Yenice’de Meslek Yüksekokulu

Yenice’nin lokomotifi, Yenice Meslek Yüksek Okulu’dur.
Bunu, üstüne basa basa söylüyorum.
Yenice ekonomisine hareket getiren, Yenice’de yüksek öğrenim gören öğrencilerdir.
Bu öğrenciler olmasın, esnaf köylülere iki kilo şekerle, bir paket çay dışında bir şey satamaz.
Lokantalar, pideciler, köftecilerde sinek avlar.
Otobüs firmaları, mazot parasını bile kazanamaz.
Ekonomide bu kadar etkilidir öğrenciler.
Ülkemizin çeşitli illerinden, değişik kültürler içinden gelen öğrenciler, yaşadıkları yörelerin kültürlerini, Yenice’ye getirerek bir değişimin öncüsü oldular, oluyorlar.
Yenice’deki gençlerin önceleri öcü gibi gördükleri her hareket ve davranış artık benimsenir oldu. Kimse birbirine, “böyle değil” “böyle olacaksın” diye dayatma yapmıyor.
Uzun saçlı erkekler dayaktan kurtuldu. Kimsenin sakalına bakılıp “önyargılı” davranılmıyor.
Kimse kıyafeti ile ön plana çıkmıyor ya da eleştirilmiyor.
Herkes özgür iradesi ile saçına, sakalına şekil veriyor ve de istediği gibi giyiniyor.
**
Yine de benim şüphelerim var.
Ben böyle düşünüyorum.
Ya başkaları?
Bir etkinlik için MYO’na gidiyorum.
Tanıdığım, evimde misafir ettiğim bir erkek öğrenci, iki kız arkadaşı ile okula gidiyorlar. Boş gidiyorum ya. Bir de tanıyorum. Öğrencileri, arabama almak istiyorum.
Erkek öğrenci, binecek. Kızlar binmiyor.
İnanın, kızlar bana “öcü” gibi bakıyor.
Bu kızları bu hale kim getirdi?
Memleketlerinden böyle gelmediler Yenice’ye?
Demek ki bunları, rahatsız eden durumlar ve davranışlar var Yenice’de.
Bu sorunları aşması gerekiyor Yenice’nin.
**
Yenice Meslek Yüksek Okulu’nda çok güzel şeyler oluyor.
Okul bünyesinde, “Kültür ve Sanat Topluluğu” oluşturulmuş. Bu topluluk çalışıyor.
Müzik ve tiyatro etkinlikleri düzenliyor.
Geziler düzenleyip, Yenice ve çevresini tanıtıyorlar.

Okulda yapılan, “Türk Sanat Müziği” konserine katıldım.
Öğrenciler öğretmenleri, Yaşar ATALAY yönetiminde hazırlanmışlar. Yöre müzisyenleri, klarnette Ahmet Demir ve kemanda Vahdet Özmen’in katkılarıyla öğrenciler şarkılarını okudular.
Zor ama güzel şarkılar seçmişler. Özveriyle okudular. Kendilerine göre çok doğru bir iş yaptılar.
Gençlik heyecanı mı… nedendir bilemiyorum
Sahnede genel olarak bir disiplinsizlik vardı. Solo şarkıları okuyan arkadaşlara, sahne davranışları konusunda bilgi verilmemişti.
Dinleyicilere gelince, hep öğrenciler vardı. Keman, solo geçerken gençlerin arka sıralarda “gürültü” etmeleri hoş değildi. Arkadaşları sahnede terlerken, gırtlak patlatırken “kikiri kukuru” olanlar vardı.
Konser sonunda, kimse birileri konuşacak mı diye beklemeden, salonu terk ettiler.
Konserden öncede, şiir dinletisi olduğu söylendi,
Peşpeşe iki etkinlik.
Daha önceki yıllarda, bir şiir dinletisine katılmıştım. Çok güzeldi.
Utku ERİŞİK isimli bir öğrencide tek kişilik, Atatürk’ün 250 fotoğrafından oluşan ve Ulusal Mücadelemizin anlatıldığı, “Hoş Gelişler Ola” adında bir oyun hazırlamış.
Gidip göreceğiz.
**
Yenice MYO, “Kültür ve Sanat Topluğu’nun” etkinlikleri daha da güzel olacak buna inanıyorum.
Benim anlatmak istediğim şu.
Yapılan etkinlikler, “Kendin çal, kendin oyna” anlayışında olmamalı.
Ben daha önceki yıllarda yapılan etkinliklere daha çok gidiyordum. Şimdi gitmiyorum. Sebebi nedir?
Daha önceki yıllarda, öğrenciler canlı canlı davetiye dağıtıyorlardı. Yanımıza gelip davetiye bırakıyorlardı.
Şimdi böyle bir şey var mı?
Varsa niye bize gelen yok?
Niye birisi benim yanıma gelip: “Öğretmenim, siz fotoğraf yarışmasına katılmışsınız. Size küçük bir ödül verilecek” demedi? (Katılmadık. Ödül varsa göndermeye de gerek duymadılar)
“İnternetten davetiye gönderdik” diyeceksiniz?
Bana her gün, Antalya’dan, İstanbul’dan davetiye geliyor. İnternetten.
Yenice’de yanımdan geçiyorsunuz. Ağzınızla söyleyiverin.
Ne ola ki internet?
**
Konserde öğrencilerden başka kimse yoktu.
Yenice insanı nasıl çekilecek bu etkinliklerin içine?
Öğrenciler yolda, benden kaçıyor.
Yüksek okul öğrencilerinin, öğrenci olmayan hiç mi arkadaşları yok?
Ya da evinde kaldıkları ailenin bir ferdi ile görüşmüyorlar?
Her öğrenci bir seyirci getiremez mi?
“Kültür ve Sanat Topluğu” bu etkinlikleri Yenice’nin içine taşımalı.
Tiyatro eserlerini, okul salonlarında da sergilemeli.
Beldelerdeki okullara da gitmeli.
Gelin, yasal işlemleri yerine getirerek, bu etkinlikleri Yenice’nin içinde de gerçekleştirin.
Ya okula insanları getirin.
Ya da etkinlikleri Yenice’nin içine taşıyın.

Etkinliklerinizle, “Doğa Yürüyüşü” Şenliklerinde de yer alın.
**
Öğrencilere yardım etmek istediğimde, öğrencilerin bana güler yüzle bakmasının / bakmamasının nedeni sosyal etkileşim ve iletişim kopukluğunun içinde.
“Size gelen yoksa siz onlara gidin.”
Gelin, Yenice ile kucaklaşın.
Büyüklük sizde kalsın.

Ne diyeyim.
Gerisi sizin elinizde.

Şuayip Odabaşı Son Yazıları...

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir