Öğretmen Kubilay

Saim Ertün
06/01/2013

23 Aralık 1930’da irtica Menemen’de, Yedek Subay Öğretmen Kubilay’ın şahsında genç Cumhuriyet’e saldırdı. O gün gericilik bastırıldı fakat başı ezilmediği için bu tehdit bugün de sürüyor. Kubilay’a destanlar yazıldı 82 yıldır. Bu olayı en güzel şekilde anlatan Özbek İncebayraktar’ın aşağıdaki şiiridir.

KUBİLAY DESTANI

Geceydi.Çekilmişti ortalıktan el ayak,
Gökte ay yalnızdı,yıldızlar uzak.
Kara gölgeler dolaşıyordu sokaklarında Menemen’in,
Ellerinde bir yeşil bayrak,
Başlarında Derviş Mehmet denilen o kanlı alçak!
Bir yedek subay öğretmendi Kubilay, yirmi dördündeydi ancak.

Bekçisiydi Cumhuriyetin.
Duyunca ulumaları Kubilay,koşup geldi,
Bekliyordu onu hain bir tuzak,
Hem kalleştiler,hem korkak.
Saldırdılar bıçaklarla üstüne,
Ne iman vardı yüreklerinde ne de merhamet.

Kanlı salya akıyordu ağzından,çıldırmıştı Derviş Mehmet,
Kesti kör bir bağ bıçağıyla boynunu,
Doldurup kanını avucuna, içti vahşi bir hazla kana kana.
Taktılar kanlı başını Kubilay’ın bir sırığın ucuna,
Dolaştılar sokak sokak.
Ezan sesleri yükseliyordu minarelerden,söküyordu şafak,

Düştüler toprağa bir bayrak gibi, teslim olmadılar kolay kolay.
Ve şöyle yazıldı anıtlarına: “İnandılar, dövüştüler, öldüler.”
Bekçi Hasan, Bekçi Şevki, Kubilay.

Özbek İncebayraktar

Mustafa Fehmi 1906 yılında Adana Kozan’da Giritli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. Ailesi buradan önce Antalya’ya, ardından Aydın’a gider ve daha sonra İzmir’e yerleşir. İlköğrenimini Aydın’da tamamlayan Mustafa Fehmi Bursa Öğretmen okulunu 1926 yılında bitirerek öğretmen olur. Kubilay ismini de burada alır. İlk görevini Aydın’da yaptıktan sonra o zamanki adıyla Menemen Zafer İlkokuluna atanır. Bu okulun adı şimdi Kubilay İlkokuludur. Menemen 43. Piyade alayında Yedeksubay olarak görevini yaptığı sırada Cumhuriyet karşıtı ve şeriat talebiyle başlatılan ayaklanmayı bastırmakla görevlendirilir.

23 Aralık 1930 günü Manisa taraflarından Derviş Mehmet adında bir yobaz altı arkadaşıyla Menemen’e gelir. Bir camiye girip üzerinde Arapça yazılar bulunan bir bayrağı çıkararak camide olanları ve merakla orada bulunanları kendileri ile birlikte hareket etmeye davet ederler. Arkalarında yetmiş bin kişilik bir şeriat ordusu olduğunu belirterek aksine hareket edenlerin cezalandırılacağını duyururlar. Halka hitaben “Ey Müslümanlar, ne duruyorsunuz, halife Abdülmecit hududa geldi, sancak-ı şerif çıktı, gelin altında toplanalım, şeriat isteyelim.” sözleriyle halkı galeyana getirmeye çalışırlar ve ellerindeki bayrağı Hükümet Konağı önündeki meydana dikerler.

Toplanan halkı dağıtmak, yobaz isyancıları yakalamakla Öğretmen Yedek subay Asteğmen Kubilay ve emrindeki küçük bir birlik görevlendirilir. Olay mahalline gelindiğinde Kubilay isyancıları ikna etmek ve onlara nasihatte bulunmak amacıyla birliğini geride bırakarak yalnız bir şekilde isyancıların yanına gider; onlara yaptıklarının yanlış,sakıncalı ve kötü olduğunu anlatmaya çalışır. Yobaz gurubu buna mavzer kurşunu ile cevap verir ve Kubilay yaralanarak yere düşer. Canilerden biri (Derviş Mehmet) Kubilay’ın üzerine atılır ve bağ bıçağı ile boğazını keserek Kubilay’ı katleder. Bu durumu gören Kubilay’ın birliğindeki askerler tüfeklerinde gerçek mermiler yerine manevra mermileri olduğundan dağılıp ortadan kaybolurlar. Bu sırada bekçiler Hasan ve Şevki’de şehit olur. Olayın duyulması sonucu yetişen askeri birlikler ve jandarma ile isyancılar arasında çatışma çıkar. Derviş Mehmet ve iki arkadaşı vurulup,yaralı olarak ele geçirilirken, isyancıların bir kısmı da daha sonra yakalanır.

Olay ile ilgili yapılan araştırmalarda; olayın bölgesel olmadığı, organize bir şebeke tarafından düzenlendiği, Cumhuriyeti yıkmak amacını güden irticai ve siyasi bir hareket olduğu ortaya çıkar. Yapılan yargılamalar sonucunda gerici eşkıyanın önemli bir kısmı idam olmak üzere çeşitli cezalara çarptırılır.

Menemen Olayı’nın izleri toplumsal belleğimizde yer etmiş ve Öğretmen Yedek subay Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay “Devrim Şehidi” olarak simgeleşmiştir. Günümüzde de Derviş Mehmetlerin intikamını almak isteyen, Cumhuriyeti yıkma ve şeriatı getirme özlemi içerisinde olanların varlığı biliniyor. Bu kişilerin yakınları arasında devletin önemli mevkilerinde görev alanların olduğu da söyleniyor. Ancak ne kadar Derviş Mehmet özentileri varsa Kubilay’ların da var olduğu açık bir gerçek. Cumhuriyetin temel kazanımlarından taviz vermeden daha demokratik ve çağdaş bir ülke olmamız için çabalarken Kubilay’larıın mirasını da unutmamamız gerekli. Bir Kubilay şehit olursa yerine bin Kubilay’ın geleceğini de…

Devrim şehitlerimiz Kubilay, Hasan ve Şevki için yaptırılan Anıt mezarda “İnandılar, dövüştüler, öldüler ” diye yazmaktadır. Şehit edilişlerini yıldönümünde kendilerini rahmet ve minnetle anıyoruz.

[Görsel Kaynak: wikimedia.org]

Filtreler:

Saim Ertün Son Yazıları...

Yorumlar...
  • İsmail Bayırlı
    22/04/2021 22:25

    Saim Bey yazılarınızı zevkle okudum. Yalın ve akıcı bir anlatımla yazmışsınız. Çok beğendim. Aynı anlatımı kitabınızı okurken de izlemiştim. Güçlü bir dile ve kaleme sahipsiniz. En içten dileklerimle kutluyor, bu güzel çalışmaların devamını temenni ediyorum.

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir