Adı: Doğa / Soyadı: …… / Yaşı: 14

14 yıl geride kalmış.
Bu etkinlik başladığında doğanlar, ondört yaşında.
Neredeyse çocukluklarını bitirip, gençliğe yol almaya başlamışlar.
Belki de birçok delikanlımız ve kızımız, bu etkinliklerin birinde yürürken tanışmıştır. Bir konser sırasında bakışmışlardır. Bir düğün salonunda birbirine yakışmışlardır. Bir hayatı paylaşıyorlardır. Çocuklarıyla geliyorlardır belki de, şimdiki etkinliklere.
Belki de ömründe, ilk defa bir sanatçıyı “canlı” olarak bu etkinlikte görmüştür, Hatice Teyzem.
Mehmet Dayım coşmuştur, bir Ege türküsüyle.
Başka birisi, hayran kalmıştır bir darbukacının ellerine.
Birisi; “breh be adam ni çalıyo” demiştir.
Dedemin birisi, “Söyleyemem derdimi kimseye” şarkısını canlı dinleyince derin bir oh! çekmiştir.
Çok anılar birikmiştir, insanların gönüllerinde çok.
Herkesin bir anısı vardır, bu 14 yıl içinde. Ne anılar vardır, kim bilir? Gönüllerin en ince yerine kazınmış ve gizlenmiş..
Doğa yürüyüşü olduğu gün doğdu, bizim olanın dadası” diyen de vardır.
Doğa yörüyişinden bir havta sona bizim gıza nişan yapciz” diyene de rastlamak mümkün.
Doğa yörişinden evvel, olanı sünnet ettiverem didik.
Doğa yörişi va, gelin hadi Yenci
Kısacası “bir milattır.” Kazdağ Doğa Yürüyüşü ve Şenlikleri.

Âşıklar Çeşmesi‘nden çok sular içilmiştir. Çok bakılmıştır, Yenice’ye.
Çok bakılmıştır, Yenice Göleti ile Davutköy Göleti’ne.
Kollarını açıp bağıranlar bile olmuştur.
Burası cennet, heeeyyyy millet.” Diye haykıranlarda olmuştur.
Bir yabancı, şaşırıp telefonuna sarılmış.
Abi, Kur’an çapsın. Ben müthiş bir yerdeyim. Böyle bir şey olmaz. Alt alta iki gölet var. Manzara müthiş. Temiz hava, Orman. Abi Kazdağları burası. Heee Yenice ya. Küçük bir yer. Çanakkale’nin ilçesi abi… Duymadın mı? Yapma abi! Hiç mi haritaya bakmadın?. Abi küçük ama, büyük ilçe burası!?
Birçok tohum fidana dönmüştür, 14 yılda Taşlıburun’da.
Birçok küçük fidan gülümsemiştir. Bu konuşmaları kıpırdamadan dinlemiştir, bir ağaçkakan kuşu.
Bir “Alakabak Kuşu” alkışlamıştır.
Bir tilki de, kenardan kayıt altına almıştır konuşulanları.
Yaşlı bir ağaç duygulanıp, yaprak ucundaki son yağmur damlasını da azat etmiştir.
Bir çiçek açmıştır, “Helen” güzelliğinde.
Kekik kokulu bir rüzğar esmiştir, insanların yüzüne.
Gölgeleri, daha da koyulaşmıştır andızların, çamların.
Suları, daha coşkulu ve serin akmıştır bütün çeşmelerin.
Bir karatavuk, en hızlı uçuşunu yapmıştır sevinçten.
Bir ardıç tohumu, intihardan vazgeçmiştir.
İlk defa korkmamıştır kaçmamıştır, tarla kuşu yerdeki yuvasından.
Bir yılan, ilk defa gülümsemiştir bir insana.
….
Sevgi karşılıklı değil midir?
Doğa sevginin karşılığını fazlasıyla verir, kendisini zerre kadar sevene de fazlasıyla verir. Boş oturana da dokunmaz doğa. Kendisine zerre zararı olanı da hiç affetmez. Sabırla bekler. Günü gelince cezasını infaz eder.
Yenice’de yaptığımız bu etkinlik, bu sevginin bir göstergesidir.
İşte bütün bunlardan dolayı, “Kazdağ Doğa Yürüyüşü ve Şenlikleri” hiç bitmeyecek.
15. yıl daha coşkulu kutlanacak ve gerçekleştirilecek.

**
Bu yıl şenliklere, dağın içinde de katıldım.
Taşlıburun’a gittim. Aşıklar Çeşmesi?nden su içtim.
Otobüslerle gelip yürüyüşe katılanları gözledim. “Ege TUR’a” ait iki otobüs yürüyüşe geldi. Otobüsteki misafirler, “Burhaniye’den” gelmişler. Yaş ortalaması ellinin üstünde. Bir kısmı yürümeyi göze alarak yola düştü. Bir kısmı da otobüslerle Yenice’ye geri döndüler.
Ben, bu yıl yürümedim. Tembellik ettim, bazı nedenlerle.
Yürüyüş parkurundan geçtim. Mahmutoğlu Çeşmesi‘ne bir basın aracı ile ulaştım.
Yolda yürüyenleri gözledim.
Öğretmen Rahmi Sarıbıyık’tan, yürüyen küçük çocuklardan özür diliyorum. Analardan ve ablalardan da. Yürümediğim için.
Yürüyüşte örnek olacak ve alınacak davranışlarda vardı.
Çanakkale’den bir komutanımız yürüyüşün içindeydi.
Çanakkale milletvekili, Mehmet Daniş, temposunu düşürmeden parkuru tüketti.
Sayın milletvekili, sigarayı bırakınca kilo almış. Spora başlamış. 8 km milletvekilimize bence az geldi.
Sigara sporla hiç uyuşmuyor zaten.
Bir gün herkes bizim yanımıza gelecek.
Yaşasın sigarasız hayat
Konuyu dağıtmayalım.

Mahmutoğlu Çeşmesinde, “Mehter Takımı” vardı.
Ben mehteranı dinlerken, yapılan çok açık hataları duyunca hayrete düştüm. Mehteran “Çanakkale Türküsü?nü” bile yanlış okudu.
Eledim eledim” türküsü bile bir acayip olmuş.
Hem sonra, bildim bileli her doğa yürüyüşü şenliklerine bir “Mehteran Takımı” geliyor.
Sanki mehteran takımı gelmezse, şenlik olmazmış gibi bir hava yaratılmış.
Aslında kimse de ilgi göstermiyor. Beş yılda bir mehter getirilse belki daha iyi olur. O zaman ilgi çeker.
Bu mehteran işinin bence suyu çıktı.

Atatürk İlköğretim Okulu öğrencilerinin, “çiftetellisi” daha ilgi çekiciydi.
Bu yıl ki etkinliğin en ilgi çekici bölümü, Akçakoyun YİBO güreş takımının, Camlı Kahve önündeki gösterisiydi.

Edremit, Kadıköy Beldesi güreş takımı da gelince güzel güreşler yapıldı.
Kız Güreş takımı da, Yeniceliler için ilginç bir olaydı. İlk defa kızlarında güreştiğini gördü Yeniceliler.
Akçakoyun YİBO Müdürü Abdülmelik UÇAK, güreşlerle çok ilgili. Kendisi de bir güreşçi. Milli Güreşçi ve Antrenör İsmail KURTTÜRK, bu işin sevdalısı. Akçakoyun YİBO’dan bölge birincisi ve Türkiye dördüncüsü çıkarmış. Yenice’nin adını duyurmuş. Yetmez mi?
Yenice Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü ve Akçakoyun YİBO Müdürlüğü?nün ortak çalışmasıdır bu güreşçilerin yetişmesi.
Doğa Yürüyüşü etkinliklerinde güreş olmasının fikir babası da benim. Benim kazancımda gölgede oturmak oldu.

Gelelim akşam etkinliklerine.
Üç defa kol bastı, birde holilopla saat 21.30’u bulduk.
İnsanları ateş bastı. Herkes külbastı oldu.
Yenice Meslek Yüksek Okulu öğrencileri harikaydı. Ancak bir gösteri, üç defa izlenince işin cılkı çıkıyor.
Anladığıma göre mehter takımı, Camlı Kahve önündeki çalmasından sonra, zurnanın son deliğini bulamadı, ararken de garaj içine ulaşamadı. Bu nedenle boşluk oluştu.
Boşlukta çırpınan sunucu, yine hepimizin annesi oldu. Sütümü helal etmem dedi.

Ben, yereldeki mahalli sanatçıların da etkinlikte yer almasından yanayım.
Bu boşluk, Fahrettin ve Tamer ile. Yüksek okuldaki, Emre ve arkadaşlarıyla. Benim yeğenim gitarist Suat’la. Klarnet üstadı Ahmet Demir, Kemanın Sultanı Vahdet ÖZMEN?le, Yaşar ATALAY?la, dahası Yenice MYO, Türk Sanat Müziği korosu ile doldurulabilirdi. Daha İhsan var. Akçakoyunlu Gökhan Garagili var. Akçakoyun?da Talat Çağlar ve arkadaşları var. Var. Var. Var. Ne isterseniz var.
Allah aşkına, yüzünüzü bu insanlara bir dönün.
Daha sayayım mı?

Kültür Bakanlığı TSM ve THM sanatçılarına ve sazendelerine hiç sözüm yok.
Bu sanatçılar işlerini dört dörtlük yapan, sorumluğunu bilen insanlardır.
Çok seviyeli bir konser oldu.
Bana göre çok güzel.
Benim yaşımdaki insanların penceresinden, böyle görünüyor manzara.
Gençler çok ilgi göstermiyor.
Gençlerin, müzikteki ilgi alanları çok farklı.
Bu günlerde popüler olan, “Sıla“, “Hande Yener“, “Demet Akalın“, “Emre Aydın“, “Serdar Ortaç“, “Yalın” vb şarkıcılar olsa, gençleri gör.
Tabii ki bu işler bütçe işi.
Ayağını yorganına göre uzat” demişler.
Bizim yorganın boyu demek ki bu kadar.
Ayakları, dışarı çıkarmanın gereği yok.
Yine de ben diyorum ki.
Yereldeki müzikle uğraşanları unutmayın.
Bu etkinliğin içinde iki saatte bize mikrofon verin.
İki saat.
Mehter Takımını da tatile gönderin.
Başka kültürel etkinlikleri, Yenicelilerin görmediği etkinlikleri getirin.
Biz sizinleyiz. Bizimde söyleyecek sözümüz var.
Hep birlikte kaldıralım ağırlığı.
Bizi sevindirin.
Yılda bir, bize unutulmayacak anlar yaşatın.
Ellerimiz patlayıncaya kadar sizi alkışlayalım.
15 yaş kutlamaları, “daha güzel” olacak.
Dört gözle bekleyeceğim gelecek haziranı.
Yeşil erik, kırmızı kiraz bekler gibi.
Bekleyeceğim.
Göreceğim.
Göreceğiz.

Şuayip Odabaşı Son Yazıları...

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir