gidebileceği bir oyun alanı, onları toplumdan ayırmak ve etiketlemek anlamına gelir. Tüm çocuk parkları, engelli çocukların ve bireylerin kullanımına uygun olmalıdır. Bir parkı, bebek arabası ile erişilebilir hale getirdiğimizde aynı zamanda tekerlekli sandalyeli çocuklar için de erişilebilir hale getirmiş oluruz. Etrafı çit ile çevrili bir park, fiziksel açıdan sağlıklı ancak duyularını tam olarak kullanamayan, duyamayan, göremeyen, tehlikeleri fark edemeyen, anlayamayan çocuklar için güvenli bir ortam sağlayacaktır. Parkta bir denge tahtası farklı gelişen çocuklar için eğlenceli olabilir. İyi tasarlanmış güvenli bir park engelli çocukların kendilerini geliştirmeleri ve sosyalleşmeleri için bulunmaz bir eğitim aracıdır. Engelli çocukların ve annelerinin fikirlerinin, taleplerinin alınması kesinlikle ufuk açıcı olacaktır.

Doğa ile iç içe olmak
Oyun alanları, çocukların yapılaşmış alanlardan kurtularak doğal çevrede oynamalarına ve doğayı keşfetmelerine olanak tanır. Çanakkale’de en fazla kullanılan oyun parklarının başında Halk Bahçesi’nin olması yalnızca merkezi bir konumda olmasının sonucu değildir. Bunda büyük ve ağaçlıklı tek alan olmasının ve aileye de burada uzun zaman geçirme fırsatını vermesinin payı vardır. Halk Bahçesine giderseniz, çocuğunuz salıncağa binebilir, koşturabilir, zıp zıpa binebilir. Sizde çayınızı içerek, arkadaşlarınızla sohbet edebilirsiniz. Tuvalet vardır. Uzun süre burada vakit geçirebilirsiniz. Çanakkale’deki her parkın bu kadar büyük olması ?çok güzel olurdu tabii- beklenemez, ama en azından her mahallede bir büyük park olabilir. Esenler’deki Özgürlük Parkı’nda ağaçlar henüz çok genç. Bu nedenle bu parkta daha uzun süreler geçirilebilmesi için bir an önce gölgelikli alanlar oluşturmak gerekiyor. Sarıçay kıyıları, tüm kentliye hizmet edecek önemli bir rekreasyon alanı potansiyeline sahip. Sarıçay’ın yaya yolu ve otopark ihtiyacı gerekçesi ile betonlaştırılmaması, tam tersine kentin ekolojik sitemine katkı sağlayacak şekilde tasarlanması gerekmektedir. Gelişmiş Avrupa kentlerinin ortalarında hiç dokunulmamış, doğal habitatın korunduğu, kentlinin toprak yollarda yürüdüğü büyük yeşil alanlar örnek alınabilir. Ben ayaklarımızın biraz çamur olmasında bir sakınca olmadığını düşünüyorum.

Son olarak…
Çanakkale, kamusal açık alanların düzenlenmesi açısından yetersizlikler içerse de hala birçok açıdan şanslıdır ve potansiyellere sahiptir. Gerçekten doğal alanlara, deniz kıyısına, çam ormanlarına az bir çaba ile hala ?eğer arabanız varsa- kısa sürede ulaşabiliyoruz. Ama kent gittikçe mekansal olarak büyümekte, nüfus artmakta ve kent içinde yapı yoğunlukları yükselmektedir. Nitelikli oyun alanlarına giderek daha fazla ihtiyaç olacaktır.

“2010-2014 Çocuk Oyun Alanları Eylem Planı”, Çanakkale Belediye Meclisine sunulmuş ve oldukça olumlu karşılanmıştır. Park ve Bahçeler Müdürlüğü 2010 yılından itibaren Eylem Planı’nı uygulamaya koyduğunu açıklamıştır. 2013 yılı itibariyle kentte her mahalleden olmak üzere 22 oyun parkı yenilenmiştir. Bazı parklarda farklı oyun elemanları kullanılmıştır. Çocukların “teleferik” ismini verdiği oyun elemanı (Halk Bahçesi ve Özgürlük Parkı’nda) önünde uzun kuyruklar oluşturmaları ve küçüklerin annelerin tüm karşı koymalarına rağmen teleferiğe binmedeki ısrarlarını ben heyecanla gözlemledim. Hatta zihinsel engelli küçüklerin de teleferiğe binmekten zevk aldıklarını izledim. Düzeneğin biraz daha alçak olması, annelerin endişelerini hafifletebilir! Kordon Düzenlemesinde uygulanan oyun sokağı ve yürüme aksına yerleştirilen heykel-oyun elemanları Çanakkale Belediyesi’nin kamusal mekanlarda çocukları da dikkate alması açısından önemli örneklerdir. Şüphesiz iyi örneklerin artması ve daha da geliştirilmesi gerekmektedir.

Kaynaklar
[1] Başaran Uysal, A. 2010. Çanakkale Çocuk Oyun Alanları, Çanakkale Kent Konseyi Yayınlar 22, Çanakkale.
[2]  Friedberg, M.P. 1982. Juvenile Play Areas, Chapter Seven in Handbook Of Speciality Elements İn Architecture, edited by A. Alpern, Mcgraw-Hill Book.
[3] Aydemir, S. 2004. Kentsel Açık ve Yeşil Alanlar: Rekreasyon, Kentsel Alanların Planlanması ve Tasarımı, Kentsel Alanların Planlanması ve Tasarımı, editör Aydemir, Ş. vd. 285-337. Akademi Kitabevi, Trabzon.

Arzu Başaran Uysal Son Yazıları...

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir